merhaba!!
bu bolumde jeonggukun duygularini daha iyi anlayacaginizi umuyorum 🧚♀️
ayrica tae fic boyunca hm diyip durcak arkdslar ben de diyorum yani bu bi aliskanlik kufur edip durmayin lutfen 👍🏻🧚♀️
iyi okumalar!! 🐇🌸
⭐️
"balım. benim canım. tatlı taehyung'um.
tüm kadehler senin uğruna içildi bu akşam, senin gülüşünü düşleyerek.
bir gün seninle yine sana, bize içmek umuduyla yazıyorum şu an bu satırları.
mis kokulu boynundan öpsem, tatlı tatlı kıkırdasan, bir de gülüşüne ölsem... güzellik. çiçek güzelim."
🌟
Kim Taehyung.
Son zamanlarda hayatımın merkezine izinsizce yerleşmiş, bundan asla haberi olmayan, bal gibi biri.
Yaklaşık iki aydır tanıyordum onu. Neleri sevip neleri sevmediğini, baharatlı yemekler yemediğini, kahveden hoşlanmadığını, saçlarını sık sık uçlarından kestirdiğini, çantasında hep bir şişe su, ağrı kesici ve not defteri tuttuğunu, askere henüz gitmediğini, diğer hyungları çok sevdiğini ama bunu onlar gibi didişip durmak yerine haftada iki kez onlara kurabiye yapıp getirerek gösterdiğini, içlerinden de en çok Jimin hyunga bağlı olduğunu bilecek kadar tanımıştım en azından.
Tanıması zor bir insandı aslında, kendini anlatmayı sevmezdi, onunla vakit geçirdikçe tanırdı insanlar onu. Bir şeylerin çabayla olmasını isterdi. Ona kendisiyle ilgili bir şey sorduğumda bana kaçamak cevaplar verirdi ama sorduğum şeyi öğrenmemi sağlayacak hareketler yaparak da anlamamı sağlardı. Herhangi bir deneyin içindeki bağımsız değişken gibiydi, çeşitli şartlarda çeşitli sonuçlar aldırırdı.
Ben de onun bağımlı değişkeniydim. Ona bağlıydım.
"... Jeongguk?"
Onu gördüğüm ilk anda ondan etkilenmiştim, o anda nadir yapılan bir testle uğraşmasının da etkisi vardı belki de. Kocaman biyogüvenlik kabininin önünde oturmuş, elindeki test kitine bir şeyler damlatıyordu ve o kadar havalıydı ki... Biliyordum işte, ondan etkilenmiştim, hoşlanacak, ona sıkı sıkıya bağlayacaktım kalbimin iplerini ve en sonunda da geri dönülmesi imkansız bir aşka yelken açacaktım. Öyle de olmuştu.
Sinir sistemim, hormonlarım, gastrointestinal sistemim, duyu reseptörlerim, kanımdaki glukoz miktarı, sinapslarımdaki asetilkolin maddesinin diğer hücreye yolculuğu, adrenal korteksimden salgılanan kortizol miktarım, seratonin salgılamam ve melatonin etkisinde geçirdiğim süreler... Hepsi ona bağlıydı artık.
Kalbim bile bir atıp ikinci atışta onun kalp atışını bekliyordu öylece, vücudum fazla kasılmaktan kortizole boğulacaktı.
Taehyung'suz bir hayat düşleyemiyordum artık, o olmadan varlığım hemoliz olacakmış gibi geliyordu. Parçalanacaktım olduğum yerde, en sonunda yok olacak ve tıbbi atık diye kırmızı torbalardan birine girecektim.
"Jeongguk... Huhuu!"
İşin bir de onun tarafından görülen kısmı vardı. Delinin teki gelmiş, hem laboratuvardaki özel odasına konmuş, hem öğle yemeklerinde hiç susmadan sorular sormuş, hem kalbini istemişti. Ben onun yerinde olsam beni Hoseok hyungun yanına postalar, daha da muhatap olmazdım ama o, gözlerindeki meraklı ve huysuz bakışlarıyla beni özel alanına dahil etmeye devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the. lab | taekook
Fanfic[🥼🔬] [theoretically lab] kim taehyung, stajyer jeon jeongguk'un tam bir virüs olduğunu düşünüyordu.