6

408 40 16
                                    

başbaşa geçirdikleri gün, erkin'in gelişi ile şekillenirken ilteriş için de nefes alma imkanı oluşmuştu. ve o günün üzerinden geçen günler boyunca ilteriş, hiçbir şeye odaklanamamış tüm zaman boyunca adil erdem'le olan anları düşünüp durmuştu.

sert, küfürlü ve somurtkan tavırlarıyla yıllardır itinayla ördüğü duvarları birkaç saat içinde yerle bir olmuş, yetmez gibi yıkık dökük betonların arasından çoktan birkaç çiçek filizlenmeye başlamıştı.

"hayır ya" diye söylendi kendi kendine.
"hayır. bu hataya düşemem. düşmemeliyim."

ağlamak istiyordu. içinde büyüyen sevgiyi bitiremediği gibi durdurmak için yaptığı her hamle de geri tepmişti.

"ömrüm boyunca aşk acısı çekeceğim ya offf"

saçlarını çekiştirirken kendi kendine söyleniyordu aynı zamanda.

o gün saat kaçta eve gelmişti, kaç saattir odasındaydı, şu anda saat kaçtı, hiçbir şeyden haberi yoktu ilteriş'in. hatta üzerinden gün geçmiş miydi, bundan dahi emin olamıyordu.

adil erdem tüm beyin hücrelerine öyle bir işlemişti ki, zaman mekan algısını tamamiyle yitirmişti ilteriş.

düşüncelerle boğuştuğu dakikaların sonunda yorgun düşen bedeni uykuya dalarken beyni hâlâ uyanıktı. bir süre sonra duyduğu gürültüyle uykusundan sıçrayan ilteriş, odasından çıkarak ne olduğuna bakmak istediğinde salonun ortasında swinger (partner değiştirmeli) seks yapan ev arkadaşlarını görünce bulanan midesi ve zonklayan başıyla öfkesine yenik düşüp bağırdı.

"oğuz! murat! hemen or- onları evden atıyorsunuz! hemen!"

oğuz da murat da senelerdir sessiz kalan ilteriş'in bir anda böyle bağırmasıyla şaşkına dönerek üzerlerine baksırlarını giyip ayaklandılar. kızlara ellerine geçen giysileri uzatıp odaya geçmelerini söyleyip tekrar ilteriş'e döndüler.

"ne bağırıyorsun amına koyim. sanki ilk kez şahit oluyorsun."

oğuz'un söylenmesine murat da destek çıktı.
"oğlum senelerdir bizim olayımız bu. üç kuruşluk zevkimizin içine sıçmasan olmuyor muydu? siktin attın tüm ortamı."

ev arkadaşlarının, karşısına geçip kaypakça yaptığı konuşmalar ilteriş'i çileden çıkardı. öyle ki, ilk kez şiddete başvurarak yakınındaki murat'a sert bir yumruk attı.
"o kadar iğrençsiniz ki midem bulanıyor! yarın bu ev için verdiğim parayı bana iade edeceksiniz! evden ayrılıyorum ben! umarım siz de bokunuzda boğulursunuz orospu çoçukları!"

hırsla odasına girip çantasına birkaç giysi ve önemli eşyasını doldurup montunu alarak evden ayrıldı. telefonuna baktığında saatin gece yarısını üç saat geçtiğini görünce gergince saçlarını geriye taradı. erkin'lerin evinden döneli üç gün olduğunu da bu esnada fark etti. üç gün boyunca telefonunu hiç eline almamış, sadece babasıyla konuşup bildirimlere bakmadan geri yerine bırakmıştı.

erkin'den birkaç mesaj bildirimi görmeye şaşırmasa da adil erdem'in kendisine mesaj attığını görmek ilteriş'i şaşırtmıştı.

sırtındaki çantasıyla yakındaki parka ilerleyip boş banka oturdu ve mesaj bildirimlerini açtı.

adil erdem; ilteriş, hayırlı geceler. nasılsın?
beni kırmayıp kendimi affettirebilmem için bana bir imkan verdin, çok teşekkür ederim. allah razı olsun. inşallah bu imkanı doğru ve güzel kullanabilmişimdir. (salı, 00.15)

adil erdem; seninle tartışmadan, gözlerinde nefret kırıntıları olmadan vakit geçirmek çok değerliydi. bunun için ayrıca teşekkür ederim. (salı, 00.15)

İLTERİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin