4 - Randevu

42 11 75
                                    

Media : Elara Güçdoğan

Elara'dan

Başımın ağrısının artık katlanılamayacak hale geldiğinde bakışlarımı önümdeki bilgisayarın ekranından ayırmak zorunda kaldım. Çok daha önce bitirmeme rağmen ufak tefek kısımlarında hatalar bulduğum projeme çevirdim tekrar gözlerimi. Bazen mükemmelliyetçi oluşum beni çok yoruyordu.

Aklıma gelen düşünceler ile kendimi tekrar sinirlenirken bulmuştum. Hocadan resmen ek süre dilenmiştim fakat koca göbekli beyfendi değil ek süre vermek resmen odasından kovmuştu ben. Böyle davranmasının benim için mantıklı bir sebebi yoktu. Çünkü hiç bir zaman kendisine saygısızlık yapmamış, derslerinde başarım ile öne çıkmış ve verdiği bütün ödevleri de eksiksiz yapmıştım. Eh böyle olunca da sinirden kudurmuştum. Bu sinirin üzerine denk gelen delta ise bu olayın tuzu biberi olmuştu.

Tunç'la birlikte kantine indiğimizde, genellikle umursamazlıkla geçiştirdiğimiz kalabalığı bu sefer fark etmemek mümkün değildi. Benim için öyleydi en azından. İçimde garip bir his, neredeyse beni oraya çağırıyordu. Ayaklarım sanki kendi kendine o tarafa doğru yönelmişti. Her adımda, sanki ilk kez nefes alıyormuş gibi bir duyguyla dolmuştum. Kalabalığın arasında onu gördüğümde kalbimin ritmi hızlandı, adeta bir melodiye karışmıştı. Gözlerim onunla buluştuğunda, zamanın durduğunu hissettim. O an, o saniye sadece onun etrafındaki atmosferde yaşadım. Her şey diğer insanlardan soyutlanmış gibiydi, sadece onun varlığı ve etrafındaki hava benim için önemliydi.

Neden böyle hissettiğimi bilmiyordum fakat onun dikkatini çekmek isterken bulmuştum kendimi.

Bence etkilendin. Ama bence yani. Bu benim düşüncem tamamen.

Hayır ondan etkilenmiş değildim. Sadece onu gördüğüm an bu hisler içime dolmuştu. Emindim ki bu hisler benim bile değildi.

Benim miydi yani? Hah! Neredeyse üzerine atlayacaktın.

Alfamın bana bağırışları duymazdan gelmeyi tercih ettim. Onunla kavga etmek bana hiç bir şey kazandırmazdı. Aksine daha fazla soruna neden olurdu. Sanki üzerimde yeterince yokmuş gibi.

En büyük sorunumuz ne biliyor musun?

Unutmam ne mümkün. Üzerimde kullandığı etkileyici feromonları. Bunu yaparken aklından ne geçiyordu ki gerçekten? Bizimkiler sorduğunda aksini savunmuştum fakat kullandığı baskın feromonları biraz daha kullanmaya devam etseydi erken kızgınlığa girmiş olacaktım.

Tunç'un bir şeyleri anlamıştı fakat ben geçiştirdiğim için üzerinde durmamıştı. Ama bu haksız olduğunu göstermiyordu. O deltada kesinlikle bir şeyler vardı ve ben bunu öğrenmeden rahat edemeyecektim. Konunun benim ile ilgili olup olmaması da umrumda değildi açıkçası. Sadece öğrenmek istiyordum.

Bu yüzden Tunç'u aralarına sızması için göndermiştim. Anlamamaları için bir taraflarımı yırtmıştım resmen kaç gündür. Delta üzerinde üstünlük kurmak istediğimi sanıyorlardı. Yalan sayılmazdı fakat istediğim şey tam olarak bu değildi. Tunç bu konuda bir şeyleri anlamıştı ama yine de onu ikna etmiştim ve aralarına sızmıştı. Daha doğrusu sızmaya çalışıyordu.

O feromonları hafife almak istesem de üzerimdeki etkisi nedeniyle bunu yapamıyordum ve bu da merakımı daha fazla körüklüyordu. Ayrıca o yüz ifadesi ile bana kur yaptığını da sanmıyordum.

Belki de böyle kur yapıyor. Nereden biliyorsun?

Bazen kurdumun gerçekten salak olduğunu düşünüyorum. Normal olduğumu asla savunmadım fakat alfa benden de beter. Düşüncelerine asla saygı duymuyorum. Ek olarak da seni neden dinlemediğimi bir kez daha hatırlattığın için teşekkür ederim.

Ruh YarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin