1.0

1.3K 194 150
                                    


boll yorumlar için teşekkürler
umarım aynı ilgiyi hep gösterirsiniz
iyi okumalar💖

yorumları bekliyorum🥺

***

"çok güzelsin be kızım.. sana bakmayan o malı sikeyim ben."

"sus bir kanka."

jeongin dairesel olarak durdukları kalabalık arkadaş grubunda changbin chan'ı iteleyip tatlı bir kavgayla herkesi eğlendirirlerken sarışın beden kendini bir türlü sohbete ait hissedemiyordu.

belki de bunun nedeni aklının öndeki sırasında tek başına oturan kahverengi saçlı oğlanda olmasından dolayıydı...

"iki ders kaldı sonunda."

"çıkışta kafeye geliyor musun?" gözlerini minho'dan çekmesini sağlayan şey omzunu kavrayan elle yanına oturan chan olurken jeongin gülümseyerek başını salladı.

"gelmek isterim. ama yine de bir anneme sorayım."

chan ilk gördüğünden beri fazlasıyla sevdiği arkadaşını kolları altına alıp sarmalarken jeongin zar zor bi şekilde gülümseyerek gözleriyle minho'nun ona bakıp bakmadığını kontrol ediyordu ki bi anlığına kesişen büyük kahverengiliklerle kimseyi umursamadan hızlıca kalktı sıradan.

iki adımda ulaştığı sırada minho'nun yanına otururken"minho bugün nasılsın?" dedi." bana baktığını görünce yanına geleyim dedim de."

minho sarışın bedenin yana eğdiği başıyla cesaretle gelmesine rağmen bir ande çekinerek konuşmasına karşılık dudaklarının kıvrılışına engel olamadı.

"bana o kadar çok baktığını hissettim ki.. ben de bi sana bakayım dedim sadece."

"haa..." jeongin daha deminden beri yakalanmış olduğunu anlarken utançla dudaklarını birbirine bastırarak başını diğer tarafa çevirdi."fark ettin mi ya o kadar..."

mırıldanışı minho'yu güldürürken elini istemsizce onun kısa saçlarına parmaklarıyla küçük tutamları rastgele dağıttı."noldu utandın mı?"

jeongin saç tutamlarında gezinen parmakları birkaç saniye hissetmekle dâhi heyecanlanırken kızardığına emin olduğu yanaklarını saklamak adına ellerini yüzüne getirip başını eğdi.

"utandım."

kısık sesinin ağlamaklı tonu minho'nun karnına yumruk yemiş gibi hissetmesine neden olurken büyükçe yutkunmasına engel olamadı.

"heyecandan elim ayağım birbirine dolandı şu an." sarışın beden başını yavaşça kaldırıp yandan bir bakış attığı güzel yüzün afallayan halini görürken ir anlık cesaretle kahverengi saçlara parmaklarını yerleştirdi.

kahverengi saçın yumuşak uzun tutamları uzun parmakları arasında yavaşça gezdirirken minho'nun dudaklarına doğru inen gözlerinin yoğun bakışlarını fark ederek gülümsedi.

"minho...öpüşen arkadaşlar olmak konusundaki fikrim hala geçerli."

fısıldayışıyla elini onun saçlarından çekip önüne yerleştirdiğinde jeongin'in dediğine yanıt vermek adına dudaklarını aralayan bedenin cevap vermesini engelleyen şey hızlıca masaya konulan iki çift elin çıkardığı anlık sesti.

iki bedeni de birbirine fazla odaklandığı için yandan gelen sesle irkilirken kendilerine bakan felix samimiyetsiz bir tavırla gülümsedi."jeongin napıyorsun burda tek başına...yanıma gelsene."

"tek başıma değilim ki?"

felix'in uyarısını anlamdığını fazla belli ederken minho kendisinden haz etmediğini gösteren bedenin jeongin'i yeniden çağırmasına olanak tanımadan sıradan kalktı."ben lavaboya gideyim."dedi düz bir ifadeyle."sen de sırana geçersin o sıra."

nerd / jeonghoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin