Hyunjin okul çıkışına kadar bir daha Felix'le konuşmadı ama tüm gün Changbin ile kendisinin aksine ne kadar mutlu olduğunu izledi. Okulun bittiğini gösteren evlere dağılış zili çaldı.
Felix ve Changbin sıradan kalktılar. Changbin Felix'i kolunun altına aldı. Birlikte sınıftan çıktılar.
Hyunjin ayağa kalktı ve onların peşinden gitti. Kapüşonlusunu kafasına iyice çekti ve çaktırmadan onları takip etmeye başladı. Giderken birisiyle çarpıştı.
"Dikkat etsene."
"Özür dilerim."
Hyunjin kafasını kaldırıp karşısında duran çocuğa baktı. Bu alt sınıftan Jeongin olmalıydı.
Hyunjin'in aklına şeytanice bir plan geldi. Felix'i kıskandırmak için o da Jeongin ile takılacaktı.
"Ah sen miydin Jeongin? Kusura bakma sen olduğunu görseydim daha kibar olurdum."
Hyunjin gülerek Jeongin'in saçlarını karıştırdı. Jeongin utandı ve gülümsedi.
"Sorun değil sana çarptığım için ben özür dilerim."
"Özrünü kabul etmemi istiyorsan benimle bir kahve içmeye gelirsin." Dedi Hyunjin flörtöz bir tavırla.
"Kahve mi? Ah, elbette gelirim."
"Pekala gel bakalım."
Hyunjin Jeongin'i kolunun altına çekti ve gözleriyle hızlıca Changbin ile Felix'i aradı. Onların uzağında el ele gidiyorlardı. Hyunjin Jeongin'e çaktırmadan onları takip etmeye devam etti.
Giderlerken Jeongin ve Hyunjin sohbet ediyorlardı ama Hyunjin'in sık sık dikkati dağılıyordu. Gözleri sürekli Felix'e ve Changbin ile kenetlenmiş ellerine kayıp duruyordu. Hâlâ onları takip ettiklerini fark etmemişlerdi.
Hyunjin'in şansına Changbin ve Felix bir kafeye girdiler. Hyunjin peşlerinden girerek onlara en yakın masaya oturdu. Changbin göz ucuyla Hyunjin'e baktı. Gözleri Jeongin'e gelince durdu ve çocuğa bir süre baktı. Jeongin'in bu herifin yanında ne işi vardı?
Changbin Felix'e döndü.
"Benim bir işim var. Buluşmayı ertelesek olur mu?"
"Ah olur sorun değil."
Changbin gülümseyerek ve özür dileyerek masadan kalktı ve Hyunjin'lerin masasına gitti. Felix Hyunjin'i o anda fark etmişti. Karşısında oturan Jeongin'i görünce kalbinde bir şeylerin koptuğunu hissetti.
"Jeongin gel gidiyoruz." Dedi Changbin.
"Ne? Ama ben Hyunjin ile-"
"Hadi Jeong."
Changbin Jeongin'in kolunu tuttu ve onu masadan kaldırdı. Hyunjin masadan kalktı.
"Hayırdır kardeşim kendi buluşmana baksana sen."
"Hyunjin seninle kavga edecek modda değilim Jeongin'i alıp gideceğim."
Jeongin Hyunjin'e özür dileyerek baktı.
"Daha sonra konuşuruz."
Hyunjin flörtöz şekilde gülümsedi.
"Elbette konuşuruz."
Changbin Jeongin'i kolundan tutup kafeden çıkarttı.
Felix masadan kalktı ve Hyunjin'in yanına geldi.
"Jeongin ne alaka şimdi?"
"Changbin ne alakaysa o alaka."
"Benim geçerli bir sebebim var, senin geçerli sebebin ne?"
"Sen gözümün önünde başkasıyla flört ederken ben peşinden mi koşacaktım?"
"Artık manüpilelerine kanmayacağımı söylemiştim Hwang."
Felix arkasını döndü ve kafeden çıktı. Hyunjin peşinden çıktı ve ikili farklı yönlere doğru ayrıldılar.