3. Episode

156 10 3
                                    

Bak anneciğim tayyip gelmeseydi bu ülke 10 kilo yorganın altında uyuyordu
(Kendinden emin)

Nabiosunuzz yavrular😉😗

Emojiler beni kudurttu. Neysee bölüme geçelimm. Ha bir de bölüme yorum yapın lütfeen 😫😛

___________3

"Neden o depodaydın? Deponun sahibiyle bir bağlantın mı var?"

Kanımı donduran soru, delici gözleriyle beni ezmişti. O lanet geceyi neden hatırlamak zorundaydım ki?

Boğazımı temizledim ve konuşmak için dudaklarımı araladım. "Efendim ben yalnızdım. Bir yetimhane de büyüdüm, annem ve babam beni bebekken bilmediğim bir sebeple istememişler ve yetimhaneye bırakmışlar. 2 gün önce o yetimhaneden reşit olduğum için atıldım, o akşam yetimhaneye yakın olan bir parkta kaldım. Ertesi gün boyunca yine o parktaydım ama akşama yakın birkaç kişi yanıma geldi ve beni zorla alıkoydular. Ben daha ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ki bir deponun önüne gelmiştik . Aralarından biri kapıyı açtığı gibi beni tutan kişi hızla depoya girdi. Karanlık deponun en köşesinde bulunan sandalyeye beni kelepçeleyip gittiler. Ve siz gelene kadar da hiç gelmediler.
Onların kim olduğunu bilmiyorum, deponun sahibini de hiç görmedim."

Resmen hayatımı anlatmıştım. Kısaca. Koyu kahveleriyle,
Titrek siyahlarımı esir aldı.

"Anladım ufaklık, sana dokunmadılar değil mi? Korkmana gerek yok şuan, bana anlatabilirsin." dedi.

Sesi bana güven vermişti.

"H-hayır efendim dokunmadılar ama sadece şey dediklerini duymuştum deponun kapısını açan adam, 'patron yeni eğlencesini görünce bizi ödüllendirecek' demişti. Neyden bahsettiğini tam anlayamamıştım ama iyi birşey olmadığına emindim."

Kahveleri daha da koyulaştı, sanki o kahvelerin arkasında derin bir karanlık vardı. Boğazında ki çıkıntıyı hareket ettirerek yutkundu.

"Anladım gidebilirsin." Ben anlamsız gözlerimle ona baktım. "Birkaç soru soracaktınız? Neden sormuyorsunuz efendim?"

Büyük olan sorusunu soruyla cevapladı
"Neden sormamı istiyorsun küçük? "
Küçük olan afalladı.Onu küçük olarak mı görüyordu?

Tanrı aşkına kocaman mı görmesini bekliyordu. Sadece biraz daha onunla kalmak, onunla konuşmak istedi.

"Şey ben istemiyorum da siz 'gidebilirsin' diyince unuttunuz sandım."

Büyük olan küçük olanın amansız telaşına saniyelik sırıtıp, konuştu
"Sen benim kim olduğumu merak etmiyor musun?"

Bilmiyordu, dün kalbini hızlandıran adamın kim olduğunu bilmiyordu.

Sormak için yeltendi ama gür ses onun konuşmasına fırsat vermeden, "Ben Taehyung. Kim Taehyung, kaldığın koca malikanenin sahibi. Sen bana bay Kim diyeceksin." dedi, küçük olan büyük gözleriyle büyüğünü izlerken.

Jungkook ne yapacağını bilemeden, nezaketen elini ona doğru uzattı,   "Memnun oldum Bay Kim" dedi ve büyük olanın elini sıkmasını bekledi.

Küçük beyaz el masanın ortasında çok durmadan büyük esmer el ile birleşti.
Tenleri sanki tanrının özel bir eseri gibiydi. Uyumlu.

"Bende memnun oldum ufaklık."

Büyük olan küçüğünün bu hareketine şaşırmıştı, ama belli etmedi.

3 saat sonra

O küçük oda da Bay Kim'le tanışmanın ardından, dün kaldığım odaya gelmiştim. Yatak da bundan sonra ne yapacağımı düşünürken kapı çaldı ve odaya elinde bir kutuyla takım elbiseli bir adam girdi.

ı was alone | tk'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin