Bölüm geciktiği için üzgünüm. İyi okumalar...
...
(Barlas Altay'dan...)
Vatan evladı bir babanın evladı olmak asla ama asla kolay değildi. Hep onun izinden lakin daha yüksek hedeflerde olacak şekilde ilerlemeliydim.
Çünkü bayrak ne kadar yukardaysa o kadar çok görünürdü. Benim de amacım kutsal kanın rengine boyanmış bayrağı göklere çıkarmaktı.
Vatan evladı dedim değil mi biraz önce? Evet biz vatan evladıydık ama aynı zamanda bir şehit oğluyduk, şehit evladıydık. Bu düşüncemin yanında olmayanlar vardır belki lakin fark etmez misiniz kendi marşınızda da aynısı yazıyor.
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Bu satırlardan sonra kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
"Cuma gününe kadar bu grup izinli. Kuvvet bölümü değiştireceğinizi biliyorum. Bunun için gidin ve işlerinizi halledin. Acil bir görev çıkarsa ararız lakin kuvvet değiştirmeden sizi çağıracaklarını sanmıyorum çünkü tam olarak eğitim almadınız. Sağlık kontrolüyle birlikte bunun da eğitimini bir yandan alacaksınız yani bu sebepten ötürü çağırdıkları vakit karargâhta olun. Sorusu olan?" dediğinde bacağımın birini bir yana açıp elimi kaldırdım.
"Sor asker." Dedi komutan.
"Biz neden kuvvet değiştiriyoruz komutanım? Bunun belli bir sebebi var mı yoksa sadece Genel Kurmay Başkanı mı böyle istedi komutanım?"
"Geçen aylarda İsrail Filistin savaşının bittiğine dair genelge yayımladılar değil mi?" dediğinde başımı sallayarak "Evet komutanım." Dedim.
"Savaş aslında bitmedi. Evet belgeye dair öyle bir imza atıldı lakin imza geçersiz çünkü cumhurbaşkanı İsrail vatandaşı bile değilmiş. Vatandaşlık almadığı halde cumhurbaşkanı olduğu için belge geçersiz. Yani bu da savaş bitmedi demek oluyor. İsrail tekrar saldırmaya başladı ama bu sefer sadece Filistin'e de değil. Suriye, Irak ve İran da arada var. Yani bu savaşın Türkiye'ye de gelme ihtimali olduğunu söylüyor. Biz de önlem alma amaçlı Alman ve Rus kuvvetleriyle birlikte buralara saldırı yapacağız. Şu anda bu savaştan dünyadaki kimsenin haberi yok çünkü elektrikleri kestiler. Yani bu bir çeşit katliam çünkü elektrikleri kestikleri için hiçbir şey çalışmıyor." Dedikten sonra derin bir nefes aldı. Yere baktı bir süre dudakları aralanmış bir şekilde ve tekrar bana baktı.
"Türk Cumhurbaşkanlığına ve Askeri kuvvetlerine telgraf çekilmiş. Bir vatandaşımız tarafından. Kendisi Iraklıymış ve savaş günlerinden kaçmak için buraya gelmiş. Şu anda Ankara'da yaşıyormuş. Bizden ülkesi için yardım istedi biz de bunun için hem donanma hem de hava kuvvetlerini güçlendirmeye çalışıyoruz. Sizi bu yüzden Hava ve deniz kuvvetlerine aldık çünkü asker sayımız az. Emekli askerler dahi Türk sınırlarında duracaklar çünkü onlar canını feda etmeye çoktan hazırlar. Genel Kurmay başkanı aslında bir süredir aramızdaydı. Sizi izliyordu. Vatansever bir yürekte olduğunuz ve her şeyi görev için feda edeceğinizi bilerek sizi seçti ki seçtikleri arasından sadece bir kişi kabul etmedi. Özellikle sen Barlas. Seni hava kuvvetlerinin başına geçirmek istiyor. Bu yüzden sıkı çalışman gerek. Bugün yanına biri gelecek. Görev başında olmadığın zamanlar onu arayıp istediğin zaman ders alabileceksin. Bu da senin hem rütbeni yükseltecek hem de eğitimini hızlandıracak. Yani Genel Kurmay Başkanının hepinizin yanında olduğunu bilin çünkü aynıları sizin için de geçerli. Bu imkanlara siz de sahipsiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barlas
Action"Şartın nedir?" "Şartım..." Bu şart abimin ölümünden sonra hata tutunabilmem içindi.