Mertens: Muğla-İzmir sınırı, 4. Anayoldan sağ tarafın en sonu.
Kaan: Allah'ım çıldıracağım, kardeşim tamam anladık ezberledin ya.
Sebastian: Yarın okuldayız değil mi?
Efe: Evet, okula gitmeyenler kalıyormuş ama.
Sebastian: Mesela?
Kaan: Mesela ben.
Mauro: Mesela ben.
Barış: Mesela ben.
Kerem: Mesela ben.
Edouard: Mesela yani.
Semih, Edouard'ın söylediği şarkıyla gülümsedi. Daha sonra şarkıyı söylemeye başladı.
Semih: Dibin tutarsa bak telaşa.
Arda: Böyle zulme gülme.
Bertuğ: Dinamit elde gidene dek.
Edouard: Bi bekle.
Talha: Mesela yani.
Mertens: Yunus nerede lan?
Yunus: Burdayım.
Herkes, içeri giren Yunus'a baktı.
Son bir haftadır asla odasından çıkmıyor, yemek yemeye bile gelmemiyordu. Hiçkimse de nedenini bilmiyordu. Kerem ayağa kalkıp, Yunus'a sarıldı sıkıca.
Kerem: Kardeşim, neden çıkmıyorsun odandan? İntihar ettin sandık, tövbe estağfurullah.
Mertens: İlk ben farkına vardım bu arada.
Kaan: Sen suscan?
Mertens, Kaan'a baktığında korkutucu bir şekilde gülümsediğini farketti. Daha sonra o da gülümseyerek başını aşağı yukarı salladı.
Efe: Sen niye ağlamış gibisin Yunus, full ter içindesin falan?
Yunus: Şimd-
Daha sonra Yunus'un bileklerini kıpkırmızı gören Semih konuştu.
Semih: Bileklerin niye kıpkırmızı lan senin?
Yunus: Jile-
Yunus dürüstçe cevabını vereckken Arda birşeyler farkedip Yunus'un sözünü kesti.
Arda: İntihara mı kalkıştın yoksa?
Mauro derin bir nefes alıp verdi, daha sonra dayanamayıp bağırdı.
Mauro: OĞLUM SUSUN Bİ, ÇOCUK LAFINI SÖYLESİN!
Mauro'nun sinirli çıkan sesinden herkes irkildi.
Mauro: Özür dilerim ama çocuğun sözünü kesip duruyorsunuz, konuşsun.
Kerem, Yunus'un ayakta durmakta biraz zorlandığını farketti. Koluna girip kendi oturduğu yerin boş olan yerine oturtturdu.
Talha: Anlat Yunus, sendeyiz.
Yunus: Son bir haftadır full odamdaydım, bir yere çıkmadım yani.
Sebastian: Neden ki?
Yunus: Biraz tek kalıp kafa dinlemeye ihtiyacım vardı. Bu süreçte de sadece müzik dinledim ya da uyudum.
Mertens: Bileğinde ki kesikler?
Yunus: Açık olmam gerekiyorsa, jiletle yaptım.
Efe: Neden?
Yunus: Kendime zarar vermek hoşuma gittti.
Bertuğ: Niye sen salak mısın?
Yunus, gözlerini kapattı ve derin bir nefes verdi. Daha sonra Bertuğ'ya bakıp konuştu.
Yunus: Evet kardeşim salağım.
Kerem, arkadaşının bu durumuna hem sinirlendi, hem de üzüldü. En iyi yöntemi düşünmeye başladı.
Kerem: Psikoloğa gideceksin Yunus.
Yunus: Ne?
Kerem: Yunus mazoşistsin sen.
Yunus: Değili-
Kerem: Öylesin Yunus, kes sesini.
Yunus, dolan gözleriyle beraber ayaklanıp hızlıca kapıyı kapattı ve odasına gitti.
Sebastian: Kerem napıyorsun?
Mauro: Kerem, naptığının farkında mısın?
Kerem: Ne yaptım? Olması gerekeni insanca söyledim işte.
Barış: Sen buna insanca mı diyorsun Kerem?
Talha: Çocuğun gözleri doldu, ağlamak üzereydi. Senin bu 'insanca' konuşmandan dolayı.
Arda: Kerem Abi, özür dile bence.
Semih: Bence de abi.
Kerem: Of tamam.
Kerem, Yunus'un odasına gittiğinde, diğerleri ise sessiz kalmışlardı. Birkaç dakika sonra Kaan sessizliği bozdu.
Kaan: Aşk hayatınız nasıl? Hiç konuşmuyoruz.
Bertuğ: Ben bekarım.
Arda/Semih: Bende.
Sebastian: Sevgilim var, biliyorsunuz zaten.
Mauro: En son Fernando Hoca'ya yavşıyordum, fakültede ki.
Efe: Yanlızım.
Talha: En son öğretmenlik fakültesinden, son sınıf Cenk'e yavşıyordum ben.
Mertens: Sevgili miyiz daha emin değilim.
Barış: Sanal sevgili, senin?
Kaan: İş yerinden bir arkadaş var ama öyle yakın değiliz yani.
Ortamda ki herkes, birbirlerinin eşcinsel olduğunu biliyordu. Bu yüzden pek önyargılı değillerdi birbirlerine.
Bir süre sonra Yunus ve Kerem sarılarak girdiler içeri.
Mertens: Hallettiniz mi?
Kerem: Evet, hallettim ama psikoloğa gidecek.
Yunus: KEREM!
.
.
.
.
.
Eveddd bu bolum de bitti sonra ki bolum efeyi dogum gunu bebesi yapcaz QPAJKAHAJSBJS