eve varmak

211 42 29
                                    

𓇼

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𓇼

sabah jisung'dan gelen faxı büyük bir heyecanla okuyup sonrasında okula geç kaldığını fark edip koştura koştura çıkmıştı evden. yazdıklarını defalarca okuduğu için dış dünyayı unutuvermişti tabii.

dün eve gelip direkt olarak jisung'a yazmıştı, fax makinesinin önünde geri cevap yazmasını beklerken annesinin garip bakışlarına maruz kalsa da geçiştiriverdi. dakikalarca beklese de hâlâ ses seda yoktu, hem uykusu da gelmişti. yazacağından emin bir şekilde uyuyakaldı o gece.

gözlerini geri açtığında ise ondan gelen yazıyı görmesiyle gülümsedi. yarın sizin okulun oralarda işim var, görüşürüz belki. bunları yazmıştı. etrafa gülücükler saçacak kadar mutlu olmuştu seungmin de.

son dersin bitmesiyle sınıftaki son kontrolünü çabucak yapıp çıktı. kendisi yeterince heyecanlı değilmiş gibi adımları da öyleydi. bir an önce onu görmek ve iyi olduğundan emin olmak istiyordu.

hem bu sefer görüşmek için anlaşmışlardı, seungmin için büyük bir ilerlemeydi bu.

okuldan çıkar çıkmaz bakışları etrafta gezindi bir süre. insanların arasından sıyrılmayı başardığında gözleri tam adresini bulmuş gibi duraksadı. yine aynı yerde kaldırıma oturmuş sigarasını içiyordu.

kalbi tekledi, bu görüntüyü daha önce görmesinin verdiği tanıdık bir hisle.

yüzünde sabahtan kalma gülümsemesi yer edinirken sakin olmaya çalışarak ona doğru ilerlemeye başladı. "ben geldim." dedi neşeli çıkan bir sesle.

jisung kafasını kaldırdı hızla. bakışları seungmin'in gülümsemesinde dolanırken hafifçe öksürüp boğazını temizledi. ayakkabısının ucuyla sigarasını ezip "hoşgeldin." dedi tekrar ona bakarken.

seungmin'in bakışları önce iyileşmeye başlayan yaralarında sonra da gözlerinde durdu. "hoşbuldum." hem de çok hoş bulmuştu ama içi hâlâ rahat değildi. "yine incecik giyinmişsin, üşümüyor musun?"

jisung üzerine baktı, oduncu gömleğinin içinde incecik yeşil bir tişört vardı sadece. seungmin onu gördüğünden beri gömleklerinin önünü iliklediğini görmemişti hiç. "alıştım ben," dedi omuz silkip. "hissetmiyorum bile soğuğu."

seungmin'in neşeli tavrı anında dağılmış gözlerine hüzün bulutları doluşmuştu. jisung bunu fark edip bu iki oldu, demişti içinden. ikinci kez kendisinin yüzünden morali bozulmuştu ve jisung yine kötü hissetmişti.

"yapma," dedi sertçe yutkunup. "benim gibi biri yüzünden düşmesin yüzün."

donup kaldı diğeri. niye böyle demişti ki şimdi? "nasılmış ki senin gibi biri?" dedi bakışlarını kaçırırken. şu üç kelimenin yan yana gelmesinden nefret edecek kıvama gelmişti.

more than words, seungsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin