12) < Sebepsiz Gülümsemeler >

674 68 32
                                    

Hastane öğle molasına girdiği için bizim sonuçlarda öğleden sonraya kalmıştı. Eve gidip gelmenin uzun süreceğini düşünerek Kerem'e bahçede oturmayı teklif etmiştim. Hastanenin bahçesi çok güzeldi. Ön taraflarda oturmak için kamelyalar vardı. Kamelyaların aşağısıda düz çimenlikti. Kerem bu teklifime önce "Ciddi misin?" desede sonra onunda hoşuna gitmişti.

Kantinden uzun zamandır kilo vereceğim diye yiyemediğim hayatımın tek aşkı olan eti karamdan ikimize alarak Kerem'i kolundan tuttuduğum gibi çimenliklere götürdüm. Şimdi ise kaç dakikadır karamla bakışıyordum.O kadar kilo verip hedeflerime ulaşmıştım. Şimdi bu çikolatayı yemek benim hakkımdı öyle değil mi? Kendi kendimi "Öyle tabii." diye onayladıktan sonra karamı açarak yemeye başladım.

"Yavaş ye kızım. Boğulacaksın." dedi Kerem elimdeki eti karama bakarak.

"Ben bu zamana kadar Karam yerken boğulan birini görmedim canım. Hem yemek mi bu?" dedim gülümseyerek.

"Hep taşırdın." dedi elini dudağımın kenarına uzatarak. Ben ne yaptığını anlamaya çalışırken o, elini çeneme koyarak baş parmağıyla dudağımın kenarında kalan karamı aldı ve gözlerimin içine bakarak dudaklarına götürdü.

"Lezzetliymiş." dediğinde kızaran yüzü le birlikte çimenleri seyre dalarak önüme döndüm. Güneşin hafif kendini belli ettiği durgun ama nemli günlerden biriydi. Hava fena değildi ama çimenler çok rahattı. Etrafın kalabalık olmamasını fırsat bilerek çantamdan çıkardığım "Harry Potter" kitabını elime alıp okumaya başladım. Bu ara Harry Potter'a fazlasıyla kafayı takmıştım. Herbir serisini okuduktan sonra arkasından filminin izlemeye karar vermiştim ama daha yeni başladığım için ilk serinin yani "Harry Potter ve Felsefe Taşı" ının sonlarını okuyordum.

"Doktor zamanı yavru panda. Sonuçlar çıkmıştır."

"Mina." dediğinde şaşkınlıkla yüzüne baktım. Çünkü yüzünde uzun zamandır bana seslendiğini belli eden bir ifade vardı. Kitap okurken kendimi o kadar çok kaptırmıştım ki zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştım.

"Sen aşık falan mısın kızım ne bu dalgınlık?"

Sinsi bir gülümsemeyle "Evet." deyince bu sefer şaşkınlıkla bakan o olmuştu. Sonra yerdeki bitmiş Karam paketini gözlerim le gösterince bir anlık boşluğundan çıkarak "Tabii ya." dedi.

"Ne sandın?" dedim sinsice yerimden kalkarak.

"Senin dilin çok uzadı. Yürü doktora." dedi o da oturduğu çimenlerin üzerinden kalkarak.

---

"Sonuçlarına bakılırsa tsh'ın yüksek çıkmış. İlacının dozunu yükseltmeliyiz." dediğinde doktoru başımla onayladım.

"En son kaç kullanıyordun?"

"Yüz mg."

"Yarından itibaren yüz elli kullanmaya başla . "

"Tamam."

"Düzenli olarak kontrollerinide aksatmamalısın."

"Tamamdır hocam." diyerek oturduğum sandalyeden doğruldum.

"Kendine iyi bak." dedi doktor samimi bir gülümsemeyle.

Doktorla konuşmamızın arasına üçüncü bir ses katıldığında sesin sahibine döndüm. "Hocam bir sonraki kontrol için ne zaman gelelim?" diye sormuştu. Soru kısmı değilde 'Gelelim' kısmı dikkatimi çekmişti. Bir dahaya Kerem'in tekrardan benimle geleceğini düşünmemiştim.

"Bir ay sonra." dedi doktor gülümseyerek.

"Teşekkürler." diyerek ikimizde doktorla el sıkışıp odadan çıktık.

Ben Eski Beni Özledim...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin