****5.BÖLÜM**** Part 1

1.1K 56 3
                                    

********

Kısa olduğunu biliyorum ne olur çok kısa demeyin. Bayram öncesi kısacık bir bölüm. Devamı inşallah bayram şekeri olarak sizlerle olacak....
Şimdiden herkesin kurban bayramı kutlu olsun.



Kapı bir anda açılınca eli havada kalmıştı Turan'ın.

Melek ise ağzı açık adama bakıyordu. Bu saatte ve kendi evinin kapısında ne işi olabilirdi ki bu adamın hem de üzerinde sade bir şort ile.

Turan kızın aval aval kendini seyir ettiğini fark edince şaşırdı. Ama umursamadı. Çok çok burada olduğu için şaşırmasına verdi bu bakışları.

Melek tam ağzını açmış konuşacakken arkadan Gonca'nın durumdan şikayet eden sesi geldi. Tabi ardından da o komik görüntüsü.

"Yaaa. Nerede kaldın? 5 saat oldu seni odada bekliyorum. Hani benimle film izleyecektin?"

Melek bir kapıdaki adama bir de kardeşine baktı. Daha sonra kardeşine "Geliyorum birtanem sen filmi tak reklam kısmı bitmeden ben yanında olacağım." diyerek kendisini bir kaç dakikalığına da olsa yalnız bırakmasını istedi.

Ama Gonca çok akıllı bir kızdı. Ablasının onu katmasının nedenini çok iyi anlamıştı.Bu yüzden de ayağını yere sertçe vurarak ve işaret parmağını sallayarak "Sen görürsün. Seni babama söyliycem." diyerek odayı terk etti.

Turan ise olanları ağzı açık izliyordu. Kendi yüzünden mutlu bir ailenin dağılmasını istemezdi. Fakat şu 'ÇAPKIN HURİ' nin elinde bir yüzük bile yoktu.

"Evet. Buyrun. Bu saatte kapımı kırıp, sırtlayıp götürecekmişcesine çalmanızın sebebini öğrene bilirmiyim?"
dedi Melek.

Tabi Turan'ın da buna cevabı gecikmemişti.
"Çok özür dilerim. Aslında ne özrü lan.Asıl senın benden özür dilemen lazım.Bu saatte kapına dayandım çünkü beni aradığın ve çıglık sesleri duyduğum için gelmiştim. Sanırım yanlış alarım. Kocanla zevkini bozduğum için çok pardon" dedi alayla.

O an Melek, melek olmaktan çımış adeta bir şeytana dönüşmüştü. Onca kelimenin arasından takılması gereken onun kendisini aramasıyken, o cımbızla çekip sadece kocan kelimesininalmıştı içinden.

Bu yüzden de kocası olmadığını söyleyeceğine "Aaa sanane be kocamla ne halt yersem yerim. Bu saatte utanmadan benim evime dayanıyorsun." oldu.

Turan kendine bile şaşarak kapı önünde duran kadını duvara itip içeriye girdi ve kapıyı da ardından kapadı.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun be salak herif?"

"Ne mi yapıyorum. Kocana bir nasihat vereyim de özelinizi öyle telefonlarla yayın yapmayın bir daha diye onu arıyorum."

Melek giderek daha da sinirlenmeye başlamıştı. Olmayan adamın neyini arıyordu ki. Ama söz ağızda bir kere çıkardı işte. Yapacak bir şey yoktu.

"Heyyy filmin yarısı bitecek neredeyse sen hala gelmedin." diye söylenerek gelen Gonca'ya ilk defa anneleri yanında olmadığı zamanlarda abla demediği için minnettar kaldı.

"Geliyorum canım." dedi bağırarak. Ardından da adamın duyacağı şekilde
" Şu yarı çıplak zamparayı evimden atar atmaz tabi ki."dedi.

"Lan bana bak. Asıl sen kendine bak. Heryerin meydanda. Böyle nasıl dolaşabiliyorsun asıl ben onu anlamıyorum."

"Hop, hop pardon da şu anda benim evimde olduğunuzun farkındamısınız acaba? Bir de karşıma geçmiş bana laf sokuyorsunuz. "

Karşısındaki kadın doğru söylüyordu ama nedense bu kadının evli ve bir çocuk annesi olduğunu öğrenmek canını yakmıştı. Tabi bir de o aradığında onun için evden yarı çıplak evden çıktığını yüzüne vurması.

"Evet evinde olduğumun farkındayım. Ama yinede evde böyle gezmen çok..." diyerek durdu. Ne diyecekti Allah aşkına çok tahrik edici mi? Yoksa azdırıcı mı?

İçinden Allah'tan sabır dileyerek devam etti yarım bıraktığı sözüne.

"Çok iğrenç"

Ne? Bunu söylediğine inanamıyordu. Tamam kendisi hiçbir zaman o zampara adamlardan olmamıştı ama yine de kendine gelen kadınları reddetmezdi. Tabi evlenmeden önce.

Melek ise o an ne diyeceğini bilememişti. Kendisini iğrenç bulan ilk erkek bu karşısındaki, şu anda sinirden adını bile hatırlayamadığı dangoz herifti. Gerçi kendisini gecelikle gören 4. erkekti. Diğer üç kişi de babası ve kardeşleriydi zaten.

"Madem gözünüze görüntü kirliliği yaratıyorum o zaman evimi terk edin."

Sinirleri giderek artan ateş ile barutdu şu anda ikisi.

Bu ateşi harlayan da kapıdan "Canım ben geldim.Nerdesin?" diyen sesti.

Kim miydi bu kişi?

Tabiki biricik babası Ozan'dı.

Melek babasına karşısında ki adamla yarı çıplak basıldığını düşünürken, Turan ise karşısında 50'li yaşların başında bir adamın Melek'e 'CANIM'demesinden yola çıkarak, kocası olarak düşünmüştü. Adamın kızın babası yaşında olmasıda cabasıydı. Tabi ki Ozan hala Turan'ı görmemişti.

Çünkü Turan adamı çaprazında duran aynadan görüyordu yaşlı moruğu ( ;) bakalım babası olduğunu öğrenince neler olacak. )

Belli ki Melek'de karısı gibi para düşkünü bir kadındı ki bu yaşlı adamla evlenmişti.

Şimdi düsününce evlendiğinde 18-19 yaşlarında olması muhtemeldi. Sonuçta kaç yaşında kızları vardı.

Turan'ın bu tezi "Baba..."diye sevinç nidaları ile içeriye giren küçük kız ile gerçekliğe kavuşmuştu.

"Melek, canım annen sizi merak etmiş telefonuna çıkma...." diyerek içeriye girmeye yeltenen adamı küçük kızı kucağına atlayarak durdurmuştu.

Melek'de bunu fırsat bilerek Turan'ı en yakın odaya iteklemiş ve onu odadan çıkmaması için tembihlemişti.

Sonunda derin bir nefes alıp babasının yanına varan Melek durumu çaktırmamak için yüz takla atmıştı neredeyse.

Üstelik Turan'ın onları duyma ihtimaline karşı her 'canım' derken vurgu yapıyor ama arkasından söylediği baba kelimesini kısık ses ile söylüyordu.

Sonunda herkes yatmaya karar verdiğinde Melek bu işkenceye daha fazla dayanamayacak olduğunu anladığında kabul etmişti.

Babası misafir odası; yani şu anda yarı çıplak olan adamı iteklediği odaya girmek için adım attığında Melek " Bu gün hep birlikte yatalım mı?" diye sordu.
Tabi ki daha önce böyle bir istekte bulunmadığı için babası bu olaya şaşırmıştı fakat yine de iki kızının ısrarına dayanamayarak kabul etmiş ve evin en büyük yatağına sahip olan Melek'in odasına girdiler.

Turan ise genç kız tarafından alel acele tıkıştırıldığı odada göz gezdirirken birden gözüne Çapkın ilişmişti. Bir de ağzında üzerine salyaların halen akmaya devam ettiği bir telefon.

İşte şimdi anlaşılıyordu şu gelen telefonun nedeni ve Melek'in bundan haberinin olmaması.

"Ah Çapkın ah yaktın beni" diye derin bir iç çekti ve şimdi ne yapabileceğini kontrol etmeye çalıştı.

Toy delikanlılar gibi odada saklanıyordu.

Pencereleri kontrol etti ilk önce. Ama parmaklıkların olması genç adamın çıkışını engelliyordu. Kendi evindeki bu parmaklıkları sökmeye karar verdi o anda. Başına yine böyle bir olay gelecek olsa resmen kapana kısılıp kalacaktı.

Şimdi tek yapabildiği Melek'in gelip kendisini bu odadan çıkarmasını beklemekti.

AŞK DÖKÜMÜ #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin