16- Amber meselesi bitmiştir

54 5 20
                                    

    

     Pazartesi okula gitmeyen Wuxian, o gün boyunca dinlenmişti. Gece de rahat uyumuştu. Her hangi bir vukuat işlemediği için içi rahattı. Grup arkadaşlarıyla da konuşmuştu bu arada. Jose Ona bugünün notlarını verecekti.

     Sabah okul için hazırlanıp yola çıktı. Üniversite evlerinden kırk beş dakika uzaklıktaydı. Dün dersleri kaçırdığı için bugün erkenden okulda olmalıydı. Her zamanki gibi grup onu kapıda karşıladı. Onların evleri Üniversiteye yakındı. Jose ve Yuma birlikte yaşıyorlardı.

     Marcos ve Hajoon ise ev arkadaşıydı. Okul yakınından ev kiralamışlardı. Liena ve Akemi ise aileleriyle aynı evdeydiler ve evleri de yakındı. Uzak olan sadece Wuxian'dı. Her sabah kırk beş dakika gidiş kırk beş dakika dönüş işkence olmaya başlamıştı şimdiden. Dönüşten çok sabah geliş kötüydü. Çoğu dersi sabahtı. Ailesini ikna etse o da küçük bir ev tutacaktı üniversitenin yakınında. Ama hiç umudu yoktu. Hele annesi asla yalnız yaşamasına izin vermezdi. Onun gözünde hala çocuktu Wuxian. Her yeni delikanlılığa geçen genç gibi o da büyümeye hevesliydi. Yalnız yaşamak büyümenin işareti sayılırdı bir erkek için. Biraz daha dişini sıkmalıydı. Bir gün mutlaka annesini ikna edecekti. Babasının ses çıkarmaması da iyiye işaret diye düşünüyordu.

     Grup sınıfa ilerlerken bir yandan konuşuyorlardı. Wuxian piknikte nasıl sarhoş olduğunu, ertesi gün nasıl utandığını anlatıyordu. Güle oynaya derse girdiler.

     Öğlen yine kafeteryada buluştular. Marcos, Liena, Akemi işletme, Wuxian ve Jose mimarlık, Yumo ve Hajoonn ise iletişim bölümlerindeydiler. Kampüs içinde birbirlerine uzak da değillerdi.

     Jose ve Wuxian dışında herkes masaya oturdu. Bugün servis sırası onlardaydı. Listeleri alıp yiyecek standına geçtiler. Yiyecekler alınıp masaya dönerlerken Wuxian duraksadı. Kafasının içinde bir ses buraya bak der gibiydi. Nereye bakmalıydı? Kafasını sağa sola çevirdi. Ne görmesi gerektiğini bilmiyordu. Kapının yanındaki masada oturan birine takıldı gözleri. Genç bir erkek ona düşmanca bakıyordu. Şaşırdı. Üniversitede onu sevmeyen yoktu. Kimseyle kavga da etmemişti. Araya giren bedenle kendini toparladı. Genç adamın gözleri hala üstündeydi. Masaya dönüp oturacakken araya giren bedenin ona seslendiğini duydu. Amber denilen kızdı bu. Marcos huzursuzca kıpırdandı. Daha Liena ile konuşmamıştı bu konuyu.

     "Liena nasılsın? Beni arkadaşlarınla tanıştırmayacak mısın?"

     Amber arsız bir şekilde masaya oturmuştu bile. Wuxian yan taraftan bir sandalye alıp Marcos'un yanına geçti. Amber bir an duraksadı. Yoksa Marcos'la olanları biliyor muydu Wuxian? Tedirgin oldu. Wuxian hemen söze girdi.

     "Küçük hanım çok sıcakkanlı galiba? Ah ne yazık ki biz grubumuza yabancıları kabul etmiyoruz. Hele böyle izinsiz oturanları hiç sevmiyoruz. Ayrıca burdan sana ekmek çıkmaz hadi başka kapıya yaylan şimdi."

     Amber'in gözlerinde şimşekler çakıyordu. Sakinleşip masum haline büründü.

     "Senin kaba olacağın hiç aklıma gelmezdi. Kalbimi kırdın. Ben sadece tanışmak istemiştim...

     "Bak kızım seni çok iyi tanıyorum. İçini okuyorum senin. Benden sana hayır yok. Ben erkeklerden hoşlanıyorum. O yüzden kendini yorma."

     Amber ayağa kalktı. Ve Wuxian'a doğru ilerledi. Kulağına eğilip konuştu. Gören iki sevgili fısıldaşıyor zannedebilirdi.

     "Sen benim kim olduğumu bilmiyorsun daha. Burada nefes aldırmam sana. Kendini ve aileni bir anda batmış bulursun. Kimse bana böyle davranamaz."

Second Chance ~ Yizhan ~Wangxian Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin