8. Episode

102 9 6
                                    

Ben geldim hii 🙉😛

__________8

Jeon'dan

Güneşin yoğun ışıklarıyla uyandım. Bugün güneş çok güzel parıldıyordu ve bu içimi neşelendirmeye yetmişti.

Yatakta doğruldum, elimle saçlarımı karıştırken dün Bay Tae'ye resmen bir velet gibi açıldığımı hatırladım.

Bir aptal gibi sırıtmaya başladım.

Ne şekilde açılmış olursam olayım, vücuduma ve zihnime iyi gelmeyen bu adama aşıktım işte. Belki de hiç böyle şeyler hissetmediğim için Bay Tae'ye karşı hissettiğim duyguyu aşk olarak tanımlıyorum.

Odanın içinde ki küçük banyoda elimi yüzümü yıkadım ve yüzümü yıkamamla beraber ıslanan ön saç diplerimi düzensizce kuruladım.

Yastığın kenarında ki telefonu elime aldım ve saate baktım. Saat 12'yi çoktan geçmişti.

Karnımın acıktığını hissediyordum bu yüzden mutfağa gidip birşeyler atıştırmaya karar vermiştim.

Bugün Bay Kim evde olmayacaktı. Bunu dün bahçede gezinirken korumalardan duymuştum.

Bay Kim'i görmeyeceğim için çok daha rahat hissediyordum. Çünkü kim dün açıldığı mafyaya ertesi günde yakalanmak isterdi ki?

Saçmalıyordum işte.

Uzun koridorda mutfağa doğru yürümeye başladım. Mutfağın kapısına yaklaşmıştım ki içerden gelen gülüşme sesleri ile olduğum yerde sese kitlendim.

Kalın ve hoş bir tonda gelen kısa gülüş sesi Bay Kim'e aitti.
Ve bir kadınla gülüşüyordu.

Aptalın teki olduğumu tekrar hatırladım. Sadece yetim veledin teki olduğumu unutmuştum.

Mutfağın kapısı açıldı, Bay Kim ve orta boylarda; koyu saçları olan beyaz tenli güzel bir kız dışarıya çıktı.

Ben öylece onlara bakarken Bay Kim'in beni fark etmesi çok kısa sürmüştü.

Gözlerime bakıyordu. Ama sanki bakmıyordu da. Böyle bir-iki metre vardı aramızda, ama aynı zamanda doğu ile batı kadar da uzaktık sanki.

O an hissettim. Birşeylerde eksik olduğumu. Komik görünüyordum değil mi? Dün attığım fotografta da komiktim zaten. Hep gülünç bir velet olacaktım.

Beynimi bir ses dalgası gibi darmadağın eden üzücü; bir o kadar da haklı olan düşüncelerimi ve acıyan kalbimi bir kenara bıraktım.

Daha fazla kahvelerine bakmamalıydım. Utanıyordum.
Dün yaptığım çocukça hareket yüzünden.

Daha fazla burda durmak istemedim. Mutfağa yöneldiğim sırada Bay Kim, yanında ki kadına "sen salona geç ben geliyorum şimdi" diyerek arkamdan geldi.

Kadın hiç takmadan salona ilerledi, ben ise arkamdan gelen Bay Kim ve gittikçe ağırlaşan kalbimle beraber mutfağa girdim.

"Nereye kaçıyorsun güzelim?"

Güzelim? Kalbim iyi değildi. Sanki biz evliydik ve beni aldatmıştı. Kendi kendine gelin güvey olmak buydu sanırım.

Çok duygusal hissediyordum şuan. Sebebi vardı aslında, ama bir yandan olamazdı da.

En azından benim olamazdı.

Belimde hissettiğim yumuşak çekiş ile Bay Kim'in sert göğüslerine kafamı  çarpmam bir oldu.

"Neden cevap vermiyorsun hm?"

Kalp atışlarım olması gerekenden fazla hızlıydı.

"N-neden çektiniz ki b-beni?"

ı was alone | tk'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin