11. Bölüm: Gryffindor'un Sevinci

108 18 4
                                    

31.12.1991

"Gece yarısına ne kadar kaldı?" diye sorarken bir yandan da hindili sandviçini dişlerinin arasına kıstırdı Jane. Karanlık çöktüğünde o, Harry, Hermione ve Ron akşam şöleninden sonra ortak salonda kalmış ve ailelerinden gelen hediyeleri açmaya koyulmuşlardı. Bir yandan da bir şeyler atıştırıyor, salonda kimsenin olmamasının keyfini çıkarıyorlardı.

Hermione, bileğindeki saati kontrol etti. "Yarım saat." Meyankökü şekerini dişlerinin arasına sıkıştırıp çekerken gözleri pencerenin arkasından Gryffindor kulesine doğru süzülen baykuşa kaydı. "İşte, bir hediye daha geliyor."

Herkesin gözleri pencerenin arkasından onlara doğru uçan baykuşa dönerken baykuş, havada yalpalayarak hızını alamayıp pencereye çarptı. Camdan aşağı doğru kayan baykuş kendini toparlayıp tekrar kanat çırpmaya başladığında Ron ayaklanıp pencereyi açmaya gitti.

"Aptal." Ron homurdanarak baykuşu Errol'ı içeriye aldıktan sonra baykuşun düşürdüğü kutuyu yerden aldı. Kutunun etrafındaki ipleri söküp kağıdını çıkardı ve kapağını açtı. "Her yıl aldığım hediyeden bir tane daha. Ne harika..." Kutudan, üzerinde R harfi olan vişne çürüğü renginde bir kazak çıkardı.

"Bunu annen mi ördü?" diye sordu Harry. Gelen hediyeden dolayı Hermione ve Ron büyücü satrancı oynamaya ara vermişlerdi.

"Evet." Ron kutunun içine baktı. Ardından başka bir kazak daha havaya kaldırdı. Zümrüt yeşili, üzerinde H harfi olan bir kazaktı bu da. "Anlaşılan annem sana da bir Weasley kazağı örmüş." Kazağı Harry'ye uzattı.

Harry, sadece bir defa karşılaştıkları Bayan Weasley'nin onu unutmamasına sevinirken kazağı aldı. Ron, kutunun içinden başka bir kutu daha çıkardı. Bu daha küçüktü ve içinde ev yapımı kurabiyelerden vardı. Kutuyu yere bıraktığında hepsi birer tane aldı.

"Annem sizi tanırsa, her yıl başında size de kazak örer." Ron, ağzındaki kurabiye yüzünden boğuk bir sesle konuşunca Jane kıkırdadı. "O hâlde yaz olduğunda annenle tanışmaya geleceğim."

Ron, Jane'in yaz tatilinde onların evine gelebilme ihtimalini düşününce yanakları kızardı. Gözlerini kaçırarak ağzına bir kurabiye daha sıkıştırdı.

Kanepelerin ortasında, şömineye yakın bir mesafede çember oluşturacak şekilde minderleri dizmiş ve yere oturmuşlardı. Önlerinde Hermione'ye Hagrid'den hediye gelen kurbağa biçimde naneli kaymaklar, Remus'dan Harry'ye gelen bir kutu çikolatalı kurbağalar, akşam şöleninden aşırdıkları bir tabakta hindili sandviçler ve şekerlemeler vardı.

Yarım saat su gibi geçmişti. Yeni yıla dakikalar kalmışken Harry, Remus'un kendisine gönderdiği bir kutu çikolatalı kurbağadan rastgele birini aldı. Kutusunu açarken Jane konuşmaya başladı.

"Yarın artık işe koyulmamız gerek. Hazır kimse yokken, siz ikiniz kütüphaneden getirebildiğiniz kadar kitap getirin. Ben ve Harry de tekrardan Kısıtlı Bölüm'e girmeye çalışacağız." Büyücü satrancına kaldıkları yerden devam eden Hermione ve Ron'un oyununa baktı. Vezir, Hermione'ye onun yerini değiştirmemesi için bağırırken, "Yüzlerce kitap araştırdık. Artık pek umudum yok ama..." diye mırıldandı.

"Umutsuzlanma hemen." Hermione, vezirin bağırmalarına rağmen onun yerini değiştirmedi. Ron'un atı yönlendirmesiyle ise vezir atın darbesi karşısında parçalandı. "Hile yaptın!"

"Ne hilesinden bahsediyorsun sen?" Ron, Hermione'ye dehşetle bakarken Harry çikolatalı kurbağasının sağ ayağını ısırdı. "Mızıkçılık yapacaksan oynamayalım."

"Off, iyi." Hermione homurdanıp oyuna devam etmeden önce son kez bileğindeki saati kontrol etti. "Yeni yıla sadece yirmi saniye kalmış!"

Harry kurbağasının sol ayağını ısırdı bu sefer. Hermione, bir taşını daha Ron'un taşlarından birine parçalatırken Jane sandviçinden bir ısırık aldı. Bu, ailesinden ayrı geçirdiği ilk yılbaşıydı Harry'nin. Onlara özlem duysa da arkadaşlarıyla olmak onu mutlu ediyordu.

ENDLESS DREAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin