the. lab | taekook

[16] randevu, festival, sözleşme

AY MERHABA MERHABA

cokkkk ozledim bunlari CILDIRIYPDUM OZLEMDEN ARTIKKKKK

bolumu bitirene kadar canım cıktı . kocaman bi bolum oldu (6k) bazı yerleri begenmedim sildim falan filan AAMA SU AN BENCE SUPER OLDU 🥺🌟

umarimmm begenirsiniz,, 😭🥺💗

iyi okumalar!!

🌟

"Eğer bir daha nasıl olduğunla alakalı herhangi bir soru cümlesi türetirsen seni top yapar burdan Busan'a seke seke gönderirim!"

Bir sonraki ses kaydı.

"Güzelsin işte kes sesini artık lan!"

Mingyu'nun aşırı küfürlü ve şiddet içerikli ses kayıtlarının sonuncusunu da dinleyip bitirdiğimde yüksek sesli kahkaha atmış, onu sinirlendirecek birkaç mesaj daha atıp telefonu elimden bırakmıştım. Bırakmasaydım Taehyung'a mesaj atma ihtimalim oldukça yüksekti ne yazık ki, dün akşam üç buçuk saat boyunca görüntülü konuşmuştuk ve bugün için de buluşma saatine kadar konuşmamayı planlamıştık. Daha doğrusu ben planlamıştım çünkü ona kombinimi, makyajımı, içime giydiğim atletin yakasındaki çiçeklerin rengini bile atabilirdim heyecandan. Ayrıca o bugün laboratuvardaydı, dörtte çıkacaktı. Nöbeti olmamasına rağmen neden gittiğini artık sorgulamıyordum çünkü onu tanıyordum.

İşini seven ve her şeyini kendisi yapınca içine sinen biriydi, bunun önüne kimse geçemezdi.

Bir sorunum yoktu bununla ilgili, beni bıraksalar hafta içi gecelere kadar laboratuvarda dururdum, çok seviyordum orayı. Her gün mutlaka yeni bir şey oluyordu ve bir şeyler öğreniyordum hyunglarımdan. Öğrenmeye meraklı olan yanım bununla çok da güzel tatmin oluyordu. İşin aşksal kısmına değinilmezdi bile, hoşlanmaktan öte hisler beslediğim kişiyle sevdiğim iş bir araya gelince...

Hayatım harika ilerliyordu.

"Güzelim bence de," dedim aynadan kendime bakarken. Üstümde uyluklarımın yan tarafı biraz yırtık olan açık mavi bir kot pantolon ve beyaz bir tişört vardı. Tişörtü pantolonumun içine sokmuştum ki zaten çok da uzun değildi, katlanmamıştı böylece içimde. Tişörtüm sıfır kolluydu, üstüme deri ceketimi alacağım için bir an tereddüt etsem de gideceğimiz yerlerin eseceğini düşünerek kollarımın terlememesini umdum. Taehyung hyung belki de deri ceketlerin kolları terletmemesi için bir çözüm bulabilirdi. Bunu onunla konuşacaktım.

"Harikayım." diyerek kendime göz kırptıktan sonra masamın üzerinde duran yüzüklerden geçirdim parmaklarıma. Bir tanesini beğenmeyip daha ince bir yüzük taktım, ardından boynuma da çok kalın ve uzun olmayan bir zincir geçirdim. İki kulağımda da küpe vardı, birkaç tanesi sallanıyordu. Saçlarım tamamdı, duş aldıktan sonra kurutup biraz fön çekmiştim kabarmaması için. Hem dalgalı hem de istediğim kabarıklıktaydı şu an. Gözümün önüne gelenleri de hafiften kesmiştim, artık kaşlarımın hemen alt kısmında bitiyorlardı.

Hazırdım.

Çok heyecanlıydım.

İlk defa bir şeyler hissettiğim biriyle randevuya çıkacaktım, ilk randevum diyebilirdik bu yüzden, neler yaşanacağını bilmiyordum ama her şeyin süper olması için elimden geleni yapacaktım. Taehyung hyung bir şeyleri, benden hoşlanması gibi, itiraf ettiğinden beri hayat daha güzel olsa bile duygularının benim kadar yoğun olmadığını biliyordum. Bu gecenin duygusal ilerleme kat etmemiz için önemli olduğunu düşünüyordum.