Bölüm 3 ~ Gizemli Sipariş

23 3 4
                                    

Alarmımın rahatsız edici ritmik sesiyle gözlerimi açtım, olduğum yerde dönerek elimi telefona atıp alarmı kapattım. Derin bir nefes aldıktan sonra sırtımı dikleştirip bacaklarımı yataktan aşağı indirdim. Yatağın kenarında otururken sol omzumu kaşıdım yavaşça, ayağa kalkıp odamdaki duşa gittim, üstümü çıkartıp kirli sepetine bıraktıktan sonra kabine girdim. İnanılmaz soğuk zemin tüm algılarımı açmaya yetse bile soğuk suyu sonuna kadar açıp tüm vücudumda gezinmesine izin verdim.

Çoğu insan soğuk suyla duş almak istemezdi, sevmezdi hatta. Ben ise hiç sıcak suyla duş almamıştım yirmi sekiz yıllık hayatım boyunca, küçüklüğümden beri bir alışkanlıktı soğuk su. Tüm vücuduma şok etkisi yaratır tüm kaslarımın uyanmasını sağlardı aslında soğuk su, sıcak su ise gevşemeyi ve rahatlamayı temsil ediyordu benim gözümde. Her insan gevşemek ve rahatlamak isterdi hatta buna ihtiyaç duyardı bir noktada, günün yorgunluğunu sıcak bir duş alarak atlatmayı hak görürlerdi belkide kendilerine. Benim hayatımı yaşayan kişiler için durum tam tersiydi belkide, hiç bir zaman gevşemeye iznimiz yoktu. En azından ben kendime gevşemeyi hiç bir zaman hak görmemiştim.

Duştan çıkıp saçımın üzerine bir havlu yerleştirdim ve duş için kullandığım havlumu belime sardım. Soğuk suyun altında geçirdiğim dakikaların ardından soğuk zemin artık sıcaktı, üzerimi kurulayıp saçımı havluyla kuruturken duştan dışarı çıktım. Tüm vücudumu ve saçımı kuruttuktan sonra üstüme iş kıyafetlerimi geçirdim. Siyah kumaş pantolon üstüne bir beyaz gömlek. Gömleğim üzerime tam olurken omuz, kol ve göğüs kaslarımı ortaya çıkartıyor bana güzel bir imaj katıyordu.

Kendimi çocukken bile gömlek giyerken hayal etmiş ve her gün gömlek giyeceğim bir iş için çabalamıştım. Tüm bunlara sahip olduğum için kendimi şanslı saymayı bırakalıysa çok uzun zaman olmuştu.

Aynada kendime bakıp hiç bir şey yapmadan mutfağa gittim, ekmek kızartma makinesine iki tost ekmeği koyup çalıştırdım buzdolabını açıp bir kaç kahvaltılık çıkarttım, basit fakat doyurucu bir kahvaltının ardından dişlerimi fırçaladım ve oturma odasındaki rahatsız koltuğuma yerleştim.

Telefonumdan oturma odama yerleştirdiğim ses sistemine bağlanıp sakin, sözsüz bir müzik açtım. Bunların hepsi günlük rutinimdi, on altı yaşında bir oğlanken bile tüm bunları yerine getirmeye gayret gösterir çoğunluklada yerine getirirdim.

Bir sigara yakıp derin düşüncelere daldığım sırada dün gece Çınarın bana vermiş olduğu mektubu hatırladım. Yavaşça oturduğum yerden kalkarken müziği kapattım ve odama gittim, mektup hala Ahu'nun bıraktığı şekilde masamın üzerinde durmaya devam ediyordu. Yerinden bir santim bile kımıldamamıştı. Zarfı açıp içindeki beyaz kağıdı gün yüzüne çıkardım, dolma kalemle yazılmış olan mektup harika bir el yazısı içeriyordu. Yazan kişinin yazısının beklenenin üzerinde olduğu inkar edilemez bir gerçekti, kısa ve öz yazılmış olan mektupta müşterim ne istediğini gayet açıkça ifade etmiş sonunda bizimle çalışmaktan memnun olduğunuda yazmıştı.

Bu mektup belkide çoğu kişiyi sevindirecek bilgiler barındırıyordu fakat ben o kişilerden birisi değildim. Masamın çekmecesini açıp arabamın anahtarını elime aldım, saat dokuza çeyrek vardı ve artık ofise gitme zamanım gelmişti. Nitekim elimdeki mektup kesinlikle üzerine tartışılması ve konuşulması gereken bir mektuptu.

BMW marka aracıma bindikten sonra hiç beklemeden ofisin yolunu tuttum, bu ofis tek ofisim olmasa bile merkez bayimizin ofisiydi. Beklenmedik olaylar olmadığı sürece ilk buraya gelir ardından diğer şubelerimi ziyarete gider oralarda bir sorun olup olmadığını kontrol ederdim. Otoparkta bana özel ayrılmış alana aracımı park ettikten sonra asansörle bayinin ilk katına çıktım, ofisime doğru yürüdüğüm sırada her zamanki o tanıdık ses çınladı kulağımın içinde.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 21, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KİRLİ TİCARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin