Jisung ağzına gelen sigara tadı ile yüzünü ekşitti ama buna rağmen öpüşmeye devam ettiler. Birkaç dakika sonra ayrıldılar. Ardından içeri girdiler içeri girdiklerinde ikili çoktan sohbete dalmıştı. İkilinin bu kadar samimi olabileceklerini tahmin edemeyen çift şaşkın bir şekilde baktıklar. Pek umursamayıp koltuğa oturdular ve ardından keki yemeye başladı.
Jisung: Yun bu kek çok güzel bana sık sık yaparsın artık
Jeongin şaşırmış bir şekilde konuştu.
Jeongin: Sen Yunjin'in meşhur tatlılarını hiş yemedin mi?
Jisung: Hayır yemedim... Yunjin yaparsan eğer yemek isterim
Yunjin: Bilmem hak etmen gerek
Jisung: Nasıl yani?
Yunjin: Jeong sen anlat bakayım
Jeongin: Yunjin'in tatlılarından yemek için onu çok mutlu etmen gerek veya bir davet düzenlemen eğer bunlardan biri olursa Yunjin'in o güzel tatlılarından yersin ve ayrıca... Yun sen neden bize kek yaptın neden cheesecake yada jeonggwa yapmadın?
Yunjin: Sence evde malzeme var mıydı yada zamanım
Jeongin: Doğru zaman kısıtlıydı
Changbin: benim yanımda bir kere söylediniz mecburen yapmak zorundasın yoksa
Jisung: Seni dakika başı rahatsız eder o da yetmez senin başının etini yer haberin ola
Yunjin: Şimdi seni yedim Jeongin
Salonda Jeongin ile Yunjin'in koşuşturmasını izliyorlardı. Yunjin elinde çatal ile Jeongin'i kovalıyordu. Jisung ise orada gülmek dışında başka bir şey yapmıyordu.
Yunjin: Gel buraya lan!
Jeongin: Bırak beni manyak karı
Jeongin bu cümleyi söylerken arkasına baktığı için ayağı halıya takılmış ve Changbin'in üstüne düşmüştü.
Yunjin: Lan nereye kayboldu- Ananı Oha Çüş!
Jisung Yunjin'in tepkisi ile Changbin ve Jeongin'e döndü.
Jisung: Aile var arkadaş aile!
Changbin: Orası rahat mı?
Jeongin bu sözün üstüne hemen toparlanıp Changbin'in üstünden kalkmış.
Jeongin: Üz-üzgünüm hyung
Changbin: Sorun değil hem hyung deme aramızda sadece 2 yaş var Changbin diye seslen öyle çok daha iyi olur
Jeongin: Peki Changbin
Biraz daha sohbet edip herkes evlere dağılmıştı. Yunjin ise etrafı toplamaya başladı. Kendisine yemek hazırlamadan hemen uyudu. Sabah büyük bir açlıkla uyandı. Ancak saatte baktığında işe geç kalmak üzere olduğunu fark etti. Hemen kıyafetlerini giydi artık üniforma giymesi zorunlu değildi. Siyah dekolteli kısa bir elbise giydi. Saçlarına fön çekti biraz makyaj yaptı ve hızla evden çıktı. Arabasını hızlıca şirkete doğru sürmeye başladı. Yaklaşık yarım saat geç kalmıştı. Ders vereceği odaya girdiğinde kimse yoktu sadece bir not vardı.
_Bayan Soon sizi odama beklerim -Bay Kang_
Notu görünce gözleri kocaman açılmıştı hemen Bay Kang'ın odasına gitti. Kapıyı tıklattı Bay Kang sert bir sesle konuştu.
Bay Kang: Gel!
Yunjin içeri girdiğinde elleri titriyordu.
Yunjin: Efendim beni çağırmış sınız
Bay Kang: Evet seni çağırdım neden işine geciktin
Yunjin: Efendim çok gecikmedim k-
Bay Kang: Tamı tamın 37 dakika 20 saniye geç kaldın ve bunun bir cezası olmalı değil mi?
Yunjin: Na-nasıl bir ceza?
Bay Kang sırıttı kapıyı kilitledi ve Yunjin'in üstüne doğru yürümeye başladı.
Bay Kang: Şimdi görüceksin cezayı
Ellerini tam Yunjin'in bacaklarına attığında Yunjin Bay Kang'ın yüzüne sert bir yumruk attı. Bay Kang'ın burnu kanıyordu Yunjin ardı ardına birkaç yumruk daha attı ve ardından çığlık attı.
Yunjin: Yardım Edin! Bay Kang bana dokunmaya çalışıyor!
Bay Kang ayağa kalkmaya başlamıştı Yunjin hemen kapının kilidini açmaya çalıştı.