1 - Güç Savaşı

117 20 61
                                    

Media : Delta

Yaklaşık on beş dakikadır arkadaşlarının kahkahalar eşliğinde gülmesini büyük bir sabırla dinlemişti. Daha fazla dinlemek istemediğini belli edercesine kollarını göğüsünde birleştirip sırtını oturduğu sandalyeye yaslayıp yüzündeki somuştuşla bakışlarını onlardan çekti. Diğerlerinin başına bu olay gelmiş olsa onlardan daha fazla abartarak güleceğini bildiği için sesini çıkartamıyordu. Bir de arkadaşlarının daha fazla üzerine geleceği detayı vardı tabi.

Gülmekten karnını tutan genç arkadaşının somurttuğunu gördüğünde gülmesini bastırmaya çalışarak, "Bu kadar üzülme Ela ya. Sonuçta ilk rezil oluşun değil." dedikten sonra tekrardan gülmeye başladığında da masadaki diğer arkadaşı da ona eşlik etmişti. Genç kız yanaklarının kızardığını hissettiğinde oturduğu sandalyeye biraz daha sinmişti. Evet bu ilk rezil olduğu an değildi fakat ilk defa baskılandığı andı ve bunu gururuna yediremiyordu.

"Neye bu kadar gülüyorsunuz? Sesiniz okulun içine kadar geliyor."

Elara duyduğu sesle sindiği yerden çıkmıştı. Gelen arakdaşı onun kurtuluşu olabilirdi. Yani en azından o öyle umut ediyordu. Bu yüzden masanın ucunda oturan öküz arkadaşlarından hızlı davranıp, "Yok, yok bir şey. Koray hadi kantine gidelim. Ben çok susadım." diyerek ayağa kalkıp arkadaşının koluna girip onu sürüklemeye başladı. Elara'nın ne yapmak istediğini anlayan arkadaşları hızlıca masadan kalkıp Koray'ın diğer kolundan tutup çekiştirmeye başlamışlardı.

"Nereye gidiyorsunuz ya? Daha Koray'a anlatacağız olayı." dedi Tunç sırıtarak. Yanında duran arkadaşı Cem de kafa sallayarak onu desteklediğinde Elara Koray'ın kolunu daha güçlü çekmeye başlamıştı. Bir yarım saat daha sürecek olan gülme krizini çekemezdi.

Koray önce sol tarafından onu çekiştiren arkadaşlarının sırıtan yüzüne bakmış ardından diğer tarafa dönüp yüzüne bakmadan onu çekiştiren genç kıza bakmıştı. Ortada bir olay olduğunu ilk saniyeden anlamıştı zaten fakat bu halleri sadece merakını körüklüyordu. Olayın Elara ile ilgili olduğunu bildiği için de kendisini çekişiren kızdan kurtarıp masadaki yerini almıştı. Eh her gün baskın bir alfanın rezilliğini dinleyemiyordu.

Elara masada oturup keyifle gülümseyen arkadaşına karşı gözlerini devirip arkasını dönüp yüreyecekken iki kolundan da aynı anda tutulup kaldırılmıştı. "Nereye böyle güzellik? Konu senken böyle çekip gitmen çok ayıp." diyen Tunç'a sinirle baktı. Karşılık olarak ise dil çıkartma ile karşılaştığında gözlerini devirmişti.

Kıçı sandalyele birleştiğinde kollarını göğüsünde birleştirip bakışlarını tekrardan okul bahçesine çevirdi. Arkadaşları ise bu halini hiç umursamadı.

Koray heyecanla arkadaşlarının ağzına bakarken olaya şahit olduğu için Tunç gülümseyerek, "Arkadaşlar önce salyalarınızı silin çünkü gülerken boğulabilirsiniz." dedi. Elara suratına iğrenerek baktığında gülüşü daha fazla genişlese de umursamadan devam etti. "Ela proje ödevine ek süre için profesörle konuşmaya gidecekti biliyorsun."

"Onu bilmeyen mi var? Dört gündür götünü yırttı." dedi Koray gülerek.

"Onun için sabah gittik yanına. Ek süre vermedi puşt."

"Sinirlenmiş bu da normal olarak." dedi Cem gülerek. Biraz önce dinlediği için detaylara hakimdi.

Tunç yanında oturan arkadaşına kaşlarını çatarak dönüp "Bölme ben anlatıcam." dedi uyarırcasına. Cem dudaklarına hayali bir fermuar çekip ellerini havaya kaldırdığında Tunç bir süre daha ona bakıp tekrar Koray'a döndü. "Sinirlenince ben de kahve ısmarlayayım dedim sakinleşsin diye. İndik aşağıya. Bir baktık kantinin önü dolu. Merak ettik biz de kalabalığın içine girdik. Bir de bakarız ki Delta birisini dizlerinin üzerine çöktürmüş keyifle izliyor."

Ruh YarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin