koca balık

187 36 47
                                    

𓇼

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𓇼

"yetiştim!" seungmin evden çıktığı gibi koşa koşa jisung'un yanına ulaşmış ve soluklanmaya vakit bulamadan elleri arasında bitkin düşen kediye hüzünle bakmıştı. "kıyamam ki, ne oldu sana böyle?" diyip hafifçe dokundu minik kafasına.

"sen," dedi sonra gözlerini oğlana çevirip. "ya haberim olmasaydı, ağzından laf almak için illa sıkıştırmak mı gerekiyor seni?"

kafasını sallayıp gözlerini kıstı jisung. "beni çözmüşsün."

"bir de dalga geçmesi yok mu?" diye söylendi seungmin. "tıpkı senin gibi ben de ondan sorumluyum, ortak karar vermemiz gerekiyor yani."

"peki, bundan sonra altına işediğinde bile sana haber veririm."

seungmin sinir bozukluğuyla gülüp omzuna yavaşça vurdu. arkadaşlıklarını resmileştirdikleri günden beri jisung üstündeki yabaniliği gözle görülür bir şekilde atmış yersiz şakalar yapar olmuştu. alışmak zor olacaktı belki ama diğeri sevmişti onun bu halini.

gözleri bir noktaya değerken kıvrılan dudakları aralandı seungmin'in. "bekle," dedi jisung'a yaklaşıp. "bunu ne zaman yaptırdın?"

kaşındaki ve dudağındaki piercinglerden sonra kulağını da helix deldirmişti, üstelik bu piercing küçük bir yıldız şeklindeydi ve o kadar göz kamaştırıcı duruyordu ki gözlerini alamıyordu diğer oğlan.

"dün hyunjin yeni bir şeyler dene diyince ben de buna karar verdim, kötü mü olmuş?"

"aksine yakışmış." sonunda geri çekilip gözlerine baktı. "güzel olmuşsun ve evet erkek adam da güzel olabilir."

ağzına fermuar çekiyormuş gibi yaptı jisung. "bir şey demedim."

"neyse, gidelim artık. üşümesin daha fazla." diyip kediye baktı yeniden. yakınlarda veteriner kliniği vardı, birkaç dakikanın sonunda ulaştıklarında sırasını bekleyen iki kişinin ardına geçip beklediler kısa bir süre. sonrasında sıraları geldiğinde yavruyu hekimlere teslim ettiler.

neyse ki korkulacak bir şey yoktu. aşılarının yapılması ve uygun mama bulmaları gerekiyordu o kadar. kedinin aşıları yapıldığı sırada diğer ikili kliniğin içinde gezinirken seungmin'in adımları içi rengarenk balıklarla dolu akvaryumun önünde durdu.

parmağıyla camın ardından balıklarla oynarken "kameramı getirmeliydim." diyip iç çekti. kamerası olmadan dışarı çıkmak eziyet gibi geliyordu çünkü bazı anlar fotoğraflanması gerekecek kadar güzel olabiliyordu.

"bizim oralarda gölet var bir tane, içinde de aynı bunlar gibi bir sürü balık yaşıyor. onların fotoğrafını çekersin."

dudakları kıvrılırken ona baktı. "sahi mi?"

kafasını sallayıp tekrar balıklara dönen çocuğa baktı jisung. o da gülümsüyordu fakat seungmin kaçırmıştı bu anı. jisung'un gülümsediği anların da fotoğraflanması gerektiğini düşünüyordu, ulaşılması zordu çünkü.

iç çektikten bir müddet sonra "babam önceki hayatımda balık olduğumu söyler hep." diye başladı söze seungmin. gözleri turuncu, beyaz ve kırmızı renklerle bezenmiş balığı takip ediyordu.

"küçükken her vapura bindiğimde veya denize girdiğimde balıklara bakıp ağlıyormuşum, hayatlarını merak edip duruyormuşum ve sürekli onlarla konuşmaya çalışıyormuşum. babam bunu ilk fark ettiğinde balık almıştı bana, çok kısa sürse de güzel arkadaşlığımız olmuştu. çok net hatırlıyorum, bir tane daha balığım olsun istediğimde babamla annemin bakışları garipti. bunu onlara daha sonra sorduğumda daha önce hiç duymadıkları anıları anlatmışım onlara. rengarenk balık bedenine sahip olup bana benzeyen bir sürü balıkla olan deniz maceralarımı anlatmışım meğer."

uzun uzun konuştuğunun farkına varıp jisung'a baktı. kendisine bakıyordu ve o kadar dikkatli bakıyordu ki sanki aklındaki bütün düşünceleri görüyormuş gibi hissetti. "çok konuştum yine." dedi bakışlarını ondan kaçırıp.

"devam et."

jisung'un mırıldanır gibi konuşması üzerine belli belirsiz kafasını salladı. "bunları öğrendikten sonra balıklara daha hüzünlü bakar oldum, efsaneleri araştırdım, kameramın yanımda olduğu her an onların fotoğrafını çektim. ama hiçbir zaman çocukluğumdaki anlattığım anılar tekrar canlanmadı kafamda."

durup diğer oğlana doğru döndü. onun bakışları artık kendisinde değil balıklardaydı. "yine de," diye devam etti. "kendimi sulara ait hissediyorum, sanki gerçekten denizlerde yaşamış ve vakti geldiğinde insan formuma dönmüşüm gibi."

jisung'un bir şeyler demesini bekledi, tıpkı çocukluğunda başkalarına anlattığında dalga geçmeleri gibi bir tavırla karşılaşmayı bekliyordu ama jisung tek kelime etmeden dakikalarca balıkları izledi.

sonrasında klinik çalışanı onlara seslendiğinde iki oğlan da geri çekilip aşıları tamamlanan kedinin yanına vardılar. hekimin de tavsiyelerini dinleyip klinikten çıktıklarında "doğruca eve gidin." dedi seungmin.

önden ilerleyip ana yollarda trafik olduğu için tramvayla gitmesi gerektiğini söylerken, onu dinlemeyen jisung'un kafası az önceki anlattıkları yüzünden dağınıktı.

çok geçmeden oğlanın suskunluğunun farkına varıp sustu seungmin. durağa vardıklarında kartını çıkarıp basmış ve jisung'u hafifçe ittirmişti öne doğru. trenin gelmesine bir dakikadan az kalmıştı, gürültülü sesi kulaklara doluyordu.

"eve vardığınızda yaz bana."

seungmin'in sesiyle gerçek dünyaya geri dönerken kafasını salladı diğer oğlan. "sen de yaz."

"yazarım."

tren sonunda gelirken seungmin uyuyan kediyi sevmek için eğildi. jisung'un fermuarının yarısını kapattığı ceketinin içinde ve sıcacık göğsünde mışıl mışıl uyuyordu. sonrasında "birbirinize emanetsiniz." dedi sessizce.

geri çekilecekken "balık." diyen oğlanla anlamayarak ona baktı. işaret parmağıyla kediyi işaret eden oğlanı izledi dikkatlice. "isim arıyorduk ya ona, adı balık olsun. hem suyu da çok seviyor, olur mu?"

heyecanla konuşması üzerine kendisi de heyecanlanmış ve hızlıca "olur." demişti seungmin. o kadar mutlu olmuştu ki içi içine sığmıyordu. "hoşça kal koca balık, tekrar görüşene kadar çabuk iyileş!"

o gülümsedi, jisung da onunla birlikte güldü. sonra trene binip seungmin'e camın ardından bakmaya devam etti. elini boynuna atarken bakışları gülüşünde asılı kaldı diğer oğlanın da. kamerasının yanında olmayışı bir günde kaç kere daha canını sıkabilirdi bilmiyordu.



sen gel iki ay bolum yazmaya calis ama yazama sonra aniden kamuran akkor ben sarhos oldum dinle bir gecede yazip bitir.. boyle bir sey gormedim ya

neyse ozlem giderin birazz
bayyu canm

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

more than words, seungsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin