17,,

1K 53 6
                                    

barıştan:

hilal ile konuşmuyorduk, aramız iyice açılmıştı. belki de bunun sorumlusu ben olabilirdim. ondan uzaklaşan, onu kendimden uzak tutan bendim. neden bunu yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu ama yapmıştım.

maçta sakatlandığımda hilal'in yanına değil, hilal'in hiç sevmediği buse'nin yanına gitmiştim. bunu ne için yaptığımı biliyordum ama kendime söyleme gereği duymamıştım.

bugün de evdeydim, sakatlığım ile ilgili bir sorun kalmamıştı. hastaydım ve ateşim vardı. hastayken hiç çekilmeyen biri oluyordum, sinirimde bunun cabasıydı.

kahvaltı yapmış ve mutfağı o hâlde bırakarak salona geçmiştim.

1 saat sonra kapı çalmıştı, kimseyi beklemediğimden emindim. takımdan birinin gelme ihtimali de yoktu çünkü antrenmandalardı. bunlar dışında buse olabilirdi, neden kabul ettiğimi bilmesemde hasta olduğumu duyduğunda gelmek istemişti.

yavaş adımlarla gitmiş ve kapıyı açmıştım. kargo beklemediğimden emindim bu yüzden kargocunun açıklamasını beklemiştim.

"karşı daire için getirmiştik fakat evde olmadığı için size bırakabileceğimi söyledi." dediğinde kısa bir süre hilal'in evine bakmış ve kargoyu gülümseyerek almıştım.

"anladım, ben kendisine teslim ederim." deyip, kargocu gidince kapıyı kapmış ve içeri geçmiştim.

kargoyu odama bıraktıktan sonra salonda bıraktığım telefonumu almış ve tekrar aynı yere oturmuştum.

aradan 5 dakika geçmeden hilal'den mesaj gelmişti. hep böyleydi, kendini gereğinden fazla açıklıyordu.

mesajina girip kısa bir şekilde cevap verdikten sonra eskisi gibi instagramda dolaşmaya başlamıştım. kendimi iyi hissetsem spora gider boş durmazdım ama ayağa kalkacak hâlim dahi yoktu.

๑๑๑๑

kaç saattir uyuduğumu bilmediğim koltukta kapının çalmasıyla uyanmış ve kalkıp kapıya yönelmiştim.

ağrıyan kafamı bir kenara bırakıp saçımı düzelttikten sonra delikten bakmaya gerek duymadan kapıyı açmıştım.

elinde poşetlerle bekleyen buse'yi gördüğümde ilk başta şaşırsamda sonradan kendime gelip içeri almıştım.

onunla hilal ile olduğum gibi yakın değildim. nasıl evime gelmesini onayladığımı da bilmiyorum.

elindeki poşetleri alıp mutfağa bıraktıktan sonra arkasından bende salona geçmiş ve ondan uzak olacak bir yere oturmuştum.

"alışverişe falan hiç gerek yoktu, dolap dolu zaten." diyerek konuşmayı başlatmıştım.

"elim boş gelmek istemedim, bir de belki yapacağım corbanin malzemeleri yoktur diye işimi şansa bırakmadım." diye kendini açıkladığında başımla onaylamış ve sessiz kalmayı tercih etmiştim.

"hilal ile karşılaştım. başka bir yere gidecekmiş, nedeye gideceğini biliyor musun? sormaya fırsat bırakmadan gitti, acelesi var gibiydi."

son cümlesindeki amacı anlasamda bir şey dememiş ve sadece bilmediğimi söylemiştim.

biraz daha oturup sohbet ettikten sonra buse yemek hazırlamak için kalkmıştı. yardım edeceğimi söylesemde bunu reddetmişti.

daha benim mutfağımda hilal yemek yapmamıştı, benim salonumda hilal oturmamıştı. sahi neden buse vardı şu an yanımda? neden şu an mutfağımdaki hilal değilde buseydi?

elmalı kurabiye, barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin