FOR YOUTH | TAEKOOK

1. Bölüm|Teklifin Reddedildi!

Gitmek istemediğim bir yere zorla götürüldüğüm günlerden biriydi. Bana iyi bir fikir gibi gelmese de kız arkadaşımı kırmamak adına bu konsere onunla beraber gitmiştim. Herkes çığlık çığlığa BTS grubundan Jeon Jungkook'un adını tezahürat ederken, kız arkadaşım beni dürterek "Taehyung konser boyunca susup oturmayacaksın diye düşünüyorum. Hadi sen de bize katıl" demişti. Ona katılmayacağımı söylemek isterken bir anda mikrofonu eliyle kontrol eden biri sahnede belirmişti. Cızırtılı sesle "Ding dongg Army??" ve ona yanıt veren kalabalık "Jungkook??"

"Dayummm sizi burada görmek güzell. Herkes buradaysa günün tadını çıkaralım.. Lets goo!"

Müziğin başlaması ile dansçıların onun etrafını sarması bir olmuştu. O kadar kusursuz dans ediyordu ki, kız olsam ben de ona hayran olurdum diye düşünmedim değil. Sevimli şekilde başlangıç konuşması yapan bu kişi, sergilediği performansla birlikte kendisiyle çelişiyor gibiydi. Jungkook konser salonundan ayrılırken baştan sona doğru herkesin ellerine dokunarak çıkarmış. Bunu bilen herkes hazırda beklerken ben ve sevgilim en arkada oturuyorduk. Jungkook koşarak salonda tur atarken, ben ona elimi uzatmamıştım. Elini tutmam için yanıma gelip bir süre beklerken, korumalar ona çıkışı göstererek eşlik etmişti.

"Herkesin çıldırdığı şu meşhur idol demin elini tutmam için yanımda bekledi.. farkında mısın? Onun bir sonraki konserinde sana eşlik edecek başka birini bul. Ben bu rezilliğe daha fazla katlanmayacağım" diyerek oradan uzaklaşmıştım.

***
"Konserde elimi tutmayan çocuğu araştırdınız mı? Bu özgüvenini yerinde tutacak ailesi kimmiş?"

"Efendim aldığımız bilgilere göre tam adı Kim Tae-hyung, 30 Aralık 1995 Daegu doğumlu. Ailesi çiftçiymiş ve üzerilerine kayıtlı bir mal varlığı da bulunmamaktadır."

"Hangi iş ilanlarında Cv'si varsa hepsini yok et. Çünkü bir sonraki konserimde bana eşlik eden korumam o olacak!"

"Anlaşıldı efendim"

***
Saksafon kursumdan çıkıp, son karnemi almak için yola koyulmuştum. Artık gerçekten de hayatımın basamaklarını birer birer çıktığımı hissetmeye başlamıştım. Üniversite hayatı bana hep rüya gibi gelmiştir. Ama artık bu rüyayı gerçeğe dönüştürmeme çok az kaldı. Dünkü olaydan sonra kız arkadaşımın beni aradığı cevapsız arama çağrılarına göz gezdirirken önüme kıran bir arabayla duraksamıştım. Başımı telefondan kaldırıp tam karşımda kapısı yavaşca açılan sürgülü kapının ardındaki kişiyi görüp dona kalmıştım.

"Sen?"

"Evet ben. Eğer şimdi arabaya binersen hayatının şansını yakaladın demektir. Ama eğer bize zorluk çıkartırsan olacaklardan ben sorumlu değilim."

"Koskoca Jeon Jungkook'un ilk sabıka kaydı benimle olacak desenize.."

"Ha gelmiyorsun o zaman?"

Hayır demek isterken Jungkook'un adamlara yaptığı işaretle etrafım sarılmıştı.

"Karlı çıkacağına söz veriyorum. Adam kaçırmak istesem ayağına gelmezdim"

"Sadece 10 dakika"

"Sadece 1 saat, karar verildi."

Uzun bir yolculuğun ardından bulutlara değecek kadar yüksek katlı bir binanın önüne park etmişlerdi.

"Arabayı sevdin sanırım"

"Ne münasebet?"

"O zaman in ve beni takip et".

HYBE yazan kapıdan içeri geçtiğimizde herkes Jungkook'u tanıyor olacak ki, onu selamlamaya başlamışlardı.

"Burası neresi?"