Turan telefonuna gelen mesajı hemen açmış ve gördüğü adresle şaşırmıştı. Bu adres kendisinin evinden yürüyerek 10-15 dakikalık bir mesafedeydi.
Bu da demek oluyordu ki bu köpeğin genç adamın evinin etrafını hemencecik dişi köpeklerle doldurmasının sebebi o bölgenin yabancısı olmamasıydı.
Yani aslında Çapkın bu bölgenin köpeğiydi .
Turan hemen ayak ucunda uyuya kalan Çapkın'ı da alarak arabaya yerleştirmiş ve yola koyulmuştu. Her ne kadar yürüyerek de gidebileceği bir yer olsa da bu saatte bir genç kadını sokaklarda bekletemezdi.
Çünkü telefonuna gelen adres bir ev adresi değil deniz kenarında ki bir parkın adresiydi. Genç kadının bu davranışını takdir etmişti Turan. Sonuçta bu saatte evine yabancı bir adam almaşı doğru olmazdı.
Parka vardığında neredeyse bos olduğunu fark ederek arabayı kocaman çınar ağacının altına park etti. Arabanın arka camlarını da açtı ve uyuyan köpeği arabadan çıkarmadan kendisi de ışık gören bir ladin ağacının yanına oturarak Çapkın'ın sahibini beklemeye başladı .
1-2 dakika sonra Turan etrafta aklini kaybetmiş gibi üzerindeki sabahlıkla kosan bir kadını fark edince kalkmıştı ayağa.
Gecenin bu saatinde ancak kendisi ile konuşan o kadın olabilirdi su anda parkta deli gibi koşan.
Biraz evvelki düşünceleri toz olmuştu simdi aklından. Akli olan bir kadın evden su halde sabahlıkla çıkmaktansa köpeğini evinin kapısından almayı tercih etmeliydi.
Bir sure daha etrafa bakınmasını bekledi Turan. Sonuçta kadının nasıl biri olduğunu bilmiyordu. Yani yüzünü görmemişti. Bu kadın olmaya da bilirdi.
********
Melek koşarak nefes nefese geldiği parkta bir süre bakınmış telefonda kendisi ile konuşan adamı aramaya çalışmıştı.
Aslında park birkaç çift olmasına rağmen öyle dolu da değildi. Melek bir sure daha bakındıktan sonra küçük bir ağacın altında oturan adamın kendisine el sallaması ile kendisini o tarafa yönlendirdi.
Ama adamın yanına vardığında kendisini kaşları havada süzmesi ile sinirleri bozulmuştu. Adam resmen açıkta bir şey görmüş gibi kendisine dik dik bakıyordu.
Kendisi de bir kaşını kaldırıp 'Ne oldu?' dercesine baktı adama.
Bunun üzerine de bu sefer adamın iki kaşı havada; başı önce yukarıdan aşağıya daha sonra da aşağıdan yukarıya hareket etti. Sanki kendisine bir şeyleri anlatma cabasındaydı.
Melek daha fazla adamın bu bakışlarına dayanamayarak başını eğip kendini süzdüğünde resmen ağzı bir karış açık kalmıştı. Çünkü siyah saten geceliği ve üzerine aldığı sabahlık dışında üzerinde hiçbir şey yoktu. Öyle ki ne bir ayakkabı vardı ayağında ne de terlik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK DÖKÜMÜ #Wattys2015
Ficción GeneralMELEK'İN HİKAYESİ AŞK DÖKÜMÜ ( Gitme Kal Diyemedim ) Ölmek neydi? Kimilerine göre,beyaz kefenlere sarılıp, soğuk ve karanlık toprağa girmek ya da unutulmaktı belkide. Peki insan yaşarken ölebilir miydi? Ne zordu bu soruların cevapları. Ama Melek iç...