Hoşgeldiniz efendim, öncelikle iyi okumalar
Okuduğunuz saati alalım.
Simay hanım bütün sevecenliği ile bana bir şeyler anlatarak giyinme odasına getirdi.
"Elbise içerideki askıda yavrum giy de bakalım olmuş mu" diyerek geldiğimiz yoldan tahminimce Aras beylerin oraya gitti.Kabine girdiğimde gördüğüm elbiseyle neredeyse kör olacaktım. O kadar güzel tasarlanmıştı ki gözlerinizi üstünden çekmiyordunuz. Bu bir gece elbisesiydi ve kreasyonun son nokta parçasıydı. Gerçekten o olmayı hakedecek türdendi.
Elbisenin ağır göğüs dekoltesi vardı. Kırmızının birçok tonu ve birkaç farklı kumaştan oluşuyordu. Üstündeki zarif taşlar elbiseyi daha da çekici kılıyordu. Daha fazla dikilmeden elbisenin yanına gittim. Askıdan ayırmadan önce kendi kıyafetlerimi çıkardım.
Elbiseyi yavaşça giyerken neredeyse üstüne titriyordum. Sonunda elbiseyi giydiğimde üstümdeki duruşuna hayran olmamak imkansızdı resmen üstüme göre tasarlanmıştı. Eteklerini düzeltip giymeden önce çıkarttığım topuklu ayakkabının yanında gördüğüm tasarımın ayakkabısını da giydim. Elbisenin üstündeki zarif taşlardan oluşuyordu ayakkabıda.
Derin bir nefes çektim ve ilacımı kullandım zira heyecandan bayılacaktım. Perdeyi açtım ve topuklu ayakkabının tıkırtısı ile boş koridorda ilk geldiğimiz yere doğru yürüdüm. Elbisenin içinde prensesler gibi hissediyordum. Tarif edilemez bir duyguydu.
İçeri girdiğimde ilk gören Simay hanım olmuştu. Beğeni dolu gözlerle şaheserine bakıyordu. Gerçekten de bakılasıydı. Sırayla Zahir ve Aras beyde görünce koca bir sessizlik oluştu. "Olmamış mı ya niye öyle bakıyorsunuz" diye sitem ettim.
Aras bey yavaşca yanıma geldi. Arkama geçti. Ya heyecandan bayılacaktım ya da ölecektim. Elleri saçlarımı buldu. At kuyruğu yaptığım saçımı zarif hareketlerle çözdü. Birkaç el darbesiyle şekil verdi ve aynı yavaşlıkla önüme geçti.
"İşte şimdi tam oldu" diyen Zahir'e dönemedim bile Aras bey öyle yoğun bakıyordu ki bakışları altında ezildim. "Bu elbise olmuş Simay'ım" diye bana bakarak Simay hanıma ithafen konuştu Aras bey.
Daha sonra hiçbir şey demeden dışarı çıktı. Yani sadece elbise mi iyiydi.. İçimde bir şeyler kırıldı gibi olmuştu anlam veremiyordum. Yanıma gelen Zahir " Harikasın bakma sen ona git üstünü değiştir de yemeğe gidelim" dedi ve Simay hanımın yanına gitti onlar koyu bir sohbete girerken bende elbiseyi çıkartmak için kabinlere geri döndüm.
Elbiseyi ve ayakkabıyı çıkarttım. Öğle arası saatimiz geldiği için yemeğe gittik Zahirle. Aras beyse elbiseyi ve ayakkabıyı siyah bir kılıfa koydu onları götürmek için şirkete geçti. Akşam olacak parti için kendimi yorgun hissetsemde Zahirle konuştukça kendimi daha iyi hissetmeye başlıyordum.
♧
Aras Barlas Yıldırım'dan
Nefes kesiciydi.. Tek kelimeyle harikaydı. Tam tahminim gibi elbise onun için tasarlanmıştı. Sen tasarladın ya Aras? Diyen beynimi umursamadım ve kendimi tutumadım. İpeksi saçlarını gereksiz bir tokadan kurtardım.
Derin derin nefes alıyordu. Adeta kırılacak bir parça gibiydi. Omuzlarına düşen saçları onu daha güzel göstermişti olabilecek gibi. Gözlerimi ondan biran önce çekmeliydim. Beni mahvediyordu, resmen sağa sola çarpan sarhoşlara dönüyordum onu gördüğümde. Üstümdeki garip etkisi canımı sıkıyordu.
"Bu elbise olmuş Simay'ım" dedim. Simay teyzeme. Beni oldum olası tanıyan tek kadındı. Beni büyüten de oydu.. Abimin aksine annemle aramız çocukluktan beri iyi değildi. Daha sonra hayatıma yeni bir şekil verdiğimde tamamıyla görmezden gelinen bir çocuk olmuştum onun için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Yangın
Teen Fiction"Babacım ben geldim, nerdesin?" diyerek içeri girdim, yorgunluktan ayak bileklerim ağrıyordu. Gün boyu salına salına yürümenin de dezavantajları vardı değil mi ama. "Salondayım güzelim gel" sesinde huzur bulduğum babamın yanına ulaştığımda beni gülü...