1.4

161 16 40
                                    

Mertens, Zaniolo, Muci ve Ali arabaya binmişlerdi ve Semih'le Efe'nin oldukları yere gelmişlerdi. Zaniolo en önde, Mertens onun arkasında, Muci ve Ali'de yan yana içeri girmişlerdi.

Ali sessizce fısıldandı yanındakilere.

Ali: Hiç ses yok.

Mertens: Ben ikisinin nefes alışlarını bile bilirim, şu oda olmalı. İkisinin kokuları da buradan ağır basıyor.

Muci: Abi sen mi, ben mi?

Zaniolo: Sen geç.

Ali ve Zaniolo etrafı ellerinde ki silahlarla kontrol ederlerken, Muci ve Mertens'te kapıyı açmaya çalışıyorlardı.

Kapıyı açtıklarında Mertens sessizce sevindi. Zaniolo'da masum sevgilisinin saçlarını öptü.

Muci: Kapı kilidini açtım ama kapı sıkışmış, açılmıyor.

Zaniolo: Dur ben açayım.

Zaniolo, elindeki tabancanın sırtı ile kapı kilidine birkaç kere vurduktan sonra kapı biraz seslice açılmıştı. Mertens'in gözleri, sandalyelere bağlanmış olan çocukları görünce dolmuştu. Asıl sorun, ikisi de uyuyorlardı.

Muci: Muhtemelen bayıltıcı iğne vurmuşlar.

Zaniolo: Aradıklarında uyanıklardı zaten, bence de bayılttılar.

Ali: Abi hadi kimse gelmeden alalım çocukları.

Zaniolo: Tamam sen Efe'yi al, Ernest sen de Semih'i.

Ali ve Muci, çocukları kucaklarına aldıklarında hızlı adımlarla beraber odadan çıktılar, Zaniolo ve Mertens'te onları takip ettiler.

Arabaya geldiklerinde Zaniolo ve Mertens öne binip, diğerleri de arkaya geçtiler. Mertens, cebinden telefonunu çıkarıp Kerem'i aradı.

Mertens: Alo Kerem.

-Efendim abi?

Mertens: Evde misiniz?

-Evet abi, çocukları buldunuz mu?

Mertens: Hm hm, ama ikisi de bayıltılmış yani uyuyorlar.

-Şükürler olsun yarabbim, iyi ki birşey olmamış çocuklara.

Mertens: İyi ki, neyse siz Hamzalara falan haber verdiniz mi?

-Eğer bulamazsanız şimdi Yunus arayacakt- ALTAY SALAK MISIN? VERSENE ŞU TELEFONU ABİMLE KONUŞUYORUM!

'Alo Mertens Abi, sen misin?'

Mertens: Evette ne oldu, neden aldın Kerem'in elinden?

-Hiç öyle gıcıklık olsun diye.

Mertens: La havle ve la kuvvete.

Mertens, telefonu sinirle kapatıp, arkasındaki öz kardeşi gibi gördüğü iki çocuğa baktı.

Zaniolo: Geçti sevgilim, endişelenmene gerek yok.

Mertens: Endişelenmiyorum hayatım. Efe'nin bünyesi kuvvetli, ama Semih'in bünyesi zayıf. Ya hastalanırsa falan?

Zaniolo: Hayır hayır, düşünme öyle. Hastalanmaz yani sonuçta bu bir ilaç ve etkisi geçer.

Muci: Yaşamış birisi olarak söylüyorum abi, asla kötü bir yanı yok sağlık konusunda.

Mertens: Öyle olsun bakalım.

Mertens, tekrar önüne dönüp yüzünü dışarıya çevirdi ve izlemeye başladı. O da sarmayınca Zaniolo yerine kendisi vitesle ilgilenmeye devam etti.

Ali, yanına bıraktığı, göğsünde uyuyan çocuğun sarı tutamları ile oynuyor ve bir yandan da telefonuna bakıyordu. Göğsünde uyuyan çocuğun biraz hareketlenmesi ile Ali telefonunu kapatıp cebine geri koydu. Daha sonra da çocuğun elini tutup başparmağı ile okşamaya başladı.

Muci ise Ali'den farksızdı. Tek fark, kucağında uyuyan çocuk hala uyanmamıştı. Onunla ilk defa bu kadar yakındı ve kokusunu ilk defa içine çekiyordu. Papatyamsı bir kokusu vardı. Ayrıca köprücük kemiğinin üzerinde de bir dövme. Klasik dalga dövmesiydi, köprücük kemiğinin üzerinden başlayıp omzuna ilerliyordu.

Zaniolo, kırmızı ışığın yanmasıyla duraksayıp sevgilisinin viteste ki elini tuttu. Daha sonra öptü. Kırmızı ışığın bir süre sonra tekrar yanmasıyla önüne dönüp arabayı sürmeye devam etti.

.

.

.

.

.

.

Arkadaslar simdi muci semihin dovmesini tisortten goruyo yani semih tisort giyiyo bilin

eunhasbyl  al yb bebis

Sadist 2 '♧' ZanTensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin