Biz geldik! Lütfen bol yorum bırakmayı ve oy vermeyi unutmayın olur mu? Çok severek yazdım yine siz de severek okuyun. ^^
SYML - Where's My Love
11.BÖLÜM: "DENİZLE TANIŞMA"
Yüzme bilmeyen bir balıktım, koca denizin içinde boğulduğumla kaldım.
Hayatımı bu yaşıma kadar iyi taşıyabilmiştim ama hayatımın bundan sonraki kalanını nasıl götürecektim emin değildim. Yalan cümleler ve sahte gülümsemelerle büyütülmüş olsam bile artık gerçeklerimle baş başaydım. Güçsüzdüm ama artık değildim. Boyun eğiyordum ama artık baş kaldırmıştım. Hayat hep bir noktada kırar ruhunuzu ve bir daha siz asla eski siz olmazsınız.
Bazen bir gece de büyür insan, bazen bir gece içinde yaşlanır.
Ben de büyüdüm, hiç olmadığı kadar ve o kadar büyüdüm ki yaşım çocuk kaldı.
Teknenin güvertesine çıkmış oturacak bir yer bulmuştum. Kendimleydim. Usul usul dibimizden akıp giden denizi seyrediyordum. Yüzme bilmiyordum çünkü suda korkardım. Denizin altındaki dünya beni ürpertiyordu. Su bana boğulma hissini yaşatıyordu. Kurumuş dudaklarımı yorgun bir gülümsemeyle taçlandırıp kollarımı birbirine sardığımda arkamda bir gölge hissettim. Yavuz elinde ince bir battaniyeyle karşımda dikilerek bana baktı. Kafamı kaldırdım ve ne diyeceğimi bilemedim. Neydik artık? Ne yapmam gerekiyordu? İlk cümlem ne olmalıydı?
''Acıktım,'' deyiverdim.
Duraksadı ve dudakları yavaşça kıvrıldı. Gülümsedi. Sessizce soluklanarak yanıma oturduğunda hiçbir şey söylemeden elindeki örtüyü çıplak omuzlarıma astı. Hafifçe toparlandım ve battaniyenin uçlarından tutarak çekiştirdim. ''Teşekkür ederim,'' dedim sonra.
''Ne için?'' diye sordu hafif çattığı kaşlarıyla.
''Her şey için,'' dedim sakin bir tonla. ''Özellikle de bu gece için.''
''Bu evliliğin olması bir delilikti Akça,'' dediğinde gülümseyerek kafamı çevirdim ve kıstığım bakışlarımla gözlerine derin derin baktım. Artık gözlerine bakarken suçlu hissetmiyordum kendimi ya da daha kötüsü işte. Artık özgürdüm hislerimde. ''Bu geceki delilikten sonra inan hiçbir şey kesmez beni.''
''Olması gerekenler oldu,'' diye arkasına yaslandı. Gözleri denizin durgun sularına akarken gözlerini takip ettim ve aynı suda buluştuk. ''En başından olması gerekiyordu.''
''Bazen buralara gelebilmek için kötü şeyler yaşamamız gerekir Yavuz,'' dedim sakince. ''Başımıza kötü şeyler gelmese güneşe çıkabilir miydik?''
''Ahmer'in ölümünün seni bana verdiği gibi mi?''
Gözlerimi kapattım. Rüzgar o kadar sakindi ki kirpiklerimin uçlarına dokunup giden bir kuş misali yumuşacıktı. Denizin serin kokusu tenime işlerken hafifçe yutkunarak, ''Ahmer,'' dedim fısıltıyla. ''Hayatta olması için neleri vermezdim bilemezsin.''
''Bilirim,'' dedi. ''Çünkü o benim de kardeşimdi.''
Gözlerimi usulca açtım ve hareket etmedim. ''Her şeyin başka olduğu anları düşünmeden edemiyorum. Yaşasaydı nerede ne yapıyor olurduk acaba?'' Gülümsedim. ''Kesin başına yine belaya sokardı ondan eminim.''
''Ablan çok akıllı biriydi Akça,'' dedi Yavuz. ''O bu hayatta hiçbir şeye boyun eğmedi.''
Kafamı öne eğdim. ''Biliyorum, ablam benim gibi değildi. O güçlüydü ben ise...''