10. Bölüm: Kısıtlı Bölüm

268 37 2
                                    

26.12.1991

Noel tatiline sadece beş gün kalmıştı. Harry, daha fazla ailesinin hasretine dayanamadığı için tatilde eve dönmeye karar vermişti. Sadece o değil; Jane, Ron ve Hermione de evlerine döneceklerdi. Eh, bu onların hakkıydı. Aylardır evlerinden uzaktalardı ve hepsi geri dönmek istiyordu. En azından tatillerde.

Yapmaları gereken iki iş vardı: Birincisi, Nicolas Flamel'in kim olduğunu bulmak. Ki buna bir adım bile yaklaşamamışlardı. Kütüphanede açılmadık kitap kalmamıştı. İkincisi, Fluffy'nin, yani üç başlı köpeğin ne koruduğunu, Snape'in ise ne çalmaya çalıştığını öğrenmek. Eğer Nicolas Flamel'in kim olduğunu bulurlarsa o şeyin ne olduğu hakkında sağlam tahminler kurabilirlerdi.

O gece Harry ve Jane bir plan kurmuşlardı. Hermione'nin onlara kızdığı, Ron'un ise katılmaya korktuğu bir plan.

Gece yarısı kütüphanenin yasaklı bölümüne gidip hiç bakmadıkları kitaplara bakacak ve eninde sonunda o adamın kim olduğunu bulacaklardı.

Akşam şöleninde enerjilerini toplamak için önlerine ne geldiyse yediler. Daha sonra ise ellerine bir dilim hindili sandviçlerini alıp geri ortak salona döndüler.

"Beni burada bekle," dedi Harry, Jane'e dönerek. "Odamdan bir şey alıp geleceğim." Jane başını salladığında Harry merdivenleri koşarak tırmandı ve kapıyı açıp gözden kayboldu.

Jane, Harry gelene kadar hindili sandviçini bitirdi. Ellerindeki kırıntıları silkelerken erkekler yatahanesinin kapısının açılma sesini duydu. Küçük gözleriyle o yöne baktığında kimseyi göremedi. Sabırsızlıkla oflarken bir mırıltı duydu.

"Kim var orada?" diye seslendi ürkek bir ifadeyle. Ortak salonda kimse yoktu ve Jane bir ses duyduğuna yemin edebilirdi.

Ansızın biri omzuna dokundu. Çığlık atarak elini havaya doğru savurduğunda parmakları ipekten bile daha yumuşak, sudan yapılmış gibi duran bir kumaşı kavradı. Ardından Harry'nin pis pis sırtına suratı belirdi karşısında.

"Aman Tanrı'm! Neler oluyor?" diye bağırdı Jane elindeki şeye bakarak. "Ne zamandan beridir buradasın? Ve neden görünmezdin? Elimdeki şey de ne?"

Harry, Jane'nin art arda sorduğu soruları sabırla dinlerken işaret parmağıyla kızın elindeki kumaşı gösterdi. "Bu Görünmezlik Pelerini." dediğinde kızın yüz ifadesini dikkatle inceledi. "Babama ait. Okula gelmeden önce bana vermişti ama iyi kullanmam için epey tembihledi. Sanırım, kullanmak için en doğru zaman bu gece."

"Görünmezlik Pelerini mi?" Jane, şaşkınlıkla mırıldanıp elindeki kumaşı havaya kaldırdı. Doğrusu, bu pelerine dokunmak epey tuhaf hissettiriyordu. Gümüş renginde, sudan dokunmuş gibiydi.

Pelerini omuzlarına attığında Harry'nin yeşil gözleri kızın kaybolan bedenine döndü. Jane de başını eğip kendisine baktığında dudaklarından şaşkınlık dolu bir nida döküldü. Boynundan aşağısı yoktu. Tamamen kaybolmuştu.

"Bu muhteşem bir şey." dedi hayran hayran. Kendi bedenine bakıyordu ama görebildiği tek şey ahşap zemin ve halılardı.

Ortak salonun kapısının açıldığını duyunca Jane hızlıca omuzlarındaki pelerini alıp gelişigüzel katladı ve Harry'nin ellerine tutuşturdu. Kimsenin görmesini istemezdi.

"Yasak saati geldiğinde," diye fısıldadı Harry. "Herkes yatakhânesine çekildiğinde burada tekrar buluşalım. Kimseye söyleme."

Jane aynı ciddiyetle başını salladı. "Tamam."

*

Saat gece yarısına ulaştığında Harry ve Jane sıcak yataklarında kalkıp pijamalarıyla ortak salonda buluştular. Hazır olduklarından emin olup Görünmezlik Pelerini'nin altına tamamen saklanıp koridora çıktılar. İkisinin de kalbi heyecanla çarpıyordu. Kısıtlı Bölüm'e girecek ve Flamel'in kim olduğunu bulana kadar orada kalacaklardı. Tabii bir aksilik çıkmazsa.

ENDLESS DREAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin