DİKİŞLİ VE DEFOLU KALPLER...

155 8 22
                                    


"Bu sevgi değil, aşk değil, koca bir hiçlik. Adlandıramıyorum, telaffuzu yok..."

(Böğürtlen Sokak)

~~~

~~~~~~~~~~~~~~~~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~~~~~~~~~~~~~~~~

⌛️🤍

  İnsan hani bezen ölüme hazır hisseder ya kendini... 'Şimdi ölüm gelip alsa gözüm arkada kalmaz.' Der kendi kendine. İşte ölmek için çok hazırdım, ölmek istiyordum, ve bu defa kalben istiyordum.

  Hiç bir şeyi bu kadar çok kalben istememiştim...

  24 saatten fazla bir süredir nefes almayan, buz gibi soğuk köpeğe öylece sarılmış ısıtmaya çalışıyordum. Ama bir türlü bu soğuk beden ısınmıyordu.

  En son annemin cansız bedenine sarılmış öylece saatlerce -ısınmasını bekleyip- kalmıştım, oysaki onu öldüren ben olmama rağmen...

  Ölüm bazı bedenlere ödül gibi bir şeydir. 'Bazı insanlara ölüm mükafattır.' Derdim hep...

  Çünkü bazı ruhlar ait oldukları bedeni çoktan terk etmiştir, kişi bunu bilemese de.

  Annemin ölümüne bile ağlamamıştım. Ben aslında hiç ağlayamamıştım doyasıya, kendime bile.

  Bir katildim, biyolojik annemin ve kendimin katili idim.

  Yanlışlıkla bile olsa bu bir gerçekti.

  Onca şey yaşamıştım, once acıyı iliklerime kadar tatmıştım, onca ölüm görmüştüm, onca umutsuzluğa şahit olmuştum ama ağlamamıştım. Ağlamamaya yemin etmişçesine ağlamamıştım. Ben doyasıya ağlayamadım, ölen ruhumun yasını tutamadım! O kadar çok ağlamak istedim ki, o kadar çok içimdeki acıyı haykırmak istedim ki... Ama bir türlü yapamadım, tekrar beni zayıf görüp ruhumu yoksayıp yaralamamaları için. Bir süreden sonra yıkılmak istedim, -hep güçlü durmak istemiştim oysa ki- ama artık istemiyordum, artık doyasıya ağlamak istiyordum. Hem de sevdiğim adamın kollarında ağlayıp hiç nazlanma şansı bile verilemeyen ruhumun bir diğer eşine nazlanmasını istiyordum.

  Çok mu şey istiyordum?

  Artık güçlü durmak istemiyordum. O aptal gururla yaşayıp bir ölüm mutsuz olmak istemiyordum. Aşkımı sevgimi korkusuzca haykırmak istiyordum. Hem ne kaybedecektim ki? Kaybedecek neyim kalmıştı ki? Ruhum mu? O zaten hiç olmamıştı, bir tek Kuzey'de can bulmuştu o ruh. Şimdi de can bulduğu yerde son bulmak ve yahut yeniden doğmak istiyordu...

  Ruhum -duyguları hakkında- hep korktuğu şeyi yapıp risk almak istiyordu, risk alıp aşık olduğu adamın kollarına gitmek istiyordu.

  Bu düşüncelerle saatler önce Kuzey'i aramış sustuklarımı haykırmıştım. Ama onu bile doyasıya yapmamıştım.

Böğürtlen SokakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin