3. Bölüm: Hogwarts'ta İlk Gün

347 54 17
                                    

01

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


01.09.1991

Harry'nin evinde geçirdiği son bir ayı oldukça keyifliydi doğrusu. Havalar sıcak olduğundan dolayı birkaç defa sahile gitmiş, Muggle dünyasında gezmiş ve lunapark denilen, Harry'nin hayran kaldığı bir eğlence parkında eğlenmişlerdi. Doğruyu söylemek gerekirse Harry evden ayrılacağı için üzülüyordu ama Hogwarts'a da çok gitmek istiyordu.

Son kez eşyalarını gözden geçiriyordu Harry. Bavuluna giyisilerini, cüppelerini, kitaplarını ve diğer araç gereçlerini koymuştu. İtilebilir el arabasının üzerine son olarak yerleştirdiği kafesin içindeki yeni baykuşu Hedwig'e gülümsedi. Her şey tamamdı.

Babası, Capella ve Sirius'la birlikte sokağa çıktıklarında kapının önündeki arabaya doğru ilerlediler. Onlar istedikleri her yere cisimlenebiliyorlardı ancak yanlarında Harry varken bunu yapamazlardı. Çünkü yetişkin insanlar bile bazen cisimlenmekten çekinirken bu Harry için tehlikeli olabilirdi.

Bu yüzden James yakın bir zaman önce bir araba satın almıştı. Büyücülerin dünyasındaki arabalar gibi değildi bu. Ne görünmez Testraller çekiyordu, ne de uçuyordu. Dört tekerlek üzerinde giden bir Muggle icadıydı ve James için öğrenmesi zaman almıştı.

James, asasıyla Harry'nin eşyalarının yüklü olduğu el arabasını küçülterek arabanın bagajına yerleştirdi. Herkes yerleştiğinde James de sürücü koltuğuna geçti ve arabayı çalıştırdı. Omzunun üstünden arka koltukta Capella'yla oturan Harry'ye bakarak, "Yeni bir başlangıca hazır mısın evlat?" diye sordu.

Harry, babasının ela gözlerine bakarak kendisine bir ay önce gelen mektubu düşündü. Aylarca bu mektubu beklemişti, çoğu gece rüyalarına girmişti ve bugün sonunda hayalleri gerçeğe dönüşüyordu. Koskoca bir yedi yıl evinden uzak kalacaktı. "Hazırım," dedi kararlı bir sesle. Babası arabayı hareket ettirdiğinde gözlerini pencereden dışarıya çevirdi.

Kısa bir yolculuğun ardından tren istasyonuna varmışlardı. Herkes arabadan indikten sonra James bagajdan küçülttüğü el arabasını çıkardı ve kimsenin onları izlemediğinden emin olarak tekrardan eski boyutuna getirdi. Harry el arabasını kendi sürmek istediğini söylese de James buna izin vermeyerek içeriye doğru sürdü.

"Peron dokuz üç çeyrek burada yok." dedi Harry biletinden gözlerini kaldırarak. Dokuzuncu ve onuncu peronlar vardı ama dokuz üç çeyrek peronu yoktu.

James, Harry'ye sırıtarak baktıktan sonra el arabasını sürerek dokuzuncu ve onuncu peronlar arasındaki duvara doğru ilerledi. Ardından Harry onun tam da duvara toslayacağını düşündüğü zaman adam duvarın içinden geçerek kayboldu. "Vay canına..."

"Hadi," Capella'nın sırtına elini bastırdığını hissedince başını kaldırıp ona baktı ve başını salladı. Sirius, James'den sonra duvara doğru ilerleyip kaybolmuştu. Capella ve Harry, duvara doğru ilerleyip içinden geçtiklerinde Harry bir anda kendini bir sürü insanla dolu, kırmızı bir trenin bulunduğu bir yerde buldu.

ENDLESS DREAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin