IŞIKTAN;
Nefes alamıyordum elimi kalbime yerleştirdim. Ensemde hissettiğim nefesle tedirgin olup arkamı döndüm.
Barlas! Öfkeyle bakıyordu suradıma anlındaki ve boynundaki damar patlayacak gibiydi. Ödürücekti beni bu sefer kurtuluşum yoktu. Gözlerim dolmuştu korkuyla gözlerimi siyahlarına kilitledim.
Gözümden bir damla yaş aktı baş parmağıyla nazikçe sildi yaşı. Sarıldım ona bunu niye yaptığımı bilmiyorum ama oda affalamıştı. Ellerini sırtıma yerleştirdi.
Yatay bir şekilde kucağına aldı beni bense hâlâ ona sarılıyordum. Arabaya geçtik beni bırakmıyordu. Korumasına hızlı sürmemesini söyleyip kumandayla ardaki bölmeyi kapattı.
Kafamı boynuna gömmüştüm bu yüzden gömleğinin yakası ıslanmıştı başımı kaldırdım ağlamaktan soluk soluğa kalmış nefesimi toparlayıp konuşmaya başladım ''a-bim... en azından abimin sesini duymak istiyorum''.
Derin bir nefes vermişti elini cebine götürüp telefonunu çıkarttı. Abimi aramıştı iki üç saniye sonra kapattı.
''Eğer uslu bir kız olmayı becerebilseydin bu gün abinle konuşabilirdin''.
Sustum kavga edicek gücüm bile yoktu en yakınlarım mahvetmişti beni. Ne acım ne öfekem diniyordu. Ama garip bi şekilde onun öfkesi yatışmıştı.
Bi yarım saat falan sonra indik arabadan sıkıca elimden tutup özel bir jetin önüne getirdi. Jetin üzerinde ''HBK'' yazıyordu Han Barlas Kılınç. Ona aitti bu jet yükseklik korkuma rağmen beni çekiştirerek bindirdi.
Çok korkuyordum hem yükseklikten hemde yanımdaki ne yapacağı belli olmayan psikopat heriften. Hostes geldi yanımıza bi şişe viski iki bardak birde şarap bırakıp Barlasa gülümseyerek gitti.
Adamın bitmiyordu havada karada her yerde bi rus'u Ukraynalı'sı vardı ''hostes hizmetçi sırada ne var?''.
''Kıskanç bi karım var'' göz kırptım gözleri fal taşı gibi açılmıştı ''karım sensin... yani sen olucaksın''.
''Asla''.
''Asla asla deme karıcım iki güne evleniyoruz bu gün kaçmasaydın gelinlik provan vardı. Neyse artık yarın hallederiz prova işini''.
''Seninle evlenmiycem!''. Beni hiç bir şekilde umursamadan kadehine viskisini doldurmaya başlamıştı. Viskiden uzun bi yudum aldı keyfi gayet yerindeydi bu durum benim canımı sıkıyordu.
Birden uçağın kalkışıyla tedirgin oldum sıkıca yanımdaki ele tutundum. Barlas'ın eli olmasını takmadan sıkı sıkı tuttum. Yavaşça kulağıma eğilip nefesini yüzüme vererek fısıldamaya başladı.
''Güvendesin sana benden başka kimse zarar veremez''.
Gözlerimi açtım Barlas'ın elini bıraktım tırnağımı geçirdiğim için eli biraz kanamıştı. ''Özür dilemiycem çünkü bunun bi yararı yok tabi senin bana açtıklarının yanında bunun lafı bile olmaz ama bi özürle yaralar silinmiyor''.
''Çok konuşuyorsun ışık''. Bi kadeh viski doldurup ışığa uzattım ''İç gevşe rahatla biraz iyi gelicek sana''.
Elinden kadehi aldım daha önce hiç alkol almamıştım. Bian duraksadım onun yanında kontrolümü kaybetmekten korkuyordum. Ama içimdeki şeytan biandan kafama girmişti bir kadehten bişey olmaz diyordu. Kadehi tek seferde kafama diktim.
Boğazlarımdan kalbime akıyordu bu sıvı hem içimi ıstıyordu hemde öfkemi dindirip kalbimdeki acıyı susturuyordu. iyi gelmişti ama ikinci kadehi içmemeliydim. Ki zaten içemezdim Barlas bütün şişeyi bitirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anka kuşunun göz yaşları (+18)
Cerita PendekAbisi tarafından emanet edildiği adamın karanlık yüzüyle tanışmaya başlayan Işık kurtuluş ve onu kendi cehennemine çeken suç örgütü lideri Han Barlas Kılınç'ın ailesi için aşık olduğu kadına zarar veren zehirli ilişkisi...