dominik-dusan
dominik;
dusanbi sorunumuz var
dukkanin arkasina gel
dusan;
nasi geliyimbay dzeko ve enisteci arkadasi ile uc sandalye cektik oturuyoz
dominik;
sigarasigara icecem de
dusan;
ben sigara icmiyorum ki dominikdominik;
İŞEMEYE DIYE KALK O ZAMAN AMK KIRMIZI ALARM DIYORUM NANINANINNANINANI HERKES BURDA SENI BEKLIYORUZ NANINANINANINANI🚨🚨🚨
dusan;
geliyorum allahin belasi-
Lavabo ihtiyac olduğunu söyleyip Edin ve Frederico'nun yanından kalıyorum. Daha sonra benliğimi ele geçiren merak duygusu ile sezgisel hamlelerle bahsi geçen dükkanın arka tarafına ilerleriyor ve artan seslere kulak kabartıyorum.
Arkadaşlarımın konuşmalarını işitince adımlarımı hızlandırıp köşeyi dönüyorum. Dört oğlanın simaları teker teker gözümün önüne gelirken suratlarındaki o bıkkınlık kaplı ifadeyi yakalıyor ve ister istemez tedirgin oluyorum. Gözler bana dönerken yanlarına gelince kendimi yerde bağdaş kurmuş Sebastian'ın yanına atıp sorgularcasına sallıyorum kafamı.
"Evet, şimdi diyeceksiniz ki bu önemli günde neden buraya topladın bizi. Ben de size diyeceğim ki we got a big problem. Şimdi şöyle ki Bay Dzeko'nun enişteci arkadaşı var ya, adı Frederico olan, şuan ön tarafta kırk senelik esnafmışçasına beyaz plastik sandalyelerde falan oturuyor hatta." Diyor duraklaya duraklaya. Elini ensesine atıp orayla oynuyor, bakışlarını yere dikiyor. "Ee ?" Ryan'ın sabrı sınanıyor yavaş yavaş. "Biz onunla sikiştik." Tek çırpıda söyleyince dört tane koca adamın yüzü aynı anda büyük bir şaşkınlıkla kaplanıyor. Ben dahil.
Alexander desteklediği takım net bir gol kaçırmışçasına Dominik'in söylediklerini duyduktan sonra dramatik bir biçimde bir elini diğerine vurup arkasını dönüyor. Ben ise ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum. "Nasıl ve nerede ?" Diyor o sırada aramızdaki tek sakin kalabilen kişi olan Ryan. Cenazeye gelmişçesine siyah siyah giyinmiş zaten.
"Bir sene önce falan barda karşılaştık, konuştuk öpüştük falan bi bakmışım onun evinde, yatağındayız. Sonrası zaten tak tak." Diyor derin bir nefes alıp, o gün hatırına dolmuş olacak gizlemeye çalıştığı bir gülümseme yüzünü ele geçiriyor. "Ee, tamam sorun ne bunda ? İki olgun insan gibi rızanız dahilinde sevişmiş ve ayrılmışsınız, şimdi de kader sizi bir araya getirmiş." Diyor Sebastian. Sakinliği ve müthiş normal karşılayışı şaşırmış ifadesine tezat. "Bak eğer Bay Dzeko ile aramdaki ilişkiye bir zarar gelirse özünü çıkartıp kokulu mum yaparım senden Dominik." Diyorum bir çırpıda. Birazdan işler garipleşecek.
"Çekici adam ama değil mi ?" Diyor biraz çekingence. Alexander dişlerinin arasında histerik bir kahkaha atıp olumlu anlamda kafasını sallıyor. Sebebini bilmiyorum ama üzerinde yine bir gömlek var, rengi beyaz ve siyah pantolonunun içine sıkıştırdığı için beli ve göğsü ulu orta görünüyor. Dominik'in sorusunu yanıtsız bırakmamak için ondan tarafa dönüp bahsi geçen adam ile bizim beyaz tenli uzun boylu oğlanı yan yana getiriyorum. "Çok alakasızsınız be." Diyorum. "Bugün de realist olasın tutmuş Dusan, neyse ki kiminle yatacağıma yakışıp yakışmamamız doğrultusunda karar vermiyorum." Konuşuyor Dominik bana cevaben. Orta parmağımı yüzü hizzasında kaldırıyorum.
Sebastian söze gireceği sırada adım sesleri ile yerden kalkıp binanın dönüş kısmına bakıyorum. Şehir gazetesi fotoğraf ekibinin baş fotoğrafçısı Sven, kıskanılası derecede şık ve renkli bir kombin ile bize doğru geliyor.
Sven ile bir şirket anlaşmasının fotoğraf çekiminde tanışmış, o zamandan bu yana ara ara konuşan bence iyi arkadaşlar olmuştuk. O yüzdendir şuan bana doğru gelen adama güzelce gülümseyip havadaki o kaos ortamı yok olsun diye ellerim ile çevremi yelliyorum. Evet, yapıyorum bunu. Kadının sorgular bakışları bana dönüyor ve yanıma ulaşınca gözündeki gözlüğü kafasının üzerine yerleştirip bakışlarını üzerimizde gezdiriyor. "Başlamayacak mı açılış ?" Diyor bana doğru ama hepimize soruyor bu soruyu. "Başlayacak, geleceğiz şimdi." Diye yanıtlıyor o sırada onu Dominik. Yapmacık bir gülüş ile de sonlandırıyor cümlesini. "Ben kameramı kurayım." Diyor ve kulağıma eğilerek konuşmaya devam ediyor. "Umarım her şey yolundadır." Ve gidiyor. Umarım yolundadır Sven.
Tekrar aynı ekip baş başa kalınca sessiz bakışlarımız birbirimizin arasında dolanıyor ve Sebastian oturduğu yerden ayaklanarak bacakları üzerinde kargo pantolonu çırparken konuşuyor. "Ortada bir sorun yok, abartmayın ve açılışı başlatın. Dominik sen de duruma göre, adamın tavırlarına göre şekillen. Baktın seni tanımıyor gibi yapıyor -ki bu en iyi seçenek- sen de onu tanımıyormuş gibi davran. Eğer tanıdığını belli edecek hareketler yapıp sana yakın falan davranmaya çalışırsa bak şurası kör nokta.." Diyor ve parmağını karşı tarafta binanın gölgesi altında kalan, kolayca fark edilmeyecek bir köşeye doğru uzatıyor. "Çek şuraya, artık sevişir misiniz konuşur musunuz o kadarına da sen karar ver." Sebastian bu cümleleri o kadar rahat kuruyor ki doğrusunun bu olduğunu düşünmeme ramak kaldığını fark ediyorum. Bu oğlanın ikna kabiliyeti çok yüksek.
Dominik de saf saf başını sallıyor ve üzerindeki gömleği düzeltiyor. Ben ve Sebastian hariç herkes çokça resmi. Ben ise bedenimi saran haki yeşili t-shirtüm ve bej pantolonum ile mutluyum.
Son kararlar veriliyor ve biz binanın iki tarafından dolanarak ön kısma çıkıyoruz ve yavaş yavaş artan kalabalığı fark ediyoruz. Dominik daha yeniki hâlini müthiş bir şekilde saklayarak karizmatik bir gülüşü yüzüne yerleştiriyor ve dikleştirdiği vücudu ile gelenleri selamlamaya başlıyor. O sırada Frederico isimli adamın bakışlarının bizim oğlana kaydığını fark ediyorum. Hep gülümser görünen o simasında bir ışık parıldıyor ve bembeyaz dişlerini ucundan göstererek gülümsüyor. Yanında oturan Bay Dzeko'ya dirseğini hafifçe vurarak kendisine dönmesini sağlıyor ve yerinde hafifçe kayarak kumral afetin kulağına anlamadığım bir şeyler fısıldıyor. Bay Dzeko'nun 'hadi be' dercesine kalkan tek kaşı ve imalı bir gülüşe ev sahipliği eden dudakları ile durumu öğrendiğini fark ediyorum. Siyahi adamın bakışları resmen alıcı gözle arkadaşımın bedenini turluyor ve gülüşünü gizleme gereği dahi duymuyor.
Ben bunları birincil gözden izlerken size bütün samimiyetim ile söylemem gerekirse Dominik elini sıktığı adamdan bakışlarını çekip Frederico'ya dönünce göz göze geliyorlar ve havada gözle görülmeyecek birkaç elektirik çakıyor.
Bir başka elektirik de Sebastian'ın bahsettiği kör noktanın bugün kullanımda olacağını fark etmem ile oluyor.
-
iste boyle beklenmeyeni yapacaksin.
DOMINIKIMMM 😭‼️🦃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
daddy's company
Fanfiction'Edin'in ise kumaşında var.' Dusan Tadic, babasının yeni ortağı boşnak iş adamı Edin Dzeko'ya çok fena tutulmuştu. !age gap, !slowburn, !esnaf dominik au