13. BÖLÜM: ''KALBİN TERAZİSİ''

3.1K 473 255
                                    

Merhabalar, nasılsınız? Biz geldik ve güzel bir bölümle geldik. Umarım okurken keyif alırsınız. Okumaya başlamadan önce oy vermeyi ve satırlara yorum yapmayı lütfen ihmal etmeyin olur mu?

Eylem Aktaş - Kalbe Dolan İlk Bakış

13.Bölüm: ''Kalbin Terazisi''

Bir denizciye aşık oldum ama yüzme bilmiyordum.

Yavuz benim için kimdi? Hayatımın hangi köşesine dahil olmuştu ya da tam olarak neresindeydi? Yavuz kalbimde miydi? Yavuz hayatımda mıydı? O gerçekten benim tam olarak neyimdi?

Onu seviyor muydum?

Ona aşık mıydım?

İnsan hiç tanımadığı birine karşı en fazla ne kadar kuvvetli hisler besleyebilirdi ki?

Onlarca soru sordum kendime ve bir tane cevap alamadım. Şimdi yeni bir şey daha öğrenmişti. Yavuz istihbaratçıymış, en azından eskiden. Öyle duydum.

Ellerim ve ayaklarım bir sandalyeye bağlıydı. Ağzımda bir bant vardı ve korkudan titriyordum. Hayatımda daha önce hiç olmadığım bir yerde olmadığım şekildeydim. Bildiğim tek şey Yavuz'u istedikleri ve bunun için beni kullandıklarıydı. Bildiğim diğer şeyse Yavuz'un beni kurtaracağıydı.

Seyrek saçlı bir adam görünür hale geldiğinde saatler sonra karşımda birini görmenin daha doğrusu bir ışık süzmesinin depoya inmesiyle gözlerimi araladım. Bedenim uyuşmuştu ama tek bir damla uykum yoktu. Gözlerim ağrıyordu fakat kirpiklerim bile kapanmamıştı. Yorgundum ama belli etmedim. En azından bu bir oyunsa kuralına göre oynayacaktım.

''Akça Sezgin!'' diye karşımda dikildi adamın biri. Gözleri kahverengiydi ve bakışları ürkütücüydü. ''Birkaç güne yeni yaşına girecek Ertan Sezgin'in mimar kızı ha?''

Kaşlarımı çattım. Beni araştırmışlar mıydı?

Devam etti. ''Ablası geçen aylarda ölmüş. Bahadır Taşer'in nişanından kaçmış ve bilin bakalım bunca olayın içinde kimler varmış?'' Gözlerime doğru yaklaştığında yutkunmaya çalıştım ama yapamadım çünkü ağzımı bile hareket ettiremiyordum. ''Söyle bakalım tatlı kadın; sevgilin nerede?''

Gözlerine daha sert baktığımda kafasını öne eğdi ve gülmeye başladı. Açıkçası sinirim bozulmuştu. Kafasını kaldırıp yüzüme ablak ifadeyle bakmaya devam ederken, ''Ağzını açmam gerek,'' dedi ve bandı usulca ağzımdan çekti. Dudaklarım birbirine yapıştığında kuru bir his damağıma süzülmüştü. Dudaklarımı birbirinden ayırırken canım acıdı ve ince bir sızıyla yüzümü buruşturdum. Kafamı yere eğdiğimde ekşimiş bir ifadeyle bekledim. Burnumdan temiz bir hava soludum.

''Su içmek ister misin?'' diye sordu bu kez. ''Merak etme sana zarar vermeyeceğiz.''

Kuru dilimi tükürüğümle ıslatıp dudaklarımın üzerinde gezdirdim ve başımı kaldırıp adamın üzerimde olan gözlerine çevirdim. ''Benden ne istiyorsunuz?''

''Sadece sevgilinin yerini?''

''Yem olarak kullanılıyorum yani?''

Dudağının kenarını kıvırdı. ''Aferin bayıldım sana.''

Mimik vermedim ve devam ettim. ''Her şeyimi bilen biri bahsettiğin kişinin nerede olduğunu bilemeyecek kadar salak değildir herhalde?!''

''Bahsettiğimiz kişinin sevgilin olduğunu biliyorsundur sanırım.''

AKÇAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin