Kırık Kalpler

7 3 0
                                    

Akşam olduğunda Pavlov eve gelmiş odasına girip kapısını kapatmıştı. İlya özlemişti abisini. Çocukluğunda abisiyle oynadığı oyunlar geldi aklına, onu sarıp sarmalaması, her düştüğünde ayağa kaldırması. İlya bir zamanlar normal ailede olduğun hatırladığında yeniden gözyaşlarına boğuldu. Her şey değişmişti abisiyle beraber, daha soğuk olmuş canını yakmıştı. Şimdiyse öldüğünü hiss ediyordu İlya, anesiyle beraber gömülmüş gibi hiss ediyordu kendini. Abisinin ardından odaya taraf yürümeye başladı. 3 yıl olmuştu bu odaya ayak basmayalı. Kapıyı çaldı yavaşça. İçeriden ses gelmeyince kapı aralığından içeri saldı kafasını. Abisi yatağa oturmuş kafasını elleri arasına almıştı.  Her zaman hayranlık duyardı abisine ağlamadığı için. İlk kez ağlamadığı için üzüldü abisine, ilk kez güçlü durması kalbinde yaralar açtı, gözünden akmayan her yaş kalbini delip geçti. Kapının pervazına yaslanıp onun yerine de ağlamaya başladı, akıp giden yıllarına, annesine kalbini delen oka, babasının çaresizliğine, abisinin güçlü durmasına ağladı İlya. 

Genç adam bakışlarını kaldırdığında küçük kardeşini gördü. Ağlamaktan bir-birine girmiş saçları, kızarmış burnu, şişimiş gözleriyle dağılmış bir İlya vardı karşısında. 
Pavlov: "Bir şey mi oldu?" dedi soğuk çıkan sesiyle. Dökemediği her damla içerisinde buz kütlesi yaratmış ve bu soğuk bakışlarına yansımıştı.

İlya: "Annemiz öldü abi?"İlya burnunu çekerek abisine baktı.

Pavlov:"Yaratılışımızda ölüm var. Her kes elbet bir gün ölümü tadacaktır. Bunun için yıllarca ağlamak gerekmez." genç adamın sözleri İlyanın kalbine saplandı. Biliyordu doğru söylediyini yine de belk küçük bir teselli duyar umuduyla yanıp tutuşmuştu. Abisini özlüyordu uzun zamandır.

İlya: "Seni özledim abi."

 Pavlov: "Her gün evdeyim."

İlya: "Öyle olmadığını biliyorsun. Neden değiştin abi?"

Pavlov: "Yeter İlya! Çocuk değilsin sen. Git odana ve uyu".

İlya: "Neden yüzümüze bile bakmıyorsun? Yıllardır nerede yalnış yaptım diye düşünüyorum. Her akşam yemekte gözlerine bakıyorumdum ama ben fark etmedin. Abi nerede yalnışım var bilmiyorum ama özür dilerim".

Pavlov: "Yeter!" Pavlovun sert ve otoriter sesiyle bir anlık gözleri yeniden doldu. Kırılmıştı ama onu da anlamaya çalışıyordu.

İlya: "Abi gerçekten seni ..."

Pavlov: "Yeter dedim sana!"

İlya:"Evde ..."

Pavlov: "İlya ben senden bıktığım için uzaklaştım! Sulugöz bir çocuk gibi durmadan ağlamandan bıktım! İyilik meleği falan mısın sen?!"

İlya:"Abi ben ... "

Pavlov: "Gerçekten benden ne istiyorsun?! Buraya gelip zırladığında koşarak sana tesell vermemi mi?! Bıktım artık anlıyormusun?! Siktiğimin hayatında yüzünüzü görmekten bıktım!"

İlya: "Şu an sinirlisin ..."

Pavlov: "Sinirli değilim İlya, seni sevmiyorum! Annenin ölmesi umrumda bile değil, ya da ayyaş babanın içki ambarından çıkmaması! Senin ölmen bile umrumda değil! Hiç birinizi sevmiyorum!"

Sözlerden sonra dondu İlya. Biliyordu abisinin üzüntüsünü sinirle attığını, ama yine de kalbi kırılmıştı. Sığdıramamıştı eski mutlu anılarına bu sözü. Annesinin  ruhuna yakıştıramamıştı, kendisinin bu kadar iğrenç olduğunu düşünmemişti hiç. Tanrısına bağlı olan İlya ilk kez ölmeyi düşündü. Cehenneme gtse bile bu sözler kadar acıtamazdı kalbini. Sadece baktı abisine. Bir damla göz yaşı düştü gözünden ve buruk tebessümle baktı.

Pavlov şimdiden pişman olmuştu bile, yine de bir şey demeden oturdu kalktığı yere. Her şeyi yeniden berbat ettiği için nefret ediyordu kendisinden. İlya o kadar masumdu k bu sözler karşısında yine de ona olan saygısını korumuş bir şey dememişti. 

İlya: "Özür dilerim. Sinirle söylediğini biliyorum, annem için azıcık da olsa üzüldüğünü de. Hayatının bir- birine karıştığının da farkındayım. İntikam alma isteğin gözlerinden okunuyor. Kalbi bana açtığın için teşekkür ederim ama ..."

Pavlov merakla cümlesinin devamını bekleyerek gözlerine baktı. Pişmanlığını göstermek için. Oysa kırdığı kalp artık bir şey göremez hale gelmişti.

İlya: " ama ... ama ben bu kadarını kaldıramam abi. Her ne kadar sözleri sinirle söylediğini düşünmek istesem de yıllardır kurduğum hayallerdeki konuşma gibi olmayacağını bilemem gerekirdi. Seni bu kadar bıktırdığımı fark etmemişim. Özür dilerim".

Pavlov yine bir şeyleri berbat etmişti. Kalbinde bir ses bağıra - bağıra bunların doğru olmadığını, onun da özlediğini söylese de ağzı hiç bir şekilde açılmadı. Sadece baktı. Ağlayamadı, kardeşinin yanına gidemedi, annesi için bir kez daha gözyaşı dökemedi Pavlov.

Normandiya DüküHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin