"Ha?" Genç kadın hoşlandığı adamın elindeki çiçeklere baktı. Koca bir buket çiçek vardı ve Erwin sinirli bakıyordu. Kadın şaşırmıştı.
"Diyorum ki bunlar kimden? Sana gelmiş. Üzerinde de isim yazmıyor."
"Bana mı? Emin misin? Zannetmiyorum. Eminim başkası içindir." Kadın yavaş adımlarla adamın masasına doğru yürüdü ve elindeki fincanı üstüne bıraktı.
"Hayır, senin için. Defalarca kez okudum." Akari'nin yüzüne alaycı bir gülümseme yerleşti.
"Ah, öyleyse gizli hayranlarım var sanırım, ha?" Bu gülümseme Erwin'in sinirlerini bozmuştu.
"Bana yalan söyleme, Akari. Seni üzdüğüm için nispet falan mı yapıyorsun?" Kadın şaşırdı. Böyle bir cevap asla beklediği bir şey değildi.
"Demek beni üzdüğünüzü biliyordunuz, Yüzbaşı?" Adamın elindeki büyük çiçek buketine doğru yürüdü.
"İyice baktın mı, belki ismi sen görmemişsindir."
"Defalarca kez baktım hem de."
Akari gülümsedi. Kimden geldiğini bilmese bile mutlu olmuştu. Bu, onun hayatında aldığı ilk çiçekti. Gerçi bu çiçeği Erwin'den ne çok isterdi. Yine de oldukça mutluydu. Bir süre sonra ilk defa kendini kadın gibi hissediyordu.
"Tatlıymış... Kim verdiyse onu bulmam lazım." Erwin, kadının elindeki buketi bir anda elinden kaptı. Yüzünde kızgın bir ifade vardı.
"Hiç de tatlı değil. Ayrıca kimden geldiği belli olmayan bir şeyi almana izin vermem. Tehlikeli olabilir."
"Ne tehlikesi yahu, çiçek bu?"
"Olabilir." Erwin hızlı adımlarla masasının arkasına geçti. Akari ne yapacağını merak ettiği için izlemekle yetindi. Çok geçmeden anladı.
Erwin, elindeki buketi masasının alt tarafında duran çöp kovasına sıkıştırdı.
"Ne yapıyorsun be?!" Akari, Erwin'in üstüne atıldı. Gözleri sonuna kadar açılmıştı. Ellerini de adamın yakalarına koydu.
"O çiçekleri almana izin veremem."
"Sana ne be?! Çiçekler bana geldi. Ne diye alıp sanki sana gelmiş gibi çöpe attın?"
"Öyle lazımdı." Erwin, yakasını tutan kadının bileklerinden tutup sıkarak bırakmasını sağladı. Akari'den daha uzun olduğu için bileklerini bırakmadan yüzüne doğru eğildi.
"Çıkabilirsin, Onbaşı."
Bu sözlerin ardına Akari daha da sinirlendi. Erwin'in ellerinden kurtulup onu büyük odada yalnız bırakmak için odanın kapısına yöneldi.
"Keşke bu kadar bencil olmasan!" Akari yüksek sesle kapıdan çıkmadan önce söylendi. Erwin ise sadece arkasından bakmakla yetindi. Bu çiçek neden ve kimden gelmişti? Akari kime sırnaşmıştı ki çiçek almıştı? Kendisinden hoşlanmıyor muydu? Ne ara başka bir erkekle yakınlaşmıştı ki? Erwin'in kafasını düşünceler kurcalarken yerine yavaşça oturdu. Eline fincanını aldı ve sesli bir yudum aldı.
Keşke cidden çaycı olsa.
Akari sert adımlarla bahçeye doğru gidiyordu. Resmen köpürmüştü. Hem ona gelen hediyeyi çöpe atmış hem de onu kırdığını bilmesine rağmen bir şey yapmamıştı. Sadece statüsünü kullanak ondan daha üstün olduğunu mu düşünüyordu? Kimdi bu adam?
Akari yoluna çıkan şeyleri tekmeleyerek yolunun üzerinden çekiyordu. Buna insanlar da dahildi. Tabii onlara tekme atmıyordu.
"Akarriii-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birds Don't Sing | Erwin X Reader Aot
Fanfiction"Kuşlar şarkı söylemez, sadece havada uçup öterler."