Bekir'in anlatımıyla:
Akşamı bizim evde geçirdik. Olanlardan dolayı gece uyuyamadım dışarıda herkesi yok eden bir virüsü ben küçüklüğümde vücudumda barındırmıştım virüsün başlangıcı da sonu da ben olacaktım. Sabaha kadar gözlerim tavana baka kaldı.
Sabah olur.
Pencereden gelen ilk ışık ile ayıldım. Gece boyu sadece 10 dakika uyumuşumdur. Sabah ayılan tek kişi ben değildim Asya'da uyanmıştı ve Aslıyı sözel tacize başladı. Yaşı 1 olabilir ama çenesi sokak aralarındaki çekirdek yiyen teyzeler gibiydi. Asya Aslı'yı, Aslı Gökhan abiyi,Gökhan abi bizi uyandırdı. Babam gil zaten çoktan uyanmış hatta kahvaltıyı bile hazırlarlamışlardı. Uzun bir aradan sonra ilk güzel uykumdu ama yolumuz hala bitmemişti.
Kahvaltı yaparlar
Gökhan:
-Hadi bize müsaade bizim artık gitmemiz lazım. Yolumuz uzun ve gece olmadan gitmeliyiz. Sonuçta yürüyeceğiz.
Belirgin babası:
-Yürüyerek mi gideceksiniz? Bir bebek bir köpekle. Ben buna müsaade etmem gelin benle.
Babam bizi nereye götürecekti bilmiyordum ama sormadım zaten gidiyorduk sorsam da beklediğim cevabi alacaktım. Babam bizi evin garajında tozdan bir katmanı olan bir bezin olduğu, araca benzer bir şeyin önüne getirdi ve örtüyü kaldırdı bütün toz odaya dağıldı herkes öksürmeye başladı Gökhan abi hemen Asya'nın önüne geçti. Tozlar dinince karşımıza çok enteresan bir araba olduğunu gördük.
Bekirin babası:
-Ehliyetiniz varmı ?
Bekir:
-Baba sence varmı
Bekirin babası:
-Tamam be! Öğretelim o zaman
Gökhan:
-Üzgünüm ama zamanımız yok akşam olmadan ulaşmamız lazım.
Gökhan abi direksiyona oturdu ve bize bakarak
Gökhan:
-Atlayın.
Hepimiz binmeyi denedik ama sığamadık.
Aslı:
-Eee şimdi ne yapacağız.
Gökhan:
-Bir kaç saat sıkışın işe
Aslı:
-Ordan demek kolay koca götlü.
Yine sessizliğin ardından arabayı çalıştırmayı denedik. Araba bir kaç denemeden sonra çalıştı ve babam gil ile vedalastiktan sonra yola çıktık ama aklımda hala bir soru vardı o kız benim kardeşim değildi ama neden kardeşim diye hitap etmiştim bilmiyorum o kızın adını bile bilmiyorum ki ve neden o an öyle konuştum neler oldu.
18 saat sonra:
Gökhan:
-Yaklaştık galiba.
Yol boyu çıkan tek ses Oscardı. Yol boyunca hiç bozuklara rastlamadık bu çok garipti çünkü Gökhan abi ormanlarda gördüğümüz bütün bozuklardan daha fazla olduğunu söyleyip duruyordu ve bu duruma Gökhan abide şaşırmıştı. Ormanın bitmesine yakın dikenli teller ve silahlı korumaların korunan bir kasaba vardı. Evet o rastladığımız adam doğruyu söylüyordu. Girişe doğru Yaklaştık ve durduk bir kaç adam silahlarıyla bize yaklaştı ve
Korumalar:
-Serçe parmaklar.
Hepimiz gösterdik ve araba hariç bizi içeri aldılar.
Korumalar:
-Yeni insanlar geldi. Diye bağırdı bir anda bütün kasaba sokaklara döküldü ve herkes bize korku dolu gözlerle baktı büyük ihtimalle neler yaşadığımızı anladılar. Bütün kalabalığın ardından şık giyimli bir adam belirdi.
Adam:
-Kurtuluşa hoşgeldiniz.
Bekir:
-Kurtuluş?
Adam:
-Kasabamız adı. Sizcede mantıklı degil mi?
Dedi ve hoş bir şekilde sırıttı. Bu arada kendimi tanitiyim ben bu kasabanın başkanı Onur. Beril bir anda öne atladı
Beril:
-Naber.
Onur:
-İyi.
Dedi ve berili suratsız bir şekilde süzdü.
2 saat ardından sohbet sırasında bir bilgi öğrenirler
Bekir:
-O kadın... o kadın senin kızın mıydı?
Onur:
Evet siz nereden tanıyorsunuz? O iyimi ?
Yaren:
-BIZIM ARKADAS ONU YEDI PUAHAHAHAHAH
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasat ayı
AksiyonBir genç ve arkadaşları ile normal bir hayat geçireceğini sanarken dünyayı saran bir virüsün bütün hayatlarını değiştirmesi ve gençlerin bu virüse kimin galip geleceğini gösterecek olmaları