17 Nisan 2015
Motorun asfaltta çıkardığı sesi duymazdan gelerek yoluma devam ediyordum. Nisan ayında olmamıza rağmen yolu bir gölge gibi kaplayan gri bulutlar havayı esir almıştı. Sanki her an yağmur yağacak, kuru yol birden yağmur damlalarıyla kaplanacak gibiydi. Düşüncelerime ayak uyduran bir ses daha çıkageldi. Bu sesin kaynağını anlamam çok uzun sürmemişti. Motorumun hırıltılı sesine bir başkası daha eklenmişti. Yavaş bir şekilde bana yaklaşan bu motor karşısında aklımda bir fikir şekil almaya başlamıştı. Sadece bir anlık gelen o cesaretim sayesinde elimi 'gel' anlamında sallayıp hızımı onun önüne geçecek kadar arttırdım.
Sabahın ilk ışıklarını başıma bela almayarak bitirmem gerekirdi ancak tam tersini yaptım. Nedenini bilmediğim bir şekilde bu tanımadığım motorluyla yarışıyordum. Aslında nedeni çok da önemli değildi, sadece canım öyle istiyordu. Dengemi kaybetmemem için aklımı karıştıran bazı düşünceleri bir kenara atmam gerektiğini biliyordum ancak istemediğim bir şekilde o cümleler beni buluyordu.O asla unutamadığım olay bir şekilde aklımın ücra köşelerinden bana geliyordu. Gözlerimi sımsıkı kapatarak bu düşüncenin bir an önce sonlanmasını diledim. O akşamı hatırlamak istemiyordum.
Karanlıktan kurtulmak üzere gözlerimi açtım. İçimde bulunan karanlık, havaya yansımış gibiydi. Gözlerime çarpan tek detay bu olmamıştı. Önümde giden araç ile benim aramdaki mesafe sadece birkaç santimdi. Kıvrak bir hareketle tekrar önümün boş olduğu yola atılırken hem sürücüyü hem de kendimi bu durumdan kurtarmıştım. Peki, ya az önceki motorlu da neredeydi?
Hızımın oluşturduğu etkiyle kendimi birden ışıklara varmak üzereyken buldum. Etrafıma bakınsam da benden başka bir motor görememiştim. Az önceki motorlunun varmak istediği nokta neresiyse şuan ona devam ediyordu. Kıyafetlerimden ve kaskımdan dolayı benim kız olduğumu anladığından pek emin değildim. Beni bu halimle gören herkes erkek sanardı. Sonuçta bir arabayı erkeklerin kullandığı gibi kadınlar da kullanıyorsa bu motor için de geçerliydi.
Ben siyahlar içinde yeşil ışığın yanmasını beklerken ileride bir karaltının oluştuğunu gördüm. Bu karaltı etrafımdakilerin aksine benim gibiydi.Bir motor yerinde durmuş öylece bakınıyordu. Şimdi ne yapacaktım? Başımın belaya girmemesini umuyordum. Yeşilin yanmasıyla hızımı fazla arttırmadan yönümü motorludan yana kullandım. Ben ona doğru yaklaşırken motorlu aşağı inerek bana doğru gelmeye başladı. Kaskı hala kafasındaydı. Umarım bela bir tip değildir diye içimden geçirdim. Motorlunun kaskı çıkarmasıyla kaskımın camının buğulandığını söyleyebilirdim. Saçları yüzüne düşüyor, sakalları ona farklı bir hava katıyordu. Şimdi ne yapmalıydım? Kaçmalı mı, yoksa ben de mi kaskımı çıkarmalıydım?
"Ne oldu birader, trafiğe mi takıldın?" diyerek gülmeye başladı. Ama bu içten gülmeden çok alaycı bir tavırdı.Bir süre öylece bana baktıktan sonra cevap vermemi beklemeden devam etti.
"Bir daha benimle yarışmaya kalkışma, plakanı aldım. Gördüğüm an işin bitti bil. Şimdi defol."
Bu tavırlar da neyin nesiydi? Korkup kaçmaktansa bu hadsize haddini bildirmeliydim. Kaskımı kafamdan çıkardım ve yüz ifadesine baktım. Ufak bir an şaşırdığını gördüm ama sonra yüzünü tekrar ciddi haline soktu.
"Kask takman ne hoş çünkü kafanın içinde korunması gereken bir beyninin olduğundan şüpheliyim," dedim kaşlarımı alayla kaldırarak.
Gözlerini kısarak bana doğru bir adım attı. "Ufaklık seninle uğraşacak vaktim yok çekil yolumdan. Ha, bu arada şüpheler merak uyandırır biliyorum da korunacak daha sağlam yerim var meraklanma." Sırıtarak söylediği bu cümle karşısında kaşlarımı çattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biçimsiz Bulutlar #Wattys2015
Dla nastolatków"Bir ışık aydınlatır kimliği belirsiz sokağı. O sokağı kimliksiz yapan insanlar değil, yaşamlardır." Kalbim en çok sevilmemekten değil, sevinememekten kırıldı. Öyle bir kırıldı ki elimde olan ne varsa sürükledi bir rüzgâr gibi. En küçük şeyle bile...