o gün oynanan maçtan sonra kulüp doktorları, barış'ı birkaç gün dinlendirmeye karar vermişti. o günden sonrada hiç konuşmamıştık, birbirini tanımayan iki yabancı gibi davranıyorduk.
aramıza neden bir anda böyle bir soğukluğun girdiğini anlamış değildim. bir şey mi yaptım diye düşünmeden edemiyordum ama barış'ın hoşuna gitmeyecek en ufak bir şey bile yapmamıştım.
anlamadığım diğer şey ise buse ile olan yakınlığıydı. onunla yakın olmasını istemiyordum çünkü buse'ye hiç güvenmiyordum. tamam, belki de tek sebebi bu olmayabilirdi ama yine de istemiyordum. konuştuğu kişi ben olmam gerekirken buse ile konuşmasını kaldıramamıştım.
şimdiyse ofisteydim buse gelmemişti, izinli olduğunu söylemişlerdi. bugün zaten tüm gün işimiz yoktu yani öğlen gidebilirdim.
odaya eşyalarımı bıraktıktan sonra kendime kahve almak için mutfağa gitmiştim.
mutfağa varana kadar gözlerim barış'ı aramıştı, gelmeyecegini bilmeme rağmen onu görmek istemem sinirimi bozuyordu.
kahvemi alıp odama geri dönmüş ve çalışmaya başlamıştım.
1 2 saat sonra telefonumun çalmasıyla kafamı bilgisayardan kaldırmıştım. telefonu alıp arayana baktığımda kayıtlı olmayan bir numara olduğu için açmakla açmamak arasında kalsamda sonunda telefonu açmış ve kulağıma götürmüştüm.
"buyurun?" diyerek karşıdakinin konuşmasını beklemiştim.
arayan kişi kargocuydu, bugün teslimat olacağının bildirimi gelmişti ama bu benim tamamen aklımdan çıkmıştı. kargocu şu an evimin önünde olduğunu ve kapının açılmadığını söylemişti.
"şu an işteyim ve gelmem mümkün değil. ne yapabiliriz?" demiş ve cevabı beklemiştim.
bir iki saniye düşünmüş ve konuşmuştu.
komşunuza bırakabiliriz demişti. apartmanda kargo bırakabilecek kadar yakın olduğum tek kişi barıştı. tabii onunla da artık yakın mıyız bilmiyordum.
"karşıdaki daireye bırakabilirsiniz." demiş ve onay aldıktan sonra teşekkür edip telefonu kapatmıştım.
whatsapptan barış ile olan konuşmaya girdim ve yazmaya başladım.
sen
barış, kargo gelmişti evde
olmadığım için sana bıraktılar.
kusura bakma, haberim yoktu.mesajı attıktan sonra telefonu kapatıp masaya koymuştum. vereceği cevabı görmek istememiştim. kötü bir şey diyeceğinden değildi ama görmek istememiştim.
๑๑๑๑
2 saat sonra işim bitmiş ve toparlanmaya başlamıştım. montumu giydikten sonra halâ bakmadığını mesaja bakmak için telefonu açmıştım.
barış
önemli değil.mesajı beğenip telefonu tekrar kapatmış ve çantama koymuştum.
yazdığı mesajda ki soğukluğu en derinlerimde hissetmiştim. bu kendimi daha da suçlu hissetmeme sebep olmuştu.
bir şey yapmadığıma emindim, emin olduğum için içim rahattı ama rahat hissetmiyordum.
yavaş adımlarla tesisten çıkmıştım. bugün kendi evime değil aile evine gidecektim.
biraz yürüdükten sonra yolun üzerindeki bir markete girmiş ve annemin istediklerini almaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
elmalı kurabiye, barış alper yılmaz
Fanfictionsıcak nefesini, dudaklarını ve tenini yüzümde hissedince anlamıştım. ben bugüne kadar hep üşümüştüm, herkesin sıcaktan yandığı yaz aylarında bile ben soğuktan donuyormuşum aslında. beni ısıtabilecek tek varlık oymuş meğer. ben çok geç anlamışım, ben...