0.4

1.3K 207 237
                                    


oy ve yorumları
unutmuyoruz dimi asklarrr

***

jeongin sınıfın kapısının önünde dikilirken en önde oturan bedeni görmesiyle birlikte artan heyecanını azaltmak için sınıfa adım atmadan önce nefesini birkaç saniye tuttu.

bir gram düşmeyen heyecanına rağmen sınıftakiler kapıda öylece dikilmesini garip bulmasın diye küçük adımlarla girdi sınıfa.

sabah ilk fizik dersi olduğu için yanına oturmak için izin aldığı minho'nun yanına ilerlerken düzleştirdiği sarı saçlarını parmaklarıyla geriye doğru tarayıp yüzüne en tatlı gülümsemelerinden birini yerleştirdi.

"günaydın minho..."

minho ağrıdığı için kapalı tuttuğu gözlerini tepesinde dikilerek ona seslenen beden yüzünden açarken başını yukarıya doğru çevirerek jeongin'e baktı.

"günaydın jeongin."

boğuk mırıldanışıyla elini yüzüne yerleştirip gözlerini ovuştururken jeongin hafifçe titreyen dizlerinin belli olmasından korkarak kendini hızlıca minho'nun boş olan yanına yerleştirdi.

fizik defterini çıkarttığı gibi sessiz duran bedenin naptığını görmek için çaktırmadan başını sola çevirdiğinde minho'nun daha deminki gibi uyku moduna çoktan geçtiğini görerek merakla mırıldandı.
"uyuyamadın mı gece?"

minho jeongin'i duyduğu gibi gözlerini aralasa da sorusunu cevapsız bırakarak duruşunu dikleştirip bakışlarını tahtaya yönelttiğinde sarışın bedenin ona inceleyen gözlerini hissedebiliyordu.

"benimle konuşmayacak mısın? küstün mü yoksa bana dün film izlediğim için?"

jeongin istemsizce üzgün çıkan sesiyle birlikte gözlerini sıranın üzerindeki ellerine yönelttiğinde minho normalde umursamayacağı bu üzgün tavrın nedeninin kendisinin olmasından fazlasıyla rahatsız oldu.

bu yüzden de "hayır,küsmedim.niye küseyim film izledin diye?" dedi başını jeongin'e doğru çevirirken."ben uykusuz kaldığımdan biraz huysuzum sadece."

"attığım ödeve baksaydın daha önce uyurdun... huysuz da olmazdın.beni dinlemezsen böyle olur."

jeongin, minho'nun dediği şeyle omuz silkerek kızarcasına konuştuğunda yanındaki beden gülerek dirseğini masaya yerleştirip elini yanağını yaslayarak başını ona çevirdi.

"haklısın... böyle kızma lütfen bana,korkarım."

alay dolu sesinden önce duyduğu küçük kahkaha jeongini gülümsetirken başını hafifçe eğip büyük kahverengi gözlerin içine baktı.
"neden güldüğünü anlamadım, ama seni güldürmek hoşuma gitti."

bir anda fazlasıyla açık konuşması minho'nun kaşlarını kaldırmasına neden olurken gözlerini ondan kaçırıp tahtaya yöneltti.

"jeongin...sadece mesajlarda değil yüzyüzeyken de direkt içinden geçeni söylüyorsun sanırım."

jeongin minho'nun dediğini umursamadan parmaklarını onun kızaran kulaklarına doğru getirdi.

"kulakların kızarmış senin... üşüdün mü yoksa ateşin mi var?"

parmaklarıyla hafifçe kavradığı kulak kepçesi beklediğinin aksine ona sıcak gelirken minho hassas olduğu yerin böylesine yavaşça okşanması yüzünden büyükçe yutkundu.

uzun parmakların dokunuşu fazlasıyla hoşuna gitse de başını hafifçe ondan çekip genzini temizledi.

"bana dokunmadan önce sorarsan daha mutlu olurum."

nerd / jeonghoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin