Hiçbirşey söylemeden yanımdan kalkarak adımladığında arkasından bakarak uzaklaşan yapılı vücudunu izledim.
Uzaklaşmak istedikçe bana yakınlaşıyor, karnımda olan kelebeklerin uçuşmasına sebep oluyor ve arkasında kafası karışık bir Jungkook bıraktığını fark etmiyordu.
__________
Yapılı bedeni gözden kaybolana kadar arkasından bakarken, Jimin görüş açıma girdi. Gözlerini kısarak yanıma yaklaştı.
"Derse neden girmedin Jeongguk? Meraktan öldüm ders bitene kadar!"
Bakışlarımı fazla yüzünde tutmadan çimenlerin üstündeki kitabı ellerim arasına alarak gülümsemeye çalıştım.
"Biraz iyi hissetmiyordum Jimin, iyiyim merak etme"
Kollarını göğsünde birleştirerek gözlerini kısıp bakışlarını yüzümde gezdirdi.
"Profesör Kim neden gelmişti pekii?"
Sırıtarak kaşlarını kaldırıp indirdiğinde bacağına fazla acıtmayacak şekilde ayağımla vurdum.
"Neyi ima ediyorsun? Dersine girmedim işte o yüzden geldi!"
Oflayarak kollarını çözüp gözlerini devirerek elinde tuttuğu meyve suyundan yudumladı.
Ayağa kalkarak çimenlerin üstünde duran eşyalarımı toparlayıp beni bekleyen Jimin'in yanına adımladım.
Gözlerini kısarak ağacın altına bırakılan çöp kutusuna boş meyve suyu kutusunu fırlatıp parlatıcı sürdüğü dudaklarını diliyle temizledi.
"Gözüne ne oldu? Şişmiş sanki"
Sorusuyla nabzım hızlanırken yutkunup göğsüme kitaplarımı yaslayarak bakışlarımı gözlerinden kaçırdım.
"Birşey yok Jimin, alerji"
Adımlarımı hızlandırıp yanından ayrılırken arkamdan koşarak bana yetişip adımlarıma ayak uydurdu.
"Ne alerjisiymiş bu Jeongguk? Ben neden daha önce duymadım?"
Şüpheyle sorduğu soruyla hafif esen rüzgarda dağılıp bozulan saçlarımı elimle düzelttim.
"Yeni işte, yaz sonu oldu. Boşver şimdi bunu. Profesör Kim ödev vermiştir kesin, bana atarsın konuyu"
Başını sallayarak beni onayladığında kaşlarını çatarak adımlarıma eşlik edip içimden bana inandığını düşünerek kendimi avutmaya çalıştım.
Geçen yıl olanlardan sonra aynı şeylerin tekrarlanmasını, kimsenin değil de yalnız Jimin'in tekrar başının belaya girmesini istemiyordum. Tersi çok kötüydü ve bana zarar gelmesini istemediğini çok iyi biliyordum. Ona hala daha aynı şeylerin aynen devam ettiğini, ailemin benim ne hissettiğimi önemsemeden, hapisane köşelerine düşmelerini dahi umursamadan hala kendi bildiklerini yapmaya devam ettiklerini bilmesini isemiyordum. Bu sefer kıyamet kopabilirdi.
Onlar için önemli olan ben değilim. Hiçbir zaman da olmadım. Düşündükleri sadece kendileri ve elde etmek istedikleri menfaatleri.
İç çekerek üniversitenin giriş kapısından içeri girerek arkamı dönüp bana yetişmeye çalışan Jimin'in eline göğsüme yasladığım kitabı tutuşturdum.
"Lavaboya gitmem gerek, benim için götürebilirmisin?"
Eline tutuşturduğum kitabı kavrayarak göz hizasına getirdiğinde iç çekerek endişeli bakışlarını gözlerime dikti.
"İyi olduğundan eminmisin? Gerçekten endişeleniyorum artık"
Başımı sallayıp onu onaylayarak burukça gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLDER • TAEKOOK
FanfictionJeon Jungkook derslerinde oldukça başarılı, üniversite ikinci sınıf öğrencisiydi. Ailesi ona karşı ilgisiz ve oldukça kabaydı. Herkese normal gelen bazı şeyler ona tamamen yabancıydı. Sevmek, birine hediye vermek, sevilmek, birine sarılmak bile. Kim...