2

4.9K 579 329
                                        


"Profesör Kim...S-siz fazla genç görünüyorsunuz"

Kızaran yanaklarıyla, tam karşımda durarak söylediği şeylere mimik dahi oynatmadan, deri çantamın kayışlarını sıkıca kavrayıp bilgisayarımı masanın üstünden kaldırdım.

"Jungkook 35 yaşındayım, 11 yıldır Profesörüm."

Gözlerini büyütüp, başını kaldırarak şaşkınca bana bakarken beyaz dantelli çorapları dikkatimi çekti. Feminen tarzı...

_________

Ayaklarına baktığımı fark ettiğinde kızaran yanakları eşliğinde bir kaç adım gerileyerek uzaklaştı. Yaşından küçük duruyordu ve saçına taktığı beyaz taşlı tokası
ışıl- ışıl parlıyordu tıpkı onun gibi. Çocuk ruhluydu, uzaktan bile belliydi. 11 yıllık iş hayatımda farklı-farklı öğrenciler görmüş, onların haraketlerine, kelimelerine dikkat kesilmiştim. Ne kadar tecrübeli bir Profesör olsam bile karşımda ilk defa böyle bir öğrenci görüyordum.

Kendisini fazla belli ediyordu. Kaçamak bakışlar atıyor, heyecanlandığında parmaklarıyla oynayarak dudaklarını ısırıyordu. Tavşan dişleri gülümsediğinde öne çıkarak ona tamamen farklı bir çekim veriyordu. Bu kadar şeye kısa sürede nasıl dikkat etmiştim bilmiyorum, fakat onun enerjisi tamamen farklıydı.

Boğazımı temizleyerek dilimi dudaklarım üstünde gezdirip, parmaklarım arasından kaymak üzere olan bilgisayarı sıkıca kavradım.

"Ders ile alakalı sorun olduğunda çekinmeden sorabilirsin  Jungkook. Sıkı çalış"

Başını sallayarak onayladığında gözlerini zemine dikerek ayakkabısının uç kısmını zemine sürttü. Tanrım... Gerçekten 6 yaşındaki utangaç çocuklar gibiydi.

Fazla beklemeden yanından geçerek amfiden çıkıp, odama doğru adımladım. Sanırım bir sigara iyi gele bilirdi.

_________

Jeon Jungkook

Hızlanan kalbimin üstüne elimi bastırıp şaşkın bakışlarımı duvara diktim. Çorapları değiştirmeyi unutmuştum! Kim bilir neler düşünmüştü hakkımda! İlk günden rezil etmiştim kendimi!

Jimin'in aniden arkamdan bana sarılmasıyla çığlık atarak kendime geldim.

"Ne bağırıyorsun yaa. Korkuttum mu?"

Sarılışından kurtulup ona doğru dönerek saçımdan kayan tokamı düzelttim.

"Birazcık"

"Gözleriyle yedi seni"

"Ne?"

Sırıtarak ellerini beline yerleştirip ima dolu bakışlarını bana yolladı.

"Şimdi anlıyorum senin karın ağrını. Profesör sınıfa girdiğinden beri gariptin zaten. Anlat hadiii!"

Gözlerim fal taşı gibi büyürken öne atılıp elimi ağzına kapattım.

"Deli misin sen? Yok öyle birşey!"

Elimi ağzından itekleyerek sırıttı.

"Ders çoktan bitti. İkiniz ne yapıyordunuz burda?"

Kızaran yanaklarımı gizlemeye çalışarak ellerimi yanaklarıma dokundurdum.

"Ya birşey yapmıyoruz! Şey olmuştu ben de yardım ettim işte!"

Gözleri aniden büyürken omuzlarımdan tutarak beni silkeledi.

"Ne olmuştu!? Neye yardım ettin?? Ohaa!"

Sonradan ne dediğimi fark ettiğimde koluna hafifçe vurup bakışlarımı zemine diktim.

 OLDER • TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin