Siz kızmadan anlatıyorum. Arkadaşlar, önceki bölümde verdiğim spoiler normalde bu bölüm içindi ama bu bölümün içerisine yeni olaylar girince o spoileri bir sonraki bölüm kullanmaya karar verdim. Zaten okuyunca pek kızacağınızı sanmıyorum. Yeni bölümü yarılamak üzereyim şu an. Hadi iyi okumalar! Multide ki resmin üzerinde ve bölümün sonunda yazan soruların cevaplarını yoruma yazmayı unutmayın.
Bölüm İthafı: asiyeaknlp
Yahu bölüm yayınlanmıyor. Çıldırmak üzereyim. Bir türlü bildirim gelmiyor. ):
---
"Annecim ya ben çıkmayım dışarı. Sizinle kalayım." Bayramdan bir buçuk hafta kadar geçmişti. Bu zaman içerisinde hep bizimkilerle birlikteydim. Birlikte burada daha önce gitmediğim yerlere gitmiş, gezmiştik. Hatta spor salonuma gidip onları spor hocam Şeyda ile tanıştırmıştım. Teyzemin arada okulda işleri olduğu ve bende burada pek bir yer bilmediğim için gezilerimizin çoğunda şirketten firar eden Kerem bize eşlik etmişti. Babam ile çok iyi anlaşmışlardı. Hatta dün akşam Kerem iş çıkışı yorgunluğunu hiçe sayarak babamla tavla oynamaya gelmişti. Tavlada babam her zaman ki üstünlüğünü göstererek Kerem'i yenmişti ama o uslanmayıp tekrar oynamayı teklif etmişti. Babamda kabul edince iki kere tavla oynamış oldular. Tabii gene kazanan babamdı.
Annem ise baya sahiplenmişti onu. Oğlum diye hitap edip her görüştüğümüzde döktürüyordu yemekleri. Anne ve babam Kerem'in davranışlarını gayet güzel bulmuşlardı. Çocuk beni istemeye gelse "Al kızımız sana emanet." deyip verecek gibilerdi valla. Neyse burası biraz abartı oldu ama cidden araları iyiydi. Kerem'in bizim yanımıza gelmesinden başka bizim tayfayla pek görüşmüyordum bu aralar. Ailemle özlem gidereyim derken onlarla arayı açmıştım.
En önemlisi bugün Keremlerin kaç aydır uğraştıkları o önemli anlaşmanın toplantısı vardı. Anlayacağınız bugün büyük gündü. Eğer bu anlaşma imzalanırsa şirketten kurtulacaklardı. Ceren bunu unutmamış olacak ki dünden annemi arayıp benimle vakit geçirmek için kadıncağıza on beş dakika dil dökmüştü. Annemde bana onunla görüşmem için dil döküyordu. O toplantıya gidip onların yanında olmayı çok istiyordum ama burada anne ve babamı yalnız başlarına da bırakmak istemiyordum. Ben onları yanımdalarken bile özlüyordum.
"Olmaz kuzum. Ceren kızım o kadar ısrar etti. Hem biz daha buradayız. Sen git arkadaşlarınla vakit geçir. " Bu annemin gitmem için kurduğu kaçıncı cümleydi kim bilir.
En son tekrar bana dönüp bir şey söyleyecek gibi oldu ama konuşmadı.Anneme tek kaşımı kaldırarak baktığımda hemen anladı onun bakışını yakaladığımı. Eliyle boşver der gibi bir işaret yapmıştı ama bu benim merakıma engel değildi.
"Anneciğim bir şey mi söyleyecektin?"
"Yok be kızım sadece artık arkadaşını bekletme yanına git. Belki bu birlikte geçirdiğiniz son zamanlarınızdır diyecektim. " Annemin sözlerinden sonra bir an duraksadım. Bu cümlenin altından çıkabilecek anlam gayet açıktı ama ben yani anlamamış gibiydim. Sordum anlatması için.
"Nasıl yani?" Annem bakışlarını yere düşürüp susarken bizi dinleyen babam sorumu cevaplamak üzere konuşmuştu.
"Bak kızım normalde bunu sana şimdi söylemeyecektik ama madem konu açıldı söyleyeyim. Biz senin bizimle geri dönmeni düşünüyoruz." Ve ne yapacağını bilemediğin düşüncelerin zihnine hakim olduğu on an. Buraya geri dönmek üzere geldiğimi biliyordum ve gitme zamanımın geldiğini de. Ama sanki geri dönersem burada bir parçam var gibiydi. Beni buraya bağlayan bir şeyler. Kalırsam da oraya geri dönmeyi isteyecek bir şeyler hissediyordum. Ailemin yanına gitmeyi çok istiyordum tabii ama bilmiyorum. Kahretsin sadece bilmiyorum ve düşünmek istemiyorum. En azından şimdi aklımı kurcalayan o şeylerin hiç birini şimdi düşünmek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Eski Beni Özledim...
Literatura FemininaAslında konu zayıf ya da fazla kilolu olmak değil. Asıl konu çevrendeki insanların seni dış görünüşünle yargılamaları. Zayıfsan seviliyorsun, arkadaşın çok. Kiloluysan derdin çok, arkadaşın yok. Bu basit iki cümle benim hayatımın özeti gibi. Yakalan...