Bölüm 7

175 10 2
                                    

Merhaba kısa bir duyuru: Lütfen yorum ve oy sınırını tamamlayalım ki düzenli bölüm gelsin çünkü sizi bekletmekten ne ben ne de siz hoşlanırsınız. İyi okumalar.

Oy sınırı: 6
Yorum: 3

(Bahar Eyüz)
22.03.2019

Saat kaç haberim yok ama gece saatlerindeyiz, bunu biliyorum. Başımda uyuyan bir kadın vardı, onu tanıyorum, o hemşire Nazandı. Ve uyuyordu, o yüz ifadesi uyurken bile nasıl bu kadar sert görünüyordu bilmiyorum ama öyleydi. Kanında vardı resmen. Uyanan bendim, o hala uyuyordu. Etrafa baktım, karşımda bir ayna vardı.

Kendime baktım. Uzun kahverengi saçlı, ela gözlü, hafif büyük yüzlü, dudakları kurumuş, ve beyaz tişörtlü bir kız. Bendim, o kız bendim. Adım Bahar. Saçlarımı düzelttim, kadını uyandırmadan ayağa kalktım, bit an sersemledim çünkü yüksek ihtimalle bir süredir uyuyordum. Ve sadece yatıyordum. Bir kaç sarsak adımdan sonra telefon buldum, benimkiydi. Telefonun ekranında yazan tarihe baktım, aradan tam üç gün geçmişti. Ne olduğunu tam hatırlamıyorum, son hatırladığım babamla konuşmuş olmamdı. Adımı unutmuştum. Ve şimdi hatırlattı, binlerce kez tekrarlayabilirim.

Adım Bahar, gitar çalmayı seviyorum, konservatuar mezunuyum, en sevdiğim şarkı Cem Karaca Bu Son Olsun, en sevdiğim renk beyaz, saçlarım kaynak ve senelerdir de böyle, bir kaç sene önce üç aylık bir süreçte komadaydım, ve babam Erdal Eyüz. Tam olarak bu, benin adım da Bahar Eyüz. Eksiği tamamladım. Adım Bahar.

Belki çiçek açtırmıyorum aileme ama adım Bahar.
Belki adımı sürekli unutuyorum ama adım Bahar.
Belki en sevdiğim renk beyaz değildir ama adım Bahar.
Belki babam Erdal Eyüz değildir ama adım Bahar.

Bana bu öğretildi ve adım da hep Bahar olarak kalacak. Adımı artık unutmamalıydım. "Bahar," diye bir ses duydum. Arkama baktım, kadın uyanmıştı, lanet olsun ki uyanmıştı. "Uyuman gerek. Zihnin dinlenmeli. Ve bedenin de." O buz gibi sesini nerden duysam tanırım ben. Yatağa uzanmak durumunda kaldım, ona karşı gelmek gibi bir seçeneğim yoktu. "Daha sürecek mi?" Diye sorabildim, aklıma uykulu halimle bu gelmişti. Daha uyanamamıştım bile. "Hayır, yarın gideceğim. Sabah erken kalkarsan." Dedi. Sabah erken kalkacağım, sabah erken kalkacağım. Adım Bahar. Adım Bahar. Adım Bahar.

Kendisi de koltuğuna yerleşti. Sonra ikimiz de uyuyakaldık. Sabah uyandığım zaman her şey bambaşkaydı, kendimi resetlenmiş bir bilgisayar gibi hissetmekten nefret ediyordum ama öyleydim. Her gün, bir metroya binip aynı yere gitmek, ve hafıza kayıpları yaşamak iğrençti ama suçlu bendim. Kendi felaketim bendim. Ben adımı unutuyordum. Adım Bahar, adım Bahar.

Metroya bindim, istediğim sahile gitmekti, ve sadece oturmaktı. Kitap okumaktı. Sadece buydu. Kitabımı çoktan açmıştım, ve Nazan da tam dediği gibi yapmıştı, sabah erkenden gitmişti ve bana ilacımı bir kaç günlüğüne atak ihtimaline karşı bırakmıştı. İyiliğimi istemiyordu sadece babamdan korkuyordu. Kitabın adı, İnci.

Aslında böyle bir kitap satın aldığımı asla hatırlamıyorum ama sabah dolabın içinde buldum. Dolabı açtım, ve karşıma bu kitap çıktı. Alıp orada unutmuş olmalıydım. Zaten alışveriş poşetleri falan da vardı. Hoşuma gitti ilk sayfaları, okumaya karar verdim. Yanıma telefon almadım, uzak kalmak gibi resmen, telefonumu almamak. Bunu bazen yapıyorum. Metro bu gün kalabalıktı, tutundum, kitabımın iki sayfasının arasına bir orkide yerleşti. Başımı kaldırdım, aynı gülüş değildi, daha saf ve güven verici bir gülüştü. Bende güldüm, bu sefer kızmadım, sadece güldüm. Bir süre gözlerine baktım ve gülümsedim. "İnci," dedi. "Kino benim biliyor musun." Dedi. İnci kitabının baş karakteri Kino. İnciyi bulan. "Juliana olmak ister misin?" Juliana, Kino'nun karısı.

Tesadüf İhanet EderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin