Hyunjin kapı çalınca ayağa kalktı ve kapıyı açtı. Karşısında Felix duruyordu.
"Hoşgeldin."
"Hoşbuldum."
Felix içeriye girdi. Birlikte oturma odasına gidip oturdular.
"Şimdi bana olayı baştan anlatmanı istiyorum." Dedi Felix.
"Dediğim gibi narsistik kişilik bozukluğum var. Ailemin onlara ve insanlara karşı tavırlarım dikkatini çekince beni bir psikoloğa götürdüler. O beni psikiyatriye yönlendirdi. Şuan ilaç kullanıyorum."
Felix ne yapacağını bilemedi. Sonra yavaşça Hyunjin'e sarıldı.
"Hyunjin, bunu düzeltebiliriz."
"Felix, lütfen yapma."
Hyunjin Felix'i hafifçe ittirdi ve kendisinden ayrılmasını sağladı.
"Kendime olan sevgim her zaman sana olan sevgimden üstün gelecek. Sana zarar vereceğim. Lütfen benden uzak dur, kendi iyiliğin için. Hayatımda ilk defa kendi iyiliğimi değil bir başkasının iyiliğini düşünüyorum. Lütfen benden uzak dur Felix."
"Şu an beni düşünmen bile bana olan sevginin kendine olan sevginin önüne geçtiğine bir kanıt. Eğer senin dediğin gibi olsaydı yine beni manüpile etmeye çalışırdın."
Hyunjin duraksadı. Haklı olabilir miydi? Hayır olamazdı. Hyunjin iyileşemezdi ki. Bu onun doğasında vardı.
"Hayır Felix. Ben iyileşemem. Ben umutsuz vakayım."
"Şu an bunu söylerken bile kendini küçük görüyorsun farkında mısın?"
"Felix ben iyileşmek istemiyorum."
"İyi ama neden?"
"Birisiyle mutlu olmaya, birisine bağlanmaya korkuyorum. Kendimi sevmem benim üzülmemi engelliyordu. Eğer tekrar birisini kendimden önce koyarsam yine üzülürüm."
"Hyunjin..."
Felix tekrar Hyunjin'e sarıldı. Bu sefer sıkıca. Hyunjin ona engel olmadı ve o da kollarını Felix'in bedenine sardı.
"Ben seni üzmem ki Hyunjin." Dedi Felix.
"Gerçekten üzmez misin?"
"Hayır üzmem."
"Felix, sence ben gerçekten iyileşip normal insanlar gibi olabilir miyim?"
"Elbette olabilirsin Hyunjin. Sen böyle doğmadın ki. Senin normalin bu değil. Öncesinde nasıl normalsen şimdiden sonra da normal olabilirsin."
"Felix."
"Efendim?"
"Seni seviyorum ve bu arkadaşça bir sevgi değil."
Felix Hyunjin'den ayrıldı ve yüzüne baktı. Hyunjin'in ellerini tuttu.
"Bu bile bir gelişme öyle değil mi?"
Hyunjin gülümsedi.
"Sanırım öyle."
Felix Hyunjin'e yaklaşıp Hyunjin'in dudaklarını kendi dudakları ile örttü. İlk defa Hyunjin onu değil o Hyunjin'i öpüyordu.