"Hani hep korkusuz ve cesur olduğumuzu iddia ediyorduk, ne oldu o cesarete? Bir aşka mı yenik düşüp diz çöktü? Aşk bu kadar güçlü bir şey miydi? Niye kimse aşkın bu denli güçlü bir şey olup dikkatli olmamız gerektiğini bize söylememişti!?"(Böğürtlen Sokak)
~~~
~~~~~~~~~~~~~~~~
🤍🤍
Büyük bir susuzlukla yutkunarak gözümü zorlukla aralamaya çalışmıştım karanlık geceye. Kafamı sağa çevirdiğimde Kuzey'in mışıl mışıl uyuduğunu farketmiştim. Derin nefesler ile göğüs kafesi inip kalkıyordu adeta. O uyurken parmaklarımı yüzünde gezindirmeyi hep istemiştim, yüzünde dakikalarca ezberlemek istercesine gezintiye çıkmıştı parmaklarım. İstemsizce en sonunda ise parmaklarım dudaklarında durmuştu. Karanlıktan yüzünü pek iyi gördüğüm söylenemezdi.
Kuzey'e yaklaşıp yastığına kafamı yavaşça bırakarak seyretmeye başlamıştım o eşsiz yüzünü. Hareketlenip elini belime koyarak bir bacağını dizlerimin üzerine atmıştı. Nefesini hissedebiliyordum, yüzü yüzüme yakındı, burnu burnuma değiyordu. Saçlarını okşamaya başlamıştım.
Saçlarını, burnunu, kaşını, gözünü, yanaklarını her bir zerresine minik dokunuşlarda bulunarak öpmüştüm usulca.
Mümkünmüş gibi daha çok yaklaşıp sokulmuştum, kollarımı ona dolayıp bedenini üzerime çekerek kafasını göğsüme koymasını sağlamıştım. 'Sanırım Kuzey'in de uykusu ağırdı' diye düşünmeden de edememiştim. Kafası göğüs kafesimde, kolları bedenimi sarmış, ağırlığı üzerimde öylece uyuyordu.
Bir yandan yumuşacık Saçları ile oynuyordum, diğer yandan da öpücükler kondurmayı ihmal etmiyordum. Bir kaç dakika öylece uyumaya çalıştım ama nafile uyuyamıyordum. Ellerim yorulunca iki yana bırakıp doğmak üzere olan güneşi bekleyen karanlık gökyüzüne bakıyordum.
🤍🤍
"İzem." Diye Kuzey kulağıma fısıldıyordu. Zorlukla kaşlarımı havaya kaldırarak bir gözümü aralayabilmiştim. Her yanım sızım sızım sızlıyordur. Kafamı kaldırdığımda Kuzey'in hâlâ üzerimde olduğunu farketmiştim.
"Kuzey." Demiştim sinirlenmeyip sakinleşmeye çalışarak. "Neden hâlâ üzerimdesin?" Dediğimde hemen kendini yan tarafıma sırt üstü bırakmıştı. "Ne istiyorsun?"
"Öğlen oldu saat iki, uyan artık."
"Ne zamandır uyanıksın?" Demiştim kuruyan boğazımı temizleyerek.
"Yaklaşık yarım saattir." Diye çatallı boğuk ve yeni uyandığı belli olan sesiyle cevap vermişti.
"Neden yarım saat önce üzerimden kalkma zahmetinde bulunmadın!?" Diye sahte bir sitemde bulunmuştum. Zorlukla doğrulup uyuşan kollarıma masaj yapıyordum bir yandanda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Böğürtlen Sokak
Romance⏳️⌛️ "Anlatırsam eskisi gibi masum bakamazsın bana. Senin masumiyetini de yok ederim çocuk." Demişti güçlükle konuşur gibi. "Susalım o zaman." Dedim yana dönüp onun şefkat dolu bakan gözlerine uzun uzun bakarak. "Susalım o zaman." Diye fısıldayarak...