arkadaş

259 44 105
                                    

𓇼

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𓇼

"dalıp gitmişsin, bir sorun mu var?"

seungmin yan tarafındaki sandalyeye oturan oğlanın sesiyle irkilip ona baktı. jeongin gelmişti. gülümseyip kafasını salladı 'hayır' der gibi. birkaç gündür teneffüslerde birbirlerinin yanına gelir olmuşlar ve iyi anlaşmaya başlamışlardı.

"sen nasılsın," dedi bedenini ona doğru döndürüp. "halledebildin mi?"

oflayıp kafasını sıraya yasladı jeongin. sınıfta sessiz biri olduğu için kendini bilmez biri yüzünden yalancı muamelesi görmüştü. sırf sesi çıkmaz da bu işten sıyrılırım kafasıyla. bu konularda aşırı hassastı, kendini anlatmaya çalışırken ağlamaktan korkmuştu fakat o fevri davranıp iftira atan kişiyi itip yaralamıştı.

durum böyle olunca ikisinin de ailesi okul tarafından çağırıldı. "daha önce de böyle olayları olduğu için haklı çıktım, yani o halloldu ama beni rahat bırakmayacak gibi görünüyor."

hyunjin'e anlatamadığı için seungmin'e dökmüştü içini.

derin bir nefes alıp omzunu sıktı seungmin. "sıkma canını, yalancı olduğu herkes tarafından biliniyor artık. hem son senemizde dikkatli olmamız gerekiyor biliyorsun."

kafasını salladı diğeri. "hyunjin'in yanına gitmek istiyorum artık, çok özledim." diye mırıldandı dudaklarını büzerek. "gelir misin sen de?"

"bilmem ki." dedi seungmin gözlerini ondan çekip. iki gün önce eve vardığınızda yaz demiş ve jisung da yazmıştı, ertesi sabah kediyi görmek için yanına gelmek istediğini yazınca geri cevap olarak hava kötü, bu tarafa gelme demişti. dün de gitmek istediğini söyledi fakat jisung birkaç saat sonra cevaplamış, dışarıda olduğunu söylemişti.

bu durum ister istemez kırmıştı seungmin'i. ya beni görmek istemiyorsa diye düşünüyordu iki gündür.

"sabah o aptal yüzünden hem kulaklığımı hem de kitabımı unuttum. yani," diyip işaret parmağını ona doğrulttu jeongin. "benimle gelmek zorundasın. o yolu tek başıma çekemem."

pek gönüllü olmasa da iç çekip kafasını belli belirsiz salladı seungmin. ders bitiminde eşyalarını alıp jeongin'i beklemiş ve beraber yola koyulmuşlardı. yol üstünden kedi için uygun yiyecekler almayı ihmal etmezken, hava tıpkı önceki günler gibi kötü olduğu için otobüsle gitmek zorunda kalmışlardı.

yaklaşık bir buçuk saatte vardıklarında jeongin direkt içeri attı kendini. müşterisinin dövmesini tamamlayan hyunjin gülerek onu yakaladığında "tükendim ben." demişti jeongin kafasını omzuna yaslayıp bütün ağırlığını ona verirken. "sana kavuşacağım derken hakka kavuşuyordum neredeyse."

more than words, seungsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin