KUZEY YAKASI...

226 13 22
                                    


"Tarifi olmayan bir çok hissi duyguyu o gün büyük bir yoğunlukla hissetmiştim, hemde iliklerime kadar. Hayat belki bazen acımasız davranıyor olabilirdi ama neticede mutsuzluklar da mutluluklar gibi geçiciydi."

(Böğürtlen Sokak)

~~~

~~~~~~~~~~~~~~~~

⌛️⏳️

Kuzeyden...

  Ellerim dolu dolu eve zar zor atmıştım kendimi. Eşyaları kapıya bırakıp içeri geçmiştim. Hâlâ hayretle yerinde oturmuş bacaklarını titrete titrete arkasına yaslanmış öylece duruyordu. Boşluğa bakıyordu anlamsız derecede gergin bir surat ifadesiyle.

  Umursamadan mutfağa geçip eşyaları yerleştirmiştim. Kolumdaki saate baktığımda saatin 18:28 olduğunu farketmiştim.

  Taze denizden yeni çıkan balıkları güzelce yıkadıktan sonra yağlayıp bir kaç sebze ile fırına göndermiştim. Tek bildiğim yemeği yapmıştım yani. Yanına da tropik meyve salatası yapmayı da ihmal etmemiştim. Hazır pizzayıda fırına attıktan sonra tekrar salona dönmüştüm.

  "Size de servis açmalı mıyım? Yemeğe kalacak mısınız?" Diye sormuştum kanepeye yerleşip bağdaş kurarak.

  "Yemeğe kalmayacağım, İzem'i bekliyorum, konuşmamız gereken konular var." Demişti kendine bir sigara yakarak.

  "İçeride içmezeniz olur mu? Balkonda için isterseniz." Astımım sigara dumanında azıyordu.

  "Senin de mi astımın var?" Diye sormuştu sigarayı söndürerek. Başımı olumlu anlamda sallayınca, "İzem'in de var. Burada olsaydı sigarayı üzerimde söndürürdü." Demişti büyük bir kahkaha atarak. "Tam birbirinizi bulmuşsunuz." Cevap verme tenezzülünde bile bulunmamıştım. Ayağa kalkmıştım şarja koyduğum telefonumu almak için, yeterince şarj olmuştu. Hattımı kendi telefonuma takmıştım, telefon açılınca İzem'in numarasına tıklayıp mesaj bölümüne geçmem uzun sürmemişti.

  "Her şey yolunda mı?" Diye yazmıştım.

  Telefonu kapatıp masaya bırakmıştım, bir kaç dakika sonra bildirim sesi ile tekrar telefonu elime almıştım.

"Yoldayım bir şey lazım mı?" Demişti.

  Sanırım alışamayacaktım sorduğum sorulara farklı cevaplar almaya.

  "Neredesin dediğimi hatırlamıyorum."

  Göndereceğim esnada bu mesajın anlamsız olacağına kanaat getirip silmiştim.

  "Hayır. Burada seni bekleyen biri var, Taner bey..."

  Yazıp göndermiştim. Görüldü bırakıp sohbetten çıkmıştı. Umursamadan telefonu masaya bırakarak arkama öylece yaslanıp derin nefesler almıştım. Sanırım umursamamak en iyisiydi.

  Kapı anahtar ile açılınca ayağa kalktım mutfağa gidip yemekleri fırından çıkartıp, mobilyalar beraberliğinde gelen yemek masasına bırakarak öylece durmuştum. "Taner umarım çok önemli bir şey vardır da, habersiz geldiğin için seni kovmak zorunda kalmam." Deyip montunu kanepeye bırakarak bıkkın nefesler vermişti.

  "Sana da merhaba." Cevabını alınca İzem göz devirerek karşılık verme gereğinde bulunmuştu. "Bu çocuk kim?" Cevap vermedi, derin bir nefes almakla yetindi. "İzem iyimisin?"

  "İyi olmamam gerekiyor ama iyiyim." İzem'in bu cevabına karşılık, ikimizde anlamayarak birbirimize bakmıştık bi anlık. Sonra Taner bey yakasını düzeltip boğazını temizleyerek vereceği cevapları ölçüp biçiyor gibi bir hava vermişti.

Böğürtlen SokakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin