1. Bölüm

1.5K 48 30
                                    

Hepinize merhaba;

Yeni kurguyla karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Biraz geriye gidelim istedim. İntikamdansa aşkın zorluğunu, sevdanın ne demek olduğunu anlayalım istedim.

Kuruluş Osman dizisinden etkilenerek yazılmıştır. Hikayenin gidişatı tamamen bana aittir. Tarihi karakterlerden de esinlendim.

Satır aralarında ki yorumlarınız çok değerli. Fikirlerinizi öğrenmeyi öok isterim. Şimdiden okuduğunuz için teşekkürler. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. 🌸✋🏻


*Yenişehir - Osman Bey Sarayı*

Uçlarda uzun vakitlerdir devam eden moğol ve bizans baskınları bitmek bilmiyordu. Her taraftan saldırmaya çalışan küffar askerler oba ahalisine ve de tebaya göz açtırmıyordu. Osman beyin tek derdi ahalisinin huzur içinde yaşamasını sağlamaktı. Onlar için her daim elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan Osman Bey ve oğulları, yine hazırlanan bir baskından kurtulmanın derdindeydi. Gece boyunca divanda bu hususta konuşmuş ve evlatlarıyla yeni bir yol çizmişti. Uçlarda yaşayan herkesin tek güvencesi Osman beydi. Ahali her koşulda ona itimat eder, o ne derse hüküm bilir ve ona göre vaziyet alırdı. Elbette bu konuşulanlar dillerden dile dolaşmış ve bütün beyliklerin kulağına varmıştı. Selçuklu imparatorluğu yıkıldığından beri herkes başa geçecek olan yeni beyliği merak ediyordu. Osman beyin bu başarılarıda hem bizansı hemde Türk beyliklerini şüpheye düşürüyordu. Gücünü kıskanan herkes ona düşman olmuş ve Osman beyi bitirmenin derdindeydi...

Sabahın erken vakitlerinde Bala hatun aşhaneye inmiş hatunların yanında beklemeye başlamıştı. Sofraya götürülecek olan her yemeği kendi kontrol eder ve öyle götürülmesine müsade ederdi. Her şeyin hazır olduğunu görende ailecek yemek yiyecekleri büyük daireye doğru yol aldı. Daireye girdiğinde onu bekleyen Malhun hatun ve kızı Fatma hatun vardı. Sofraya oturmuş ailenin toplanmasını bekliyorlardı. Fatma hatun, anasının geldiğini görünce saygıdan ötürü ayağa kalkmıştı.

"Hayırlı sabahlar Bala ana."

Bala hatun gülerek evladı bildiği Fatma hatuna bakmıştı.

"Sanada hayırlı sabahlar güzel kızım. Hele bir kardeşlerine bakasın. Sabahtandır uyandırmaya çalışırım onları belliki kalkacak halleri yoktur. Atan gelmeden çağırsan ya onları kızım."

"Gece yarılarına kadar divan kapısını dinlerlerse olacağı budur elbet. Ben bir bakıp geleyim."

Fatma hatun analarına gülümsemişti. Baş selamı verip daireden çıktı. Bala hatunda gülerek Malhun hatuna dönmüş ve tam karşısına oturmuştu.

"Yine ne etmiş bizimkiler?"

Malhun hatun bıkmış bir edayla Bala hatuna bakmıştı. Önünde duran şerbetten bir yudum aldı.

"Aman bilmez misin Bala? Dün gece Osman beyim bizimkileri divana çağırmış mühim bir meselemi neyün varmış. Hamid'te ne deyu beni çağırmazlar diyip gitti. Meğer senin kızla gece yarısına kadar divan kapısını dinlemişler."

Bala hatun şen bir kahkaha atmıştı.

"Hay sen çok yaşa emi Malhun. Demek Halimem ile iş tutar oldular ha."

"Senin kızda az fena değil. Sen ne ara duydunda Hamidim ile iş tutar oldun?"

Bala hatun ve Malhun hatun kahkahalarla sohbetlerine devam ettiler.  Nilüfer hatun  elinden tuttuğu oğlu Süleyman ile daireye gelmişti. Malhun hatunun yanında ki yerini almıştı. Hafif bir baş selamıyla döndü onlara.

"Hayırlı sabahlar."

"Hayırlı sabahlar kızım... Aslan parçam gel hele bakayım yanıma."

Malhun hatun kollarını torunu için açmış ve yamacına oturmasını sağlamıştı.

AŞK-I DERUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin