19

245 31 24
                                    

sizi çok özlüyorum bu vpn muhabbeti çoookkkk canımı sıkıyor :(

____

evlerine dönmelerinden birkaç saat sonra, adil erdem mutfakta yemek yaparken, erkin'le sohbet eden ilteriş önündeki kahve fincanının ağız kısmında parmağını gezdirirken gözlerini kahveden ayırmıyordu.

"öyle işte kadam. bir anda görünce çok kötü oldum sonra da seni arayıp telaşlandırmak istemedim, zaten adil erdem de yanımdaydı."

erkin ağır ağır başını sallarken içten içe kendine kızıyordu. senelerini kimsesizliğin kucağında geçirmiş biri olmasına rağmen kağan komiseri baba, ilteriş'i ise kardeş olarak bellemişti kendine. yine de gerçek yüzüne tokat gibi çarpmıştı. bir insan kendi babasının başına bir kaza gelse iki hafta sonra mı öğrenirdi? el'di işte ne olursa ne kadar yakın olursa olsun uzaktı, yabancıydı. sigarasını söndürüp oturduğu yerden kalktı.

"geçmiş olsun tekrar. ben bu gece çalışacağım o yüzden hazırlanayım."

ilteriş, erkin'in neden böyle mesafeli olduğunu anlayamasa da erkin'in zihninden geçen düşüncelerin yanından yakınından bile geçmiyordu aklına gelen sebepler.

cebindeki paketten yeni bir dal sigara çıkaran erkin öyle dalgın içiyordu ki sigarayı, ne ara mekana geldiğini yaklaşık iki dakikadır muzaffer'in kendisini takip ettiğini hiç fark etmemişti.

pub'dan içeri girmek üzereyken birden kolundan çekilince ne olduğunu şaşıran erkin henüz bitmemiş dalı düşürdüğünde dudaklarından bir küfür firar etti.
"hasiktir ya"

muzaffer anında çattı kaşlarını.
"küfür etme. ne bu dalgın haller hayırdır?"

erkin karşısına dikilen adama cevap vermek istemeyerek devirdiği gözlerini tekrar muzaffer'e çevirmeden cebinden sigara paketini çıkardığında muzaffer elinden aldı paketi bir hışımla.
"selam sabah yok, eyvallah. dakikalardır peşinden geliyorum fark etmiyorsun ona da tamam. seslendim duymadın, kolundan tuttuğumda küfür ettin ve şimdi de görmezden geliyorsun. hayırdır erkin kardeş tavuğuna kış mı dedik ne bu tavır?"

içindeki muhasebeye eklenen kardeş kelimesini yutkunarak geçirmeye çalışan erkin saçlarını karıştırdı sinirle.
"sana ne ya sana ne? selamsız sabahsız biriyim ben. gördüğünde görmezden gel. ne bu uğraş böyle muzaffer kardeş? sal beni"

kendisi söylese de, erkin'in ağzından duyduğu kardeş kelimesine yüzü buruştu anında muzaffer'in.
"var senin bir karın ağrın"

erkin muzaffer'in elinden aldığı paketten bir dal çıkarıp dudağının arasına sıkıştırırken başını salladı.
"he ya regl olmuşum sabah, karnıma masaj yapsana geçer belki."

bu cevabı verirken beklediği tepki muzaffer'in kızması, sinirlenmesi, çekip gitmesi vesaireyken muzaffer'den hiç ummadığı bir tepki aldı.
muzaffer erkin'in bu kinayeli şakasına güldü.

"istersen sıcak su torbası ile tatlı bir şeyler de alayım."

erkin huzursuzca kıvranırken "sen nereden biliyorsun be bunları" diye çıkışınca muzaffer omuz silkti.
"dincilerin annesi, kız kardeşi hiç regl olmuyor sanıyorsunuz siz galiba. eğer öyle düşünüyorsan o özelliği hazreti meryem'e kaptırmışlar hepsi belli yaş aralığında regl oluyor. hayallerini yıkmak gibi olsun."

İLTERİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin