3

3.6K 489 360
                                    


Rahatsız olmam Jungkook. Kim olsa aynısını yapardı"

Yara bandı kutusunu torpidonun üstüne bırakarak karnımın acısını unutmaya çalıştım.

"Her öğrencinize böyle davranır mısınız Profesör Kim?"

___________

Kaşlarını çatarak sağ eliyle direksiyonu çevirip gözlerini kızarık gözlerimle buluşturdu.

"Evet, sen benim öğrencimsin Jungkook"

Aldığım cevapla hızlanan kalbimi sakinleştirmeye çalışıp, başımı çevirerek dolu gözlerimi arabanın camından dışarıya yönelttim.

"Anladım Profesör Kim, t-teşekkür ederim"

Burnumu çekerek kucağıma bıraktığım ellerimle oynayıp, tırnak kenarlarımda olan etleri soymaya başladım.

Bir kaç dakikayı da arabada geçirdikten sonra araba iki katlı sade bir evin önünde durdu. Profesör Kim sürücü koltuğundan indiğinde ardından ben de inerek kapıyı nazikçe kapatıp yanına doğru adımladım.

Bana bakıp eve doğru yürümeye başladığında omzumdan kayan çantamı düzelterek arkasından adımladım.

Cebinden anahtarını çıkarıp kilidi çevirip açarak girmem için eliyle işaret etti.

Kızaran yanaklarım eşliğinde içeriye girerek büyük salonu incelemeye başladım. Duvarlarda farklı farklı tablolar duruyordu.

"Kanepeye geç, ilk yardım çantasını alıp döneceğim"

Başımı sallayarak onayladığımda arabasının ve evinin anahtarlarını küçük cam sehpanın üstüne bırakarak üst kata doğru gitti.

Arkasından geniş omuzlarını izleyerek kuruyan boğazımı ıslattım. Arkamda duran kahve rengi tonlarının hakim olduğu tabloya doğru adımlayarak parmak uçlarımı tablonun üstünde gezdirdim.

Kuruyan tırtıklı boya tenimi gıdıklayarak gerçekliğini kanıtladığında tablodaki uzun saçlı kadının yüzünü inceledim.

Siyah saçları beline kadar uzanıyor, beyaz teni ve parmağındaki normal boyutta kırmızı taşlı yüzük bütün dikkati üstüne çekiyordu.

Adım seslerini duymamla bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirip tablodan uzaklaştım. Profesör elindeki ilk yardım kutusunu cam sehpanın üstüne bırakarak üstündeki siyah kabanı çıkarıp askılıktan astı.

Dağılan saçlarını geriye doğru eliyle dağıtıp gömleğinin kol düğmelerini açarak kollarını yukarıya doğru kıvırdı. Sehpanın üstündeki fazla kalın olmayan siyah çerçeveli gözlüğünü kemikli parmakları arasına alıp takarak burnunun üstüne yerleştirdi. Sanırım öleceğim...

Kalbim deli gibi hızlanırken bakışlarımı kaçırarak bu sıcak ortamda dikkatimi dağıtmaya çalıştım.

İzlediğim bu görüntü karşısında domates gibi kırmızıya dönerken bakışlarını bana çevirerek koltuğa oturup ilk yardım çantasını açtı.

"Üstündekini çıkarıp askılıktan as Jungkook, sonra buraya gel"

Dediğini yaparak yün montumu ve çantamı askılıktan asıp yavaş adımlarla yanına doğru gelerek koltuğa, tam karşısına oturdum.

Çantadan çıkardığı kremi, yapışkanlı sargı bezini ve birkaç şeyi daha çıkararak sehpanın üstüne bıraktı. Ellerini dezanfekte edip, ilk yardım çantasından bir çift eldiven çıkararak büyük, kemikli ellerine tek tek geçirdi. Gergince alt dudağımı dişlerken burnunun ucuna kadar gelen gözlüğünü geriye doğru ittirdi.

 OLDER • TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin