Hafiften dolmaya başlayan gözlerimi zemine dikerek ellerimi önümde birleştirip ayakkabımın uç kısmını parkelere sürttüm."Y-yok efendim. Yani var, fakat eksik yazmışım tamamlaya-"
"Dersten sonra odama geliyorsun Jungkook"
_____________
"Peki Profesör Kim"
"Geçebilirsin"
Flaş belleği bilgisayardan çıkarıp hızlı adımlarla yürüyerek yerime geçtim. Profesör Kim son kez bana bakış atıp önündeki deftere birşeyler yazarak dilini usulca dudakları üstünde gezdirdi.
"Bu surat ne lan? Mahkeme duvarı gibi"
İç çekerek önümdeki deftere yıldızlar çizip içlerini karalayarak doldurmaya başladım.
"Sataşma bana Jimin! Zaten keyifsizim"
Elindeki siyah kalemi parmakları arasında döndürüp imalı bakışlarla dirseğiyle kolumu dürttü.
"Odasına çağırdı farkındaysan! O geziye mutlaka gidiyoruz, belki Profesörünle aynı odada kalırsınn"
"Farkındayım ve aşırı stres yapıyorum! Hem saçmalama istersen. Öğretmenler, Profesörler onlar ayrı yerlerde kalırlar geçen yıl olduğu gibi"
Jimin parmaklarıyla çevirmeye çalıştığı kalemi sıranın üstüne bırakarak bana iyice yaklaştı.
"Sen o işi Jimin'e bırak Kookie! Sadece nereye gideceğimizi öğrenmemiz gerek"
__________
"Şimdi... Sen Profesör Kim'in odasına gidiyorsun ben de gideceğimiz yeri öğreniyorum ve görevi tamamlıyoruz!"
"Yakalanırsan seni tanıdığımı söylemeyeceğim"
"Alındım şuan"
Gözlerimi devirerek oflayıp kollarımı göğsümde birleştirerek hızlanan nabzımı sakin tutmaya çalıştım.
"Gidiyorum Jimin. Dikkatli ol lütfen"
Kendinden emin şekilde omuzlarını dikleştirerek kafasına koyduğu şeyi yapmak için yanımdan uzaklaştı.
Derin nefes alıp Jimin'in uzaklaşmasını izleyerek bakışlarımı önümdeki kapıya çevirdim. Kapıyı hafifçe tıklatıp, kapı kulpunu çevirerek aralanan kapıdan kafamı içeri soktum.
"Profesör Kim, beni çağırmıştınız"
Burnunun üstüne yerleştirdiği gözlükleri, kaslarını sıkıca saran gömleği iyice onu çekici gösterirken yutkunarak bakışlarımı kaçırdım.
İçeri geçip kapıyı arkamdan kapatarak yanaklarımın kızarmaması için dua etmeye başladım.
Bakışlarıyla beni süzüp dilini usulca dudakları üstünde gezdirerek elinde tuttuğu kitabı masanın üstüne bıraktı. Parmaklarını iç içe geçirerek dirseklerini masaya yaslayıp oturmam için eliyle koltuğu işaret etti.
Güneş ışıklarını odanın penceresine yansıtıyor, harika görünen esmer tenine inanılmaz bir görüntü bahşediyordu.
Sakin adımlarla önündeki koltuğa oturup ellerimi kucağıma yerleştirdim.
"Gerekmedikçe hiç bir öğrencimi odama çağırmam Jungkook. Notlarında eksikler var ve diğer öğrenciler arasında bunu dile getirerek senin puanını düşürmek istemem. Geçen yıl olan puanların yüksek. Bu yüzden bu yıl da yüksek olmasını istiyorsan verdiğim her bir projeyi, notları tamamlamalısın."
Sızlayan burnumu çekerek üstümde gezinen gözlerine gözlerimi dikerek sertçe yutkundum.
"Ben özür dilerim, haklısınız Profesör Kim. Dikkate alacağım"
Başını sallayıp beni onaylayarak tekrar eski pozisyonuna dönüp sırtını koltuğuna yasladı.
"Çıkabilirsin"
Masanın üstüne bıraktığı kitabı tekrar elleri arasına aldığında ayaklanıp kapıya doğru adımladım. Kapı kulpunu çevirerek açıp arkamdan kapattığımda derin nefes alarak kızaran yanaklarıma soğuk ellerimi yasladım.
"Tanrım..."
________
"Jeongguk!"
"Bağırmasana Jimin! Duyuyorum, sağır değilim"
Jimin gözlerini devirerek elindeki meyve suyunu çöp kutusuna fırlatıp yanıma oturdu.
"Gideceğimiz yeri öğrendim bile! Ve tahmin et o yerin sahibi kim"
Sırıtarak kendinden emin şekilde konuştuğunda ellerim arasında tuttuğum marshmallow paketini kucağıma bıraktım.
"Nasıl öğrendin? Ve sahibi kim?"
Kucağıma bıraktığım marshmallow paketinden bir tane marshmallow alarak ağzına atıp heyecanla konuştu.
"Eski sevgilim! Nasıl öğrendiğimi sorma az daha yakalanacaktım"
Gözlerimi büyüterek marshmallow yediği için büyüyüp küçülen yanağını izleyip içimden sevinç çığlıkları attım.
"Seo ju?"
Başını sallayarak beni onayladığında kaşlarımı çatarak bakışlarımı kucağıma uzanan eline çevirdim. Paketten bir marshmallow daha alarak ağzına tıkıştırdı.
"İkna etmek baya zor oldu, ama Jimin'in halledemeyeceği birşey yoktur! İkinizi aynı odaya aldırttım"
"Ne? Nasıl?"
"Aslında zaten bir kişi için yer olmadığından bir odada iki kişinin kalması gerekiyordu. O yelloz büyük ihtimalle bunu çoktan ayarlayıp kendisi Profesör Kim'le aynı odada kalacaktı. Seo ju ile konuştuğumda iki erkek iki kadın eşleşmesi yapmasını istedim ki zaten iki kişi için yapılması gerekiyordu. Odalar dolu olduğu için de iki erkek iki kadın olarak odalar bölüştürülecek. Profesör Kim itiraz etmezse aynı odada kalacaksınız!"
Gözlerimi büyüterek gülümseyip sevinçle Jimin'e sarıldım.
"Teşekkür ederim Jimin! Hiç ihtimal vermemiştim açıkçası"
"Park Jimin herzaman ihtimal yaratır kookie"
"Peki... gelip gelmeyeceğini tam olarak nasıl anlayacağız?"
"Listede adını gördüm, yani gelecek"
Elini uzatarak kucağımdaki paketten bir marshmallow daha aldığında paketi parmaklarım arasına alarak ondan uzaklaştırdım.
"Yedin ya hepsini, benim marshmallowlarım bunlar!"
Jimin ağzı dolu bir şekilde gözlerini devirerek kollarını göğsünde birleştirip oturduğumuz bankta iyice yayıldı.
"Bana marshmallow borçlusun!"
________________
Oy sınırı 100+
Selamm. Uzun süredir bekletiyorum ve bunun için üzgünüm. Bir süre diğer fic'e odaklanacağım. İki fic'e de destek olursanız sevinirim. Umarm beğenmişsinizdir. Oyları ve yorumları unutmayalım lütfen. Okuduğunuz için teşekkür ederimm 🌟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLDER • TAEKOOK
FanfictionJeon Jungkook derslerinde oldukça başarılı, üniversite ikinci sınıf öğrencisiydi. Ailesi ona karşı ilgisiz ve oldukça kabaydı. Herkese normal gelen bazı şeyler ona tamamen yabancıydı. Sevmek, birine hediye vermek, sevilmek, birine sarılmak bile. Kim...