Biraz rahatsızım ama bölümü elimden geldiğince tamamlamaya çalıştım. Hatam varsa affola. İyi okumalar! (: Multiye bakarsanız çok güzel olur (:
----
#Kolpa- Gurur Benim Neyime
----
"Siz birbirinizi nereden tanıyorsunuz?" Sorduğum soru üzerine aralarında kısa bir bakışma geçti. Sonra Mete yine kendine has alaycı gülüşü ile Kerem'e doğru gülümseyip "Söylesene Saygın. Beni nereden tanıyorsun?" diye sordu.
Bu doğruydu. Onlar birbirlerini tanıyorlardı. Kerem'e baktım, kafamı onaylamazcasına sağa sola sallarken.
"Kerem onu nereden tanıyorsun?" Kelimeler ağzımdan güçlükle çıkmıştı adeta. Burnumun sızısı gözlerimin dolmasına sebep olurken Kerem'in bana bakan gözlerine bir cevap beklercesine bakıyordum.
"Açıklayabilirim Mina. Sonradan öğrendim." Dudakları bükülmüştü benimle konuşurken. Sanki şu an onun yanında olmamı ona inanmamı istiyordu ama bana hala geçerli bir cevap vermemişti.
"Kerem!" dedim gittikçe kısılan sesimle.
"Ben cevap vereyim istersen." Tek kaşını kaldırmış, ağzı yan ağız alaycı bir şekil almıştı. Benden daha çok Kerem'e bakıyordu. Kerem'in gözlerinden ona karşı çıkan öfke dolu bakışlar her şeyin kanıtıydı aslında. Kerem onu daha önceden de tanıyordu. Her şey yalandı belkide. Her şey.
"Cevap ver Iraz!" Sanki çok komik bir durumu izler gibi gülümsedi, söylediğim söz üzerine.
" Biz onunla arkadaştık. Sonu kötü biten bir arkadaşlığımız vardı.Hatta dün akşam karşılaştık." Hayır. Bu. Bu olamazdı. Gözlerimdeki yaşlar Mete'nin cevabı üzerine kendilerini yanaklarıma doğru bırakırken hıçkırıkla karışık derin bir nefes aldım. Kerem'e döndü gözlerim ardından. Bana bakan gözlerine bakamadım. Çünkü o susuyordu. Cevap vermiyordu. Her şeyi kabullenmek kadar basit bir yolu seçiyordu.
Başından beri tanıyordu Mete'yi. En başından beri. Sırf ondan intikam almak, ona karşı nefret besleyen bir kızı yanında tutmak uğruna mıydı bu kadar şey? Mete'ye karşı beni mi kullanmıştı? Şimdiye kadar yaşanan her şey onun planı mıydı? Bal rengi gözlerinin bana baktığı o anlar, uçakta gördüğüm o çocuk, dostum, dert ortağım, spor hocam, zor günlerimin yardımcısı, kahramanım, koalayım, sevgilim dediğim çocuk... O BANA OYUN OYNAMIŞTI?
Sanki düşündüklerimi düşünüyormuş gibi onaylamazcasına baktı bana. Gözlerindeki pişmanlık ve acizlikten öte beni rahatsız eden şey oydu. Sessizliği... Karşı çıkmaması. Bunların doğru olduğunu kabullenmesi. En sevdiğim olmayı başarmıştı o benim, en bi sevdiğim. Her zaman yanımda olmuştu. Bana kendime amaç edindiğim şeyleri gerçekleştirebilmem doğrultusunda öncülük yapmıştı, bana gülmeyi öğretmişti, bana kendimi sevmemde, çevre sahibi olmamda yardım etmişti, kahramanımdı o benim. Kahraman koalayıcığım. Şimdi nasıl olur da bir anda bunların bir oyun olduğu gerçeğini kabullenirdi. Bana ihanet etmişti. Bunlar bana ağırdı, fazlasıyla ağırdı.
"Sen..." dedim. Sesim titredi, cümlemi devam ettiremedim. Hıçkırdım bir kere. Sonra kolumun tersiyle gözlerimi sildim.
"Sen bana oyun mu oynadın Kerem?" Hala belki diyordum içimden. Belki yalandır diye bir umutla bakıyordum gözlerine. O ise cevap vermek yerine bana doğru yürümeye başladı. Elimi durması için havaya kaldırıp sahilde yankılanacak şekilde bağırdım. "Dur Kerem! Dur!" Gözyaşlarım sel olup boşalırken gözlerimden, bacaklarımın vücudumu taşıyamadığını hissetmeye başlamıştım. Birkaç kişinin bulunduğu sahilde bakışları üzerimizde hissederken buna aldırış etmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Eski Beni Özledim...
ChickLitAslında konu zayıf ya da fazla kilolu olmak değil. Asıl konu çevrendeki insanların seni dış görünüşünle yargılamaları. Zayıfsan seviliyorsun, arkadaşın çok. Kiloluysan derdin çok, arkadaşın yok. Bu basit iki cümle benim hayatımın özeti gibi. Yakalan...